Gündem
BBC Türkçe

'Yeni anayasa': CHP, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la masaya oturmayacak

BBC Türkçe'den Ayşe Sayın'a konuşan Erkek; "AYM, AİHM kararlarını uygulatmayan bir zihniyet, toplumsal uzlaşmayla anayasa yapabilir mi? İlk seçimden sonra bunu biz yapacağız. Erdoğan'la bir masada olmayacağız, samimi değiller çünkü" dedi

05 Şubat 2021 14:04

CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gündeme getirdiği "yeni anayasa" önerisinin amacının "tek adam rejimini devam ettirmek için anayasayı kendilerine uydurmak" olduğunu söyledi. Erkek, "Anayasa Mahkemesi(AYM), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını uygulatmayan bir zihniyet, toplumsal uzlaşmayla anayasa yapabilir mi? İlk seçimden sonra bunu biz yapacağız. Erdoğan'la bir masada olmayacağız, samimi değiller çünkü" dedi.

CHP'nin hukuk işlerinden sorumlu genel başkan yardımcısı olan Muharrem Erkek, aynı zamanda parti içinde "güçlendirilmiş parlamenter sistem" çalışmasını yürüten komisyonun başındaki isim.

Parlamenter sistem önerisine ilişkin çalışmalarda sona gelinirken, önümüzdeki haftalarda önerinin CHP Parti Meclisi'nde de ele alınması planlanıyor.

Muharem Erkek, partisinin hazırladığı "güçlendirilmiş parlamenter sistem" ve Erdoğan'ın gündeme taşıdığı "yeni anayasa" tartışmaları konusunda BBC Türkçe'nin sorularını yanıtladı.

'Siyasi partilerin görüşmesi demokrasi açısından değerli'

Siyasi partiler arasında özellikle de muhalefet partileri arasında youn bir görüşme trafiği var. Bu ziyaretlerin amacı, ittifaklar, anayasa değişikliği veya parlamenter sistem konusunda uzlaşma arayışına dönük bir zemin yoklama olarak nitelendirilebilir mi?

Gerçek anlamda seçim ittifakları seçim döneminde netleşir. Şu anda bir ittifak görüşmesi, o amaçla bu ziyaretler olmuyor. Siyasi partiler demokrasilerin vazgeçilmez unsurudur. Siyasi partilerin birbirlerini ziyaret etmeleri, Türkiye'nin sorunları ile ilgili, sistem tartışmaları ile ilgili, her konuda halkın sorunları ile ilgili gidişatla ilgili düşünceleri paylaşmaları, müzakere olması demokrasi açısından çok değerlidir. Çok kutuplaştırdılar ülkemizi, toplumu. Bu kutuplaşmaların büyümemesi açısından da değerlidir. Zaten bu ziyaretler de devam edecek. Onun için önemli buluyoruz bu diyaloğu.

'Anayasayı kendilerine uydurmaya çalışıyorlar'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Oğuzhan Asiltürk'ü ziyaret etmesi, "ittifak da görüşüldü" demesi tartışılıyor. Bu görüşmeleri biraz da yeni sistem mi zorluyor?

Cumhurbaşkanı, yüzde 50+1'i bulmasının artık mümkün olmadığını görüyor. Yüzde 0,1 de olsa oyu veya desteği olan, herkesle görüşme ihtiyacı istiyor. "Bu sistem koalisyonları ortadan kaldırır" demişlerdi, tam aksine koalisyonları büyütüyor, genişletiyor. Şu anda da AKP, MHP, BBP üçlü bir koalisyon var. Onun için bu sistemde, ilk turda veya ikinci turda cumhurbaşkanı seçilmek için bu diyaloglar, ittifaklar çok önemli. Tabii muhalefet çok daha güçlü, çok daha yol aldı. Çünkü Cumhur İttifakı dışındaki tüm muhalefet, özellikle Türkiye için yeni bir hükümet sistemi öneriyor ve güçlendirilmiş parlamenter sistemde uzlaştı. Yani demokratik hukuk devleti için, güçlendirilmiş parlamenter sistem, bağımsız ve tarafsız yargı. Bunu Erdoğan, Cumhur İttifakı yapamaz. Bunu toplumsal uzlaşmayla yeni bir anayasayla ilk seçimden sonra bunu biz yapacağız. Türkiye çünkü bu sistemle devam edemez. Onlar bu adaletsiz, tek adam sistemini devam ettirebilmek için kendilerine anayasayı uydurmaya çalışıyorlar. Zaten samimi de değiller.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, Ankara'da BBC Türkçe'den Ayşe Sayın'ın sorularını yanıtladı

'Cumhurbaşkanının parti üyeliği olmayacak'

Uzun süredir parlamenter sistem çalışıyorsunuz. Diyorsunuz ki, "Biz parlamenter sisteme dönmeyeceğiz, yeni bir parlamenter sistem tasarımı ortaya koyacağız." Eskisinden temel farkları ne olacak?

Bakın, 12 Eylül darbe anayasası zayıflatılmış bir parlamenter sistem yarattı. Parlamenter sistemde, icra organı başbakan ve bakanlar kuruludur. Cumhurbaşkanı temsil noktasında görev yapar. Gerçek anlamda anayasada yazdığı gibi, devleti ve milleti temsil eder. 12 Eylül anayasası o kadar olağanüstü yetkilerle donattı ki cumhurbaşkanlığı makamını ve cumhurbaşkanını da halk seçmeye başladıktan sonra, aslında zaten parlamenter sistemden koptunuz. Biz ne diyoruz; bugün dünyanın en gelişmiş ülkelerinin, hukukun üstünlüğündeki en sıralardaki ülkelerin; işte İngiltere, Almanya, Almanya, Norveç, Danimarka gibi ülkelerin yani Kıta Avrupası'nın büyük bölümünde başkanlık sistemi yok ki. Büyük bölümü güçlendirilmiş, rasyonelleştirilmiş parlamenter sistemle yönetiliyor. Biz de bunu getireceğiz. Cumhurbaşkanı temsil noktasında görev yapacak, bir siyasi mücadelenin içinden gelse bile, siyasi partisiyle bağını kesecek, parti üyeliği de olmayacak.

'Güç merkezi Külliye değil, TBMM olacak'

Cumhurbaşkanını halkın seçmesini mi yok sa parlamentonun mu seçmesini öngörüyorsunuz?

Meclis'ten seçilmesi uygundur. Ama tabii son kararı Parti Meclisimiz verecek. Şu anda da zaten milli irade yüzde 100'e yakın bir irade Meclis'te temsil ediliyor. Bugün olduğu gibi siyasi güç merkezi Beştepe Külliyesi değil, TBMM olacak. Hükümet Meclis'in içinden çıkacak, Meclis'e karşı sorumlu olacak ve güçlü bakanlar... Başbakan eşitler arasında birinci, icraa organı yetki sorumluluk onda olacak. Cumhurbaşkanı devletin sigortası olacak. Gerçek anlamında devleti ve milleti temsil ettiği için, partili ve taraf olmadığı için devletin sigortası olacak. Bugün siyasi istikrar kayboldu Türkiye'de. Hükümet istikrarı ile siyasi istikrarı karıştırmamak lazım, ikisi çok farklıdır. Bugün siyasi istikrar yok. Parlamenter sistem daha esnek bir yapıdır, bir hükümet iyi yönetmiyorsa onun çözümünü kendi içinde de bulabilir. Meclis hükümeti, başbakanı değiştirebilir. Ama mevcut sistemde seçiyorsunuz cumhurbaşkanını; bütün yetkiler onda, bir kişide. Kötü yönetiyorsa, yapabileceğiniz hiç bir şey yok; 5 yıl beklemek zorundasınız. Güçlendirilmiş parlamenter sistemde hükümeti kurmak kolay, düşürmek zor olacak. Eskiden Meclis çoğunluğu biraraya geldi mi güvenoyu vermeyip veya gensoruyla hükümeti düşürebilirdi. Şimdi o "yapıcı kurucu güvensizlik oyu" dediğimiz Almanya'da, İspanya'da Belçika'da bir çok ülkede uygulanan sistemi öngörüyoruz.



'Bozmak için yapmak gerekir' ilkesi olacak

Nedir "yapıcı kurucu güvensizlik oyu?"

Yani Meclis'teki çoğunluktur önemlidir. Meclis'teki çoğunluk biraraya gelip, başbakanı değiştirebilir. Ama yeni başbakanda uzlaşma koşuluyla. Yani "bozmak için önce yapmak gerekir" ilkesi. İstikrar açısından önemli. Zaten istisnai uygulamalardır bunlar. Çünkü parlamenter sistemde hükümet zaten gücünü Meclis'teki çoğunluktan alır. Seçimlerde hangi partiyi birinci parti yapıyorsa millet, o partinin genel başkanı hükümeti kurar, hüküme güçlü şekilde yoluna devam eder. Ama denge denetleme mekanizmaları olur. Denge denetleme mekanizmalarını da daha sağlıklı hale getireceğiz. Şu anda Meclis soruşturması açılması bile mümkün değil. İktidar istemiyorsa, hiçbir şey mümkün değil. Hayır, muhalefetin de hakları olacak. Dünyada uygulamaları var. Zayıflatılmış parlamenter sistem değil geçmişteki gibi; güçlendirilmiş parlamenter sistem. Hükümetin bütçeyi kullanırken, milletin vergilerini harcarken, her kuruşunun hesabını verdiği bir sistem. Ne diyoruz, bir kesin hesap komisyonu kuracağız Meclis'te ve başkanını muhalefetten seçeceğiz diyoruz. Ve tabii ki, ki bağımsız ve tarafsız yargıyı da tesis edeceğiz. Hakimler Savcılar Kurulu, Anayasa Mahkemesi bu şekilde oluşmayacak.

'Adayımızın seçim taahhüdü olacak'

Bu çalışmalar, parlamenter sistem üzerine çalışan diğer muhalefetle ortak bir çalışmaya dönecek mi? Muhalefet bu konuda nasıl ortaklaşacak?

Gelecek Partisi önerilerini tüm partilerle paylaştı. Şimdi İYİ Parti paylaşıyor, sonra biz paylaşırız. Zaten ondan sonra da oturulur, ortak ilkeler bir metin haline de gelir. Önemli olan ayrıntı değil, güçlendirilmiş parlamenter sistemde uzlaşılması ve bu çok değerli.

Seçim dönemine girildiğinde, cumhurbaşkanı adayımızla beraber millete, seçmene tahhütte bulunacağız. Neler yapacağımızı anlatacağız. Diyeceğiz ki "Güçlendirilmiş parlamenter sisteme gececeğiz, bunları yapacağız, ekonomide adalette şunları yapacağız" diyeceğiz. Seçmene millete saygımız gereği, seçimden önce cumhurbaşkanı adayımızla beraber siyasi partiler bu taahhütlerini kamuoyuna açıklayacak. O zaman büyük olasılıkla ortak bir çalışma olur.

Şunu söylemek isterim; cumhurbaşkanlığı örtüsü altında keyfi, otoriter, popülist bir rejim inşa ettiler ama sistem 2,5 yılda iflas eti. Biz bunu mutlaka değiştireceğiz.

'Erdoğan'la masada olmayacağız'

Cumhurbaşkanı Erdoğan "yeni anayasa" çağrısı yaptı. Açıklamalara bakıldığında da mevcut hükümet sisteminden ödün verilmeyeceği görülüyor. Siz hangi koşullarda masaya oturabilirsiniz?

Bunun amacı cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini tahkim etmek. Biz hiçbir şekilde oturmayız. Samimi değiller çünkü. Mevcut anayasaya uymayan bir zihniyet, yeni anayasaya uymazsa ne yapacağız. Diyelim yeni bir anayasa yaptık ona da uymadı... Önemli olan zihniyetteki değişim. Saray iktidarının tek bir amacı var iktidarını korumak. Bu yeni anayasa söylemi de onun için. Milletin gündeminde böyle bir şey yok. Esnafın, çiftçinin, sanayicinin, milyonlarca işsizin gündeminde böyle bir şey yok. Tabii ki sistem çok önemli bu sistem sorunları ağırlaştııyor ama bunlar bu sistemi değiştiremez ki. Bu sistem revize de dahi edilse, Türkiye bu sistemle gidemez.

Millet gerçeği gördü artık. Millet bu sistemle devam etmek istemiyor ki. AYM kararlarını, AİHM kararlarını uygulatmayan bir zihniyet, toplumsal uzlaşmayla anayasa yapabilir mi? Mevcut saray iktidarı bunu yapamaz, ilk seçimden sonra biz yapacağız. Erdoğan'la bir masada olmayacağız, samimi değiller çünkü.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir