T24 - TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, “Türkiye’nin daha demokratik ve refah bir ülke olması yolunda görüşlerimizi açıklamaya devam edeceğiz. Bu kapsamda gerginlik yaşamak için bir neden yok. Bu dönem yaşananlar değişim sancısı, kalıcı olmayan bir sancı. Bugünleri de atlatacağız” dedi.Fortune Türkiye dergisinin Mart sayısının kapak haberinde TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner ile özel bir röportaja yer verildi. “Dernekten düşünce kuruluşuna TÜSİAD” başlıklı röportajda Boyner, Kürt açılımından imam hatiplere, Ergenekon davasından esnek istihdama birçok konuda görüşlerini dile getirdi.
İş dünyasının temsilcisi olarak hükümetlere fikirlerini söyleyeceklerini, bazen yüksek sesle söyleme ihtiyacı duyabileceklerini kaydeden Boyner, “Öncelikli olan doğru olduğunu düşündüğümüzü söylemektir. Burada en ufak bir geri adım atacağımızı düşünmüyorum. Her konuda hükümetlerle aynı fikirde olmamıza imkan yok. Bizim temel prensiplerimiz; açıklık, şeffaflık, demokrasi, verimliliktir. Bu noktalarda hiçbir şekilde ödün vermeyeceğimizden herkesin emin olması lazım” dedi. İşte Boyner’den satırbaşları...
Cemaatleşmeyelim- Türkiye’nin daha demokratik ve refah bir ülke olması yolunda görüşlerimizi açıklamaya devam edeceğiz. Bu kapsamda gerginlik yaşamak için bir neden olmadığını düşünüyorum. Bu dönem yaşananları değişim sancısı, kalıcı olmayan bir sancı olarak tanımlıyorum. Bugünleri de atlatacağız diye umut ediyorum. Sivilleşmek çok önemli bir şey ama sivilleşmek ve özgürleşmek bir arada olduğu zaman.
- 1923’ün gerçekleriyle bugünkü dünyanın gerçekleri aynı değil, düşünce boyutlarımızı daha farklı bir yere getirmemiz lazım. Bu da eğitimde başlıyor. Bunu yaparken kişisel özgürlüklere değer vermek ve onları adreslemek çok önemli. Ama cemaatleşmeye gitmememiz lazım.
- Demokratik açılım diye başlayan süreç neden tıkandı? Kamplaşarak gidiyoruz. Hemen bugünden yarına bir çözüm bekliyoruz. Öyle olmuyor, Kürt açılımı çok önemli bir adımdı. Hükümet başlangıçta çok iyi bir mesaj verdi ama yeteri kadar hazırlıklı değildi. Hükümet uzun erimli politikalar üretmek zorunda. Sürecin demokratikleşme perspektifinde geliştirilerek somut bir aşamaya ulaştırılacağı konusunda beklentimizi koruyoruz.
Yargısız infaza dönüşmesin- Ergenekon soruşturmasını hukuka ve yargı organlarına saygılı ve tüm vatandaşların kanun önünde eşit olduğu ilkesine bağlı kalarak izlemekteyiz. Demokratik bir hukuk devletinde hukuka aykırı eylemlerde bulunan herkes yargı önüne çıkarılabilmeli ve hesap vermelidir. Ancak bir insan hakkında iddianame hazırlanmadan içerde tutulması için maksimum bir sürenin olması lazım. İddianame hazırlanana kadar içerde beklememesi gerekiyor. Bu bir süre sonra o kişiye karşı yargısız infaza dönüşüyor.
- Biz esnek istihdamdan söz ederken istihdamda katılıkların kalkmasından bahsediyoruz. “Ben bir işçiyi yarı zamanlı çalıştırdığım için sigortasını vermeyeceğim veya eksik ödeyeceğim” yaklaşımımız yok. Esneklikle kastettiğimiz şeylerden biri, yaptığımız işlere veya projelere göre yarı zamanlı insan çalıştırabilmek. Özlük hakları veya sosyal güvenlik konusunda iş dünyası lehine bir durum yaratılsın, sendikalar ortadan kalksın, diye bir talebimiz yok.
Korkularla hareket etmemÜmit Boyner, TÜSİAD Başkanlığı ile ateşten gömlek giyip giymediği konusundaki yorumları şöyle yanıtladı: “Korkularla hareket eden bir insan değilim. Genellikle korkuların üzerine gitmeyi severim. Ateşten gömlek giydiğimi şöyle düşündüm; zaman açısından özel hayatıma zaman ayırmak çok güç hale geldi. Neticede anneyim, iki çocuğum var, başka bir iş hayatım var. Onlar ateşten gömlek, yoksa sorunları önünüze koyduğunuz zaman bir güç hissediyorsunuz.”