Gündem

Yeni Akit yazarı: Sokak çocukları ve dindar gençlik AK Parti beyannamesinde niye yok?

Faruk Köse: AK Parti iddianamesinde iki önemli eksiklik var

04 Mayıs 2015 21:03

“Çıtayı ‘dindar nesil’ yetiştirme seviyesine koyan Ak Parti’nin seçim beyannamesindeki ‘gençlik’le ilgili bölümü diğer hepsinden daha çok merak ettim” diyen Yeni Akit yazarı Faruk Köse, beyannamede iki önemli eksikliği olduğunu yazdı.

Faruk Köse bu eksikliklerin sokak çocukları ve dindar gençlik yetiştirilmesiyle ilgili maddeler bulunmaması olduğunu şu sözlerle ifade etti:

“Biri, ‘sokak çocukları/gençleri’ ile ilgili herhangi bir vaat yok. Diğeri ise, ‘dindar gençlik’le ilgili, ‘gençlerin dindar nesil olarak yetiştirilmesi’ne dair hiçbir vaat bulunmuyor. Bakalım bunlar seçim çalışmaları esnasında tamamlanacak mı?”

Faruk Köse’nin Yeni Akit gazetesinin bugünkü (4 Mayıs 2015) nüshasında yayımlanan, “Gençlik’ politikasında Ak Parti’nin vaatleri” başlıklı yazısı şöyle:

Çıtayı “dindar nesil” yetiştirme seviyesine koyan Ak Parti’nin seçim beyannamesindeki “gençlik”le ilgili bölümü diğer hepsinden daha çok merak ettim. “Nasıl bir gençlik?” sualine cevap sadedinde belirtilen hedef şöyle:

“Düşünen, sorgulayan, kendini ifade edebilen, yeniliğe ve gelişmeye açık, farklılıklara saygılı, ahlaki değerlere sahip, karar süreçlerine katılan, ülkemiz meselelerine ve çevreye duyarlı, sağlıklı ve güçlü bir gençliğin yetişmesi...”

O halde öncelikle ve önemle şunlar yapılmalı:

l “Düşünce”nin/“düşünme”nin ve gençlerin “akıl melekelerini kullanma”sının önündeki engeller kaldırılmalı.

l Gençlerin “hiçbir şeyden çekinmeden ve korkmadan sorgulama”sının, “körükörüne itaat etmeme”sinin, “büyüklerimiz yaptıysa mutlaka iyi bir şeydir anlayışında olmama”sının erdemini yakalamasını sağlayacak tedbirler alınmalı.

l Gençlerin “kendini ifade edebilecek özgüven ve donanıma sahip olma”nın bütün imkânlarıyla donatılacağı açıkça vaadedilip buna dair strateji plânı açıklanmalı.

l Madem ki gençlerin “yeniliğe ve gelişmeye açık” olması isteniyor, statükonun katı dayatmalarına sahip çıkılmamalı ve yeni fikirleri seslendiren gençler susturulmamalı.

l Madem ki gençlerin “farklılıklara saygılı” olması isteniyor, icraatlarda, söylemlerde ve tutumlarda “farklılıklara saygılı olma”yı bizzat Ak Parti göstermeli.

l Madem ki gençlerin “ahlaki değerlere sahip” olması isteniyor, o halde ahlaki değerleri bozan, işlevsiz kılan sosyal, siyasal, hukuki, kültürel, iktisadi, idari ve diğer bütün hususların düzelteceği ve gençler için hazır hale getirileceği de vaadedilmeli.

l Madem ki gençlerin “karar süreçlerine katılan” olması isteniyor, o halde karar süreçleriyle ilgili yapılacak etkin düzenleme beyan edilmeli.

l Madem ki gençlerin “ülkemiz meselelerine ve çevreye duyarlı” olması isteniyor, o halde ülke meselelerini açık yüreklilikle sorgulayıp analiz edebilmenin ve çevre duyarlılığını icra edebilmenin işlevselliğine zarar verecek engeller kaldırılmalı.

l “Partimiz, gençlerimizin; siyasette, ekonomide ve toplumsal hayatta daha aktif rol almalarını sağlayarak, sorumlu, bilgili ve özgüven sahibi olmalarına azami önem vermektedir” demekle kalınmamalı, sorumluluk almayı gerektirecek özgüvenlerini sağlamanın ve bunu gösterdiklerinde bastırmamanın da mekanizmasının hazırlanacağı vaadedilmeli.

Beyannamede izah gereken bazı hususlar var. Mesela “eğitimin her kademesinde ve üniversitelerde gençlerimizin demokratik ve bilimsel eğitim zeminlerini daha da güçlendirecek, özgürlükleri geliştirmeye devam edeceğiz” ifadesi. Bu hedefin nasıl ve hangi kriterlere göre geliştirileceğine dair somut ve net ifadeler olmalıydı. Oysa burada “içinin nasıl doldurulacağı belli olmayan soyut bir vaat” sözkonusu.

Yine, “Ak Parti, eğitim almamış genç bırakmayacaktır” vaadi veriliyor ve “yükseköğretim kurumlarının kalitesi ve bilimsel-teknolojik olanakları artırılarak nitelikli bir öğrenim ve araştırma-geliştirme süreci gerçekleştirilecektir” deniyor. Ancak eğitim alan genci, eğitim bittikten sonra ne yapacaksınız? Gencin aldığı eğitimin içeriği ve niteliği, mezuniyetten sonra iş bulabilmesine, hayatını idame ettirebilmesine yeterli olacak mı? “Eğitim”den önce, “eğitimin ayrılmaz bir parçası olarak istihdam”ın vaadedilmesi, hem daha doğru, hem de seçim vaadi olarak daha yerinde olurdu.

Gerçi “genç işsizliğinin önüne geçmek için ‘ulusal genç istihdamı strateji belgesi’ hazırlayacağız” deniyorsa da, bunun maksadı karşılamaya kâfi gelmeyeceği besbelli. Yine, “hayat boyu öğrenme programlarını yaygınlaştırarak gençlere, temel ve mesleki beceriler kazandıracağız” denilmesi, “esnek çalışma biçimlerini geliştirerek özellikle gençlerin istihdama katılımının önünü açacağız” vaadi ve “meslek lisesi ve üniversite öğrencilerinin staj yapmalarını özendirici tedbirler alarak okul-sanayi işbirliğine katkıda bulunacağız” ifadeleri de var; ancak bunların hepsi “aksayan yönleri telafi”ye yönelik. Oysa ben, “en baştan plânlanmış bir yapı” öneriyorum. “Eğitim üretim için olmalı; o halde eğitime başlayan gencin neyi nerede üreteceği de baştan belli olmalı” diye düşünüyorum.

Eğer “gençlerimizin sosyal hayatta ve karar alma mekanizmalarında daha aktif rol almalarını sağlayacağız” deniyor ve “seçilme yaşını 18’e indireceğiz” vaadi veriliyorsa, hem “sosyal hayat”ta, hem “karar alma mekanizmaları”nda, hem de “seçilebilme”de yer verilmesi düşünülen gencin, “işleyişteki itirazlar”ını çeşitli yollarla seslendirmesi de bastırılmamalı; “baskılama ve dizginlemeye dair mevzuat ve mekanizmalar”da da iyileştirmeler yapılmalı. Beyannamede buna dair veriler de bulunmalı.

Öğrencilere burs, öğrenim kredisi ve barınma imkânlarının sağlanması yeni bir vaat olamaz. Bunlar zaten var. Vaat, bunların “yeterlilik açısından çağın gereklerine uygun” hale getirilmesi ve sadece eğitim alanların değil, diğer muhtaç gençlerin de barınma ihtiyaçlarının giderilmesi olmalıydı.

 “Çocuk, halk ve üniversite kütüphanelerimizi koleksiyon bakımından çeşitlendirecek, içerik bakımından zenginleştireceğiz” vaadiyle birlikte, özellikle internetin okuma ve kütüphane kullanımını bitirme noktasına getirdiği dikkate alınmalı ve bunu sağlamaya yönelik tedbirlere de değinilmeliydi.

Beyannamede “engelli gençler” ihmal edilmemiş. “Genç girişimciliğin güçlendirilmesi”ne dair “finansman, teknoloji, işletme ve pazarlama” vaadi önemli. “Gençlerin şiddete ve zararlı alışkanlıklara yönelmelerini önleme”nin hesaba katılması da artı değer.

Ancak beyannamede iki büyük eksiklik var. Biri, “sokak çocukları/gençleri” ile ilgili herhangi bir vaat yok. Diğeri ise, “dindar gençlik”le ilgili, “gençlerin dindar nesil olarak yetiştirilmesi”ne dair hiçbir vaat bulunmuyor. Bakalım bunlar seçim çalışmaları esnasında tamamlanacak mı?