Gündem

Yemek bitti, tartışma bitmedi

Radikal yazarı Nur Çintay'a, Memecan çiftinin verdiği yemekte Başbakan'ın yanına oturan sosyolog Nur Vergin’den cevap.

21 Kasım 2008 02:00

Radikal yazarı Nur Çintay'a, Memecan çiftinin verdiği yemekte Başbakan'ın yanına oturan sosyolog Nur Vergin’den mektupla cevap.

Radikal gazetesi yazarı Nur Çintay'ın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la gazeteci ve akademisyenleri bir araya getiren yemeğin ardından yazdığı yazıya sosyolog Nur Vergin bir mektupla cevap verdi. Vergin, kendisi hakkında, "En mühim adamın dizinin dibi! Her zaman doğru sandalyede olmak maharet ister" diye yazan Çintay için, "Yazınızı okuyanlar sizin ne kadar haset dolu, cahil ve de, evet, yalancı biri olduğunuzu teslim etmişlerdir" dedi.
Akşam gazetesinde dün yayımlanan habere göre, Salih-Nursuna Memecan çiftinin Başbakan Erdoğan ile gazeteci ve akademisyenleri buluşturduğu yemeğin ardından Çintay'ın kaleme aldığı köşe, Vergin'in tepkisine neden oldu.

Eşi Sabah gazetesi yazarı Emre Aköz'le birlikte yemeğe katılan Çintay yazısında, Vergin'le ilgili, "Genellikle ekonomi kulisi yazarlarında görülen bir huydur, salona girerler ve gözlerini kısıp hedefe kilitlenirler: En mühim adamın dizinin dibi! Her zaman doğru sandalyede olmak maharet ister" diye yazdı. Köşeyi bir arkadaşı aracılığıyla duyan Vergin, Çintay'a bir mektupla cevap verdi. Vergin, mektupta şöyle dedi:

'5. sınıf dedikoducu'

"Radikal'i her gün internetten okurum ama doğrusu sizi tıklamak hiç aklıma gelmez. Allah'tan Nursuna ve Salih Memecan'ın davetini anlatan yazınızı bir arkadaşım bana yolladı da aşağılık kompleksiyle kıskançlığın bir araya gelince nelere kadir olduğunu görebildim. Şöyle yazmışsınız: 'Nur Vergin (Gözlerini kısıp hedefe kilitlenirler: En mühim adamın dibi! Her zaman doğru sandalyede olmak maharet ister).' Beşinci sınıf bir dedikoducunun dahi yazmaya tenezzül etmeyeceği bu yazı, eminim, davet sahibi Memecanları üzmüştür.
Çünkü bana telefon ettiğinde Nursuna Memecan davet edilmemi özellikle Başbakan'ın istediğini vurgulayarak belirttiydi. Salona girdiğimde Başbakan ayağa kalktı ve diğer misafirleri selamlayıp yanına ulaştığımda bana yanındaki yeri verdi. Ne yapacaktım, yani? 'Hayır oturmam, siz yanınıza şu adaşım gazeteci bozuntusunu mu alın?' diyecektim?"

'Cahil ve yalancısınız’

"Evet, küçük hanım, ben Başbakan'ın yanına oturmadım. O, beni yanına oturttu... Belirli bir terbiye görmüş insanlar kendiliklerinden gidip bir Başbakan'ın yanına oturmazlar... İtibar görmemiş olmanızdan rahatsız olduğunuzu anlayışla karşılıyorum.
Ama itibar, bugün örneğini gördüğüm yazılarınızla elde edilmiyor. Yazınızı okuyanlar sizin ne kadar haset dolu, cahil ve de, evet, yalancı biri olduğunuzu teslim etmişlerdir...
İtibar sahibi olmak, eş durumundan katıldığınız bir davetteki diğer misafirler hakkında aklınız sıra olumsuz yorumlar yazarak da olmuyor. Bu da sizi ağırlayanlara karşı terbiyesizlik. Başbakan'la görüşürsem ona hasedinizi dindirmek için sizi de adam yerine koymasını rica edeceğim."