Almanya'da çocukların sünnet edilmesini düzenleyen yasa tasarısı çarşamba günü Bakanlar Kurulu'nda oylanacak. Yasanın tartışmalara son vermesi beklense de eleştiriler sürüyor.
Mayıs ayında Köln Eyalet Mahkemesi’nin sünneti yaralama suçu olarak kabul eden kararı, Almanya’da sünnet tartışmasını başlatmış oldu. O zamandan beri Yahudi ve Müslüman toplumu dini özgürlüklerinin ihlal edildiği görüşünde. Tartışmalar yasal bir düzenlemeyi gerekli hale getirdi. Almanya Adalet Bakanlığı’nın yasa tasarısı, ülkede gelecekte, tıbbi bir nedeni olmasa da sünnetin yasal sayılmasını öngörüyor. Ancak yeni düzenlemede, sünnet sırasında tıbbî koşulların sağlanması ve ebeveynlerin ameliyatın riskleri üzerine kapsamlı olarak bilgilendirilmesi gibi şartlar yer alıyor.
Sünneti yapan kişinin tıbbî yeterliğe sahip olması da zorunlu kılınıyor. Ayrıca gerekli niteliklere sahip din adamlarının çocukları doğumdan sonraki ilk altı ay içerisinde sünnet etmelerine de izin veriliyor. Bu son kural Yahudi geleneğine yönelik bir taviz çünkü Yahudi geleneklerine göre, erkek çocukların doğumdan sekiz gün sonra sünnet edilmesi gerekiyor. Alman Çocuk Cerrahisi Derneği ise bu özel düzenlemeye karşı ve yasada dile getirilen ağrısız müdahaleyi sadece doktorların yerine getirebileceğine atıfta bulunuyor. Onlara göre, tıbbi bir gereksinim olmaksızın sünnet yapmak bir yaralama anlamına geliyor. Münih Üniversitesi Çocuk Cerrahisi Bölümü'nden Maximilian Stehr, "Burada, onay verecek niteliğe sahip olmayan çocuklardan bahsediyoruz. Onlar için ne cinsel yolla taşınabilen bir rahatsızlık ne de HIV söz konusu. Bu ileriki zamanlarla ilgili bir durum. O zaman bu konuda tartışılabilir, genç de rıza gösterip göstermediğini dile getirebilir. Bu onun kararı olur" şeklinde konuşuyor.
Yasak nelere yol açar?
Ancak Yahudi ve Müslümanlar için sünnet dini inançlarının bir parçası. Bu nedenle Alman Çocukları Koruma Birliği, bir yasak konusunda uyarıda bulunuyor. Böyle bir durumda bir sünnet turizminin ortaya çıkması ve merdiven altı sünnet yapılması gibi tehlikelerin ortaya çıkabileceği belirtiliyor. Birliğin yönetim kurulu üyelerinden Christian Zainhofer, böyle bir durumda çocukların sağlığının ciddi anlamda tehlikeye düşmesi sorununun ortaya çıkabileceğini kaydetti.
Yahudi cemaati de mahkeme kararına sert tepki göstermişti. Zainhofer, yine de kararı ilgili kişilere yani ailelere bırakmanın mantıklı olacağını düşünüyor: "Prensip olarak sünnetten vazgeçmenin mümkün olup olmadığı konusunda bir tartışma yapılmasını istiyoruz çünkü bu müdahalelerin kaçınılabilir olduğu görüşündeyiz. Öte yandan, bu tabii ki 4 bin yıldır yürütülen bir gelenek ve sünnete izin veren ailelerin, bu kararın sorumluluğunu taşıyacaklarına inanıyoruz.
Hastalıklarla mücadelede etkisi
Sünnet yalnızca, Müslüman ve Yahudilerce yerine getirilen dini bir ritüel değil elbette. Almanya’da şu anda her 10 gençten biri sünnet oluyor. 10 yıldır sünnet konusuyla yoğun bir şekilde ilgilenen çocuk cerrahı Maximilian Stehr, sünnet olan Almangençlerin yarısından çoğunun aslında tıbbi açıdan böyle bir müdahaleye ihtiyaçları olmadığını belirtiyor.
Stehr, Dünya Sağlık Örgütü tarafından HIV ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı tedbir olarak desteklenen sünnetin Almanya’da da faydalı olabileceği görüşünde. Ancak o önlemlerin cinsel açıdan aktif olan gençler için geçerli olduğunu, 14 yaşın altındaki çocukları ya da yeni doğmuş bebekleri ilgilendiren bir durum olmadığını dile getiriyor.