Vatan gazetesi yazarı Mutlu Tönbekçi, Sabah gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak, Akşam gazetesi yazarı Nagehan Alçı, HaberTürk yazarı Elif Şafak ve sanatçılar, Başbakan Erdoğan'ın gündeme getirdiği kürtajın yasakalanmasıyla ilgili olarak yaptığı açıklamayı eleştirdi.
Mutlu Tönbekçi-( Vatan, 31 Mayıs 2012)
Acımasız kürtaj gerçekleri
Kürtaj cinayettir diyorsunuz. Peki kadınlara nitelikli sağlık hizmeti götürebiliyor musunuz? Okullarda doğum kontrol yöntemleriyle ilgili eğitim veriyor musunuz? Bu yöntemler kolay ve ucuz erişilir durumda mı? Erkekleri sorumlu yetiştiriyor musunuz? Bu ülkede “gerçek aile bilinci” var mı ki her günahın vebalini yine kadınlar çekiyor? Peki siz “merdiven altı kürtajın” vebalini taşıyabilecek misiniz? Yasakladığınız ve yetersiz sağlık koşullarında kürtaj olduğu için ölecek on binlerce kadın sizi gerçekten ilgilendiriyor mu?
Mutlu Tönbekçi'nin yazısı için tıklayın...
Nazlı Ilıcak- (Sabah, 31 Mayıs 2012)
Kürtaj
Kürtajın yasak olması, anne ölümlerinin artması anlamına gelir.
Çünkü, bebeğinden kurtulmak isteyenler, ölümcül metotlara başvuracaktır.
Özellikle muhafazakâr ve maddi imkânı dar olan kişiler açısından bu risk daha da fazladır.
Nazlı Ilıcak'ın yazısı için tıklayın...
Nagehan Alçı- (Akşam, 31 Mayıs 2012)
Yasaklanınca bitecek mi?
Kürtaj hak mıdır, değil midir, ayrı bir konu. Bizim tartışmamız gereken kürtaj gerçeği. Yasaklasanız da yasaklamasanız da var olan kürtaj gerçeği... 83'e kadar Türkiye'de yasaktı kürtaj. Sonuç? Yok muydu 83'ten önce? Vardı, yasak olduğu için kaçak yapılıyor ve birçok kadının ölümüne sebep oluyordu. Şayet yine yasaklanırsa durum farklı mı olacak? Kürtajı ahlak ve din açısından yanlış bulup, karşısında olabilirsiniz. Ancak yasaklamak dönüp dolaşıp yine kadını vurur.
Nagehan Alçı'nın yazısı için tıklayın...
Elif Şafak- (HaberTürk, 31 Mayıs 2012)
Kürtaj turları başlamasın
Kürtaj yasaklanırsa maddi durumu iyi olan kadınlar yurtdışa çıkar. Parasız ve desteksiz kızlar yasadışına itilir.
Elif Şafak'ın yazısı için tıklayın...
Siyaset kadın bedeninden elini çeksin
Milliyet'ten Yasemin Bay, Kadın sanatçılara ‘kürtaj’ etrafında dönen tartışmaları, Başbakan Erdoğan’ın bu açıklamalarını nasıl değerlendirdiklerini sordu.
Sanatçı ve yazarların kürtajın yasaklanmasıyla ilgili olarak söyledikleri şöyle:
Pınar Kür / Yazar: Kürtaj, sadece kadının kendisinin vereceği bir karardır. Ama Başbakan kendi gündemini oluşturmak, dikkatleri başka bir konuya çekmek amacıyla böyle bir şeyi durup dururken ortaya attı. Şimdiye kadar hiçbir şekilde söz konusu olmayan bir konuyu durduk yerde ortaya attı.
Ayşe Kulin / Yazar: Kürtaj siyasilerin vereceği bir karar hiç değildir. Herhalde gündemi kaydırmak için böyle bir açıklamada bulundu Başbakan ama ağzından çıkanı mutlaka yerine getirmek istediği için şimdi bir de kürtaj adlı nur topu gibi bir çocuğumuz oldu. Türkiye‘nin kadınlarına yazık olacak. Çünkü hakikaten Başbakan’ın, siyasilerin emriyle olmuyor bu işler; istenmeyen çocuklar oluyor hayatta.
Fatma Tülin / Ressam: Çocuk doğurmak kadının hayatını doğrudan etkiler; emek ve zaman veren, yapmak istediklerini çoğunlukla geride bırakmak zorunda kalan ya da sürekli bir özveriyle her şeyi bir arada yürütmeye çalışan hep kadındır. Bu böyle olduğu için de, doğurmak istememek ya da istenmeyen bir hamileliği durdurmak, kadının en doğal hakkıdır. Toplum, din, siyaset, devlet, aile; hiçbir konuda kadının gövdesinin sahibi olamaz ve onun adına kararlar veremez. Aksini düşünmek insan haklarına aykırı ve ilkel bir bakıştır.
Gülsün Karamustafa / Ressam: Bu karar kesinlikle siyasilerin vereceği bir karar değildir. Tamamıyla kadının tasarrufudur kürtaj; kendi bedenini kendi kullanma hakkında sahiptir kadın.
Deniz Türkali / Oyuncu: Kadınların bedeni hakkında siyasilerin, erkeklerin söz söylemeye hakları yoktur. Bedenimiz bize aittir; kürtaj mı olacağız, hamile mi kalacağız, sadece sevişecek miyiz tüm bu kararlar bize aittir sadece. Kadınların bedeni kadınlara aittir; kürtaj olmak isteyen olur, olmak istemeyenler olmaz. Cinayet konusuna gelince; onlar önce kendi yaptıkları cinayetlerin hesaplarını versinler, bizim bedenlerimizle uğraşmasınlar.
Hümeyra / Oyuncu: Kadın ne yapacağını bilir, kendi kararını kendi verir. Muhafazakarlar benim kanımca kadın karşıtı insanlar. Döllenmeden dokuz aya kadar fetüsle kafayı bozmuşlar. Amerikalı aktör George Carlin’in bir lafı var, nedense hep doğmamışın peşindeler. Yaşayan bebekler istiyorlar ki ölü askerlere çevirebilsinler.
Görkem Yeltan / Oyuncu: Evrensel bir bakış yakalamayı hedefleyerek, bu mesele ile ilgili, bedenin özgürlüğünden yana olduğumu söylemek isterim.
Şebnem İşigüzel / Yazar: Başbakanın bu memleketteki kadın meselesine belden aşağı bakışını yadırgıyorum doğrusu. En az üç çocuk, kürtaja hayır, ne oluyoruz Allahaşkına? Siyaset dayatmaz, güzel şeyler vaad eder ve yapar. Bedenimiz bizimdir. Doğurmaya da aldırmaya da biz karar veririz.
Canan Şenol / Ressam: Biz kadınlar olarak kürtaj hakkımızı tartışmıyoruz. Siyasilerin bedenimizden ellerini çekmesini istiyoruz. Siyasiler kürtajı cinayet olarak nitelendirmek yerine, istenmeyen gebelikleri önleme konusunda bilgiyi ve ücretsiz malzemeyi ulaşılabilir hale getirsinler. Kadın bedeni üzerinde söz ve tasarruf hakkı sadece kadına aittir.
Sumru Yavrucuk / Oyuncu: Babalık öğrenilen bir şeydir. Sonradan öğrenmeselerdi, kadınların kürtajı bir doğum kontrol yöntemi olarak tercih etmeyeceklerini de bilirlerdi. Kadınlar çok büyük çaresizliklerde bu yola başvuruyor ve en büyük zararı da kendilerine veriyor. 13 yaşında kıza tecavüz edip gebe bırakanlar çocuğunun peşinde değildir herhalde.