Birinci Dünya Savaşı’nın sürdüğü 1915 yılında Osmanlı topraklarındaki Ermenilerin sürülmesi kararıyla ortaya çıkan kitlesel kıyım ve katliamların 100. yılı, dünya çapında ‘soykırım' tartışmasını yeniden alevlendirdi. Önce Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Francis “Son yüzyılda insanlık 3 büyük trajedi yaşamıştır. Bunların ilki, genel olarak 20. yüzyılın ilk soykırımı olarak görülen ve Ermeni halkına karşı yapılmış olandır” açıklaması yaptı. Ardından Avrupa Parlamentosu Türkiye'yi Osmanlı döneminde Ermenilere karşı 'soykırım' yapıldığını tanımaya çağırdı. Bu gelişmeler Türkiye'de büyük bir tartışmanın fitilini ateşlerken, gözler ABD Başkanı Obama'nın 24 Nisan Cuma günü yayınlayacağı mesajda ‘soykırım' sözcüğünü kullanıp kullanmayacağına çevrildi.
Peki tüm bu gelişmeler yaşanırken, Türkiye'de yaşayan Ermeniler 1915 olaylarının 100. yılına nasıl giriyor? Devletten talep ve beklentileri neler? İstanbul'da Ermenice-Türkçe olarak yayınlanan haftalık Agos Gazetesi Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan, 1915 olaylarının 100. yılında Türkiye'de yaşayan Ermenilerin talepleri ve beklentilerine ilişkin görüşlerini Deutsche Welle Türkçe Servisi'ne anlattı.
“Yaşlı kuşak hala konuşmaya korkuyor”
Türkiye'de Ermeni meselesi ve 1915 tartışıldığı zaman ‘diaspora', ‘Ermenistan' ve ‘Türkiye Ermenileri' olarak 3 farklı Ermeni görüşü olduğuna dair bir fikir olduğuna dikkat çeken Danzikyan, “Tek bir Ermeni algısı olmasa da dünya üzerinde soykırımdan etkilenmemiş Ermeni neredeyse hiç yoktur. Dolayısıyla ‘Ermeniler ne düşünüyor' diye sorulduğunda bunun farklı yanıtları da olacaktır” diyor. Bugün Türkiye'de yaşamaya devam eden yaşlı kuşak Ermenilerin hala 1915 tartışmalarından çekindiğine işaret eden Danzikyan, “Türkiye'de ne zaman Ermenilere ve tarihe ilişkin bir tartışma başlasa, Ermeniler başlarına bir iş gelecek diye korkuyorlar. Sanki 24 Nisan yaklaştıkça devletin başındakilerin yaptığı açıklamalar yurtdışındaki çağrılar sonrasında sertleşiyor. Cumhurbaşkanı hala çıkıp deportasyon lafını söyleyebiliyor. Bu sert dil, zaten kendini anlatmaktan çekinen Türkiye'deki Ermenileri baskı altında tutuyor” değerlendirmesinde bulunuyor. Danzikyan, devletin 1915'in 100. yılında olumlu bir adım atmak istiyorsa konuşmaktan korkan Ermenilerin içini ferahlatacak açıklamalar yapması gerektiğini savunuyor.
“Toplumsal bir yüzleşme sağlanmalı”
Türkiye'de devletin Ermenilerin ve Kürtlerin atılan bazı olumlu adımlarla yetinmesi gerektiğini düşündüğünü, bu nedenle haklı taleplerin ayrımcılık ve bölücülük olarak görülmeye devam ettiğini belirten Danzikyan, “100 yıldan sonra Taksim'de bir anma yapmak, bir Ermeni milletvekilinin olması sanki bir lütufmuş gibi sunuluyor. Oysa bunlar bir lütuf değil; devlet bu açıdan hayatın gerisinden geliyor” diye konuşuyor. Danzikyan, Ermenilerin en önemli beklentilerini ise şu sözlerle özetliyor: “Türkiye Cumhuriyeti, soykırım tanımını kabul etmese de artık 1915'te Ermenilere bir kötülük yapıldığını kabul etmesi gerekiyor. Bu sayede toplumun geneline yansıyan bir yüzleşme sağlanabilir.”
Bu yıl Çanakkale anmasının 24 Nisan tarihinde gerçekleştirilmesini de değerlendiren Yetvart Danzikyan, bu uygulamanın bugüne kadar Türkiye tarihinde emsali olmadığını söylüyor. Danzikyan, “Hem 24 Nisan'da Çanakkale anması yapılıyor hem de bu anmaya Ermenistan Cumhurbaşkanı davet ediliyor. Buradan nasıl bir mesaj çıkarmak gerekiyor? Yani Sarkisyan'a ‘ülkendeki anmayı bırak gel burada Anzaklarla anma yapalım' mı deniyor? Bu çirkin bir yaklaşım” diye konuşuyor.
“Ermeniler sınırın açılmasını istiyor”
Türkiye'de Ermeni meselesinin hala Hristiyan-Müslüman çatışması olarak algılandığını, bu nedenle Papa ya da Avrupa Parlamentosu'ndan gelen ‘soykırım' açıklamalarının çok sert tepkiye neden olduğunu dile getiren Danzikyan, “Elbette ABD Kongresi'nde ya da başka yerlerde bu iş çözülemez. Ama şunu biliyoruz ki, Türkiye de bunlar olmadan Ermeni meselesi hakkında herhangi bir açıklama yapmıyor, bir adım atmıyor. Ak Parti de bu konuda geçmiş devlet geleneğini takip eden bir yaklaşım
sergiliyor” değerlendirmesinde bulunuyor. Genel Yayın Yönetmenliğini yürüttüğü Agos gazetesinin kurucusu olan Hrant Dink'in öldürülmesi veya Samatya'daki Ermeni cinayetlerinin çözülmeden ‘soykırım' sorunu ile de yüzleşmenin mümkün olmadığına işaret eden Danzikyan, “Öte yandan koşulsuz olarak Türkiye-Ermenistan sınırının açılması ilişkileri çok ciddi olumlu etkileyecektir. Kıbrıs'ta da sorunlar çözülmeden sınırlar açıldı ve iki toplum arasında konuşulmayan birçok şey konuşulmaya, paylaşılmaya başlandı. Ermeniler, Türkiye'nin Karabağ’ı şart koşmadan bu konuda adım atmasını bekliyor” diyor.
“Almanya da arşivleri açmalı”
Avrupa Parlamentosu'nun ‘soykırım' kararının meselenin küresel çapta ele alınması açısından önemli bir adım olduğuna vurgu yapan Danzikyan, şöyle konuşuyor: “Bu konuda şunu da söylemek gerekiyor, 1915'te yaşanan trajedi sırasında Almanya'nın Osmanlı İmparatorluğu'nun Birinci Dünya Savaşı’ndaki müttefiki olduğunu biliyoruz. Atılan birçok adımdan haberdar olduğunu tarihçiler yazıyor. Dolayısıyla Almanya da 1915'e ilgisiz kalmak yerine arşivlerini açmalı, araştırmalara katkı sunmalı diye düşünüyorum. Bu konuda da bir yüzleşme gerekiyor.”