Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, bugünkü yazısında siyaset ve Türkiye’nin dış politikası hakkında değerlendirmelerde bulundu.
İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'un Mart’ta Türkiye’ye gerçekleştireceği ziyarete değinen Dilipak, şöyle devam etti: “Ankara’da da bir telaş bir telaş. İsrail Cumhurbaşkanını bekliyoruz Beştepe’ye. Demek, ‘Hahambaşıların Beştepe’de toplanmaları’ boşuna değilmiş. BAE ile kanka oluyoruz. Dün 15 Temmuzu destekleyenler bugün saf değiştirdi demek ki. BAE’den sonra Suudi Prensi ile de kucaklaşma zamanı gelmiş demektir. Eee, Ermenistan’la da aramızdaki buzlar eriyor. Erivan’a hava yolu seferleri başlıyor, Erbil’e de tabi. D8’i de canlandıralım biraz da. Afrika Grubunu çağırdık, Türk dünyasının Aksakallılarını da topladık, ama arada bir Kazakistan sorunu yaşandı, bakalım bundan sonra ne olacak?”
“Bu FETÖ ve PKK’yı destekleyen ülkelerle madem ‘dost’ oluyoruz, bunlarla niye inatlaşıyoruz?” sorusunu soran Dilipak “Türk dünyasında yöneticiler mi dostumuz, halk mı? Türk dünyası ve birçok, sınır, rejim ve iktidar yapıları uluslararası sistem tarafından şekillendirilen iktidar yapıları gerçekten halkı mı temsil ediyor, kendilerine bu iktidarı bahşedenleri mi? Bangladeş D8’de bir “İslam ülkesi” ama bir bakıyorsunuz, ülkede öyle icraatlar oluyor ki, tek parti CHP’sinden farkı yok. Burada CHP’lilerle karşı karşıyayız, dışarıda dost, kardeş!” görüşünü dile getirdi.
Dilipak, herkesin kendi gibi düşünmeyi hain ilan edip, tehdit ettiğini ve aşağıladığını belirterek “Dün birbirlerine neler söylediler, bugün nerede duruyorlar. Bu da siyasete güvenin kaybedilmesine sebep oluyor. Yani ‘dün dündür, bugün bugün’ demeye getiriyorlar. ’Düne dair bütün sözler dünde kalmış oluyor, şimdi bugüne dair yeni dostları ve yeni düşmanları var. Çünkü artık eski dostlar düşman olmuş, eski düşmanlarsa dost’.” görüşünü dile getirdi.
Dilipak şöyle devam etti: “Siz zannediyorsunuz ki, 'eski dostlar düşman, düşmanlar da dost olmaz' Bu söz sıradan insanlar için aralarına siyaset, ideoloji, menfaat, ihtirasa konu olan ne varsa araya girmişse hükümsüzdür. Siyasetçiler için bu sözün bir değeri, anlamı yok. Siyasette her şey mümkün. Eski dost, sapıtmışsa düşman olur, eski düşman, tevbe etmiş, hidayete ermişse artık dosttur. Dostunu düşmanını karıştıranlarınsa hiçbir durumda iki yakası bir araya gelmez.”
Yazının tamamını okumak için tıklayın