DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu’nun "15 Eylül Uluslararası Demokrasi Günü" dolayısıyla yaptığı açıklamada; TBMM'nin yetkisizleştirildiğini, yargı bağımsızlığı ile denge ve denetleme mekanizmalarını ortadan kaldırıldığını belirterek, "Ülkemizde demokrasi ayaklar altına alınmış, iktidar şahsileşmiş, yasama, yürütme ve yargı tek bir elde toplanmıştır" ifadelerini kullandı. Yeneroğlu, acil çözüm bekleyen sorunları sıraladı.
Dev Partili Yeneroğlu, "15 Eylül Uluslararası Demokrasi Günü"nde basın açıklaması yaptı. Kuvvetler ayrılığı ve hukukun üstünlüğüne dayanan, yargının tarafsız ve bağımsızlığı ile birlikte hukuk güvenliğinin en üst düzeyde sağlandığı katılımcı ve çoğulcu demokrasinin hâkim olduğu bir Türkiye inşa etmeyi hedeflediklerini belirten Yeneroğlu'nun "Çoğulcu, Katılımcı ve Özgürlükçü Bir Demokrasi için Mücadele Ediyoruz!" başlıklı açıklaması şu şekilde:
"Türkiye'de demokrasinin yozlaştığı bir dönemde, 15 Eylül Uluslararası Dünya Demokrasi Günü’nü kutluyoruz. Ne yazık ki çoğulcu yapımızın ve toplumsal barışın bilinçli olarak zedelendiği, temel hak ve özgürlüklerin ciddi biçimde sınırlandırıldığı ve giderek fakirleştiğimiz günlerden geçmekteyiz.
Ülkemizde demokrasi ayaklar altına alınmış, iktidar şahsileşmiş, yasama, yürütme ve yargı tek bir elde toplanmıştır. Kuvvetler birliğinin açıkça egemen olduğu ülkemizde TBMM yetkisizleştirilmiş, yargı bağımsızlığı ile denge ve denetleme mekanizmaları ortadan kaldırılmıştır.
Öte yandan toplumdaki farklı düşünce, inanç ve yaşayışları bünyesinde barındıran çoğulcu yapımıza ve toplumsal barışa olan inanç azalmıştır.
DEVA Partisi olarak iktidara geldiğimizde, demokrasinin önünde acil çözüm bekleyen;
- Özgürlük, eşitlik ve adalet ilkeleri doğrultusunda tüm vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerini en geniş anlamda kullanmalarını sağlayacağız.
- Açık ve demokratik toplumun şartlarının oluşmasını sağlayarak, düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki tüm engelleri kaldıracağız.
- Basının görevini bağımsız bir şekilde ve kaygı duymaksızın yerine getirdiği, güvenli, çoğulcu ve elverişli bir ortam oluşturacağız.
- Alevi vatandaşlarımızın başta cemevlerine ilişkin talepleri olmak üzere inanç, düşünce ve davranış temelinde birikmiş sorunlarının çözüme kavuşturulması için gerekli adımları atacağız.
- Kürt sorununu demokratik zeminde ve özgürlükleri genişleterek temel haklar çerçevesinde çözeceğiz.
- Etnik, dini, mezhebi ve kültürel çeşitliliğimizi dikkate alarak daha kapsayıcı bir vatandaşlık anlayışı geliştireceğiz.
- Cinsiyet ayrımına yol açan mevzuatı yeniden düzenleyerek, devletin bütün eylem, işlem ve kararlarında cinsiyet eşitliğini hakim kılacağız.
- Toplumsal talepleri merkeze alan, tüm farklılıkları değerli gören toplumsal sözleşme niteliğindeki katılımcı, çoğulcu ve özgürlükçü bir anayasayı hayata geçireceğiz.
- Sivil toplumun güçlendirilmesi ile STK’ların ifade özgürlükleri ve bağımsızlıkları için mücadele edeceğiz.
Bu minvalde, kuvvetler ayrılığı esasına ve hukukun üstünlüğüne dayanan, yargının tarafsız ve bağımsızlığı ile birlikte hukuk güvenliğinin en üst düzeyde sağlandığı, özgürlükçü, katılımcı ve çoğulcu demokrasinin hâkim olduğu bir Türkiye inşa etmeyi hedeflediğimizi belirterek, 15 Eylül Uluslararası Demokrasi Günü’nü kutluyor, bu anlamlı günün ülkemize barış, huzur ve adalet getirmesini temenni ediyorum."