Ekonomi

Yapı Kredi Başekonomisti: Yurtdışındaki Türkiye algısı hiç bu kadar bozulmamıştı

'Türkiye'nin 2014 yılı büyüme tahminine ilişkin, Göstergeler yüzde 4,5'a inanmamızı sağlıyordu. Ancak şimdi yüzde 2 ile 3,3 arasında olacağını düşünüyorum'

08 Ocak 2014 11:25

Yapı Kredi Başekonomisti Cevdet Akçay, Tüm Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Federasyonu'nun düzenlediği 2013-2014 yılı değerlendirme toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin çok hızla normalleşen bir ülke olduğunu ama normal olmadığını söyledi. Türkiye'nin çok hızlı bir şekilde istikrar kazandığını ama istikrarlı olmadığını aktaran Akçay, "İstikrar kavramımız yanlış. Yani tek parti iktidarı, arka arkaya 3 seçim kazandı, yüzde 45-50 alıyor, bu istikrar demek değil" değerlendirmesini yaptı.

İstikrarın siyasetin devlet üzerinde yapılandığı bir yapı olduğunu belirten Akçay, eğer devlet siyasetin üzerine çıkarsa o yapının normal olmadığını dile getirdi. Hiç bir şeyin tam iyi ya da kötü olmadığını vurgulayan Akçay, son sıkıntılardan da iyi bir şeylerin ortaya çıkacağını ifade etti. Türkiye'nin temel göstergelerde korkunç derece merhale kat ettiğini anlatan Akçay, kamusu sakat olan bir ülkenin, özel sektörünün bir yere gidemeyeceğinin altını çizdi.

Kamu finansmanına bakıldığı zaman Türkiye'nin dünyada örnek gösterilecek bir ülke olduğunu bildiren Akçay, "Türkiye'nin artık bir mali lüksü var. Bu mali lüks nedir? Türkiye'nin kamu sektörü, borç dinamiklerini bozmadan özel sektörüne destek olabilecek olan alt yapı yatırımlarını finanse etme kapasitesine kavuşmuştur. Bu 5 yıl evvel yoktu" dedi.

2009'dan sonra başka bir ülkede yaşandığını belirten Akçay, bunun faiz ortamından dolayı olduğunu söyledi. Türkiye'nin bazı konularda çok çabuk adapte olduğunu kaydeden Akçay, "Öyle bir ülke ki, belli yönlerden Amerika'ya, bazı yönlerden Almanya'ya, bazı yönlerden Kuzey Kore'ye benziyor" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin geleceğine dair bir endişesi olmadığını vurgulayan Akçay, "Bütün derdim bu yaşımdan sonra bende 15 sene normal bir yerde yaşayayım göçmeden. Bunu görecek miyim? Çocuklarıma dair hiç bir derdim yok. Onlar görecekler, ama ben de göreyim artık" şeklinde konuştu.

 

'Bu bozulmayla baş edilmesi gerek'

 

Cevdet Akçay, Türkiye'nin sıkıntılı bir dönem yaşadığını, biraz daha da yaşayabileceğini belirterek, "Ben yurtdışındaki Türkiye algısının, bu soruşturmalar başlamadan, 17 Aralık operasyonu başlamadan evvel de, Gezi sonrasında hiç bu kadar bozulduğunu görmedim. Yabancı algısı hiç bu kadar bozulmadı 15 sene içerisinde" dedi. Bu bozulmayla baş edilmesi gerektiğini aktaran Akçay, en az o bozulmayı yaratan mecralar kadar, ehil insanlar devreye sokularak bunun yapılabileceğini söyledi. Akçay, Türkiye'nin "karizmasını çizdirdikten" sonra düzeltilmesi diğer ülkelere göre daha uzun sürdüğünü belirtti. Gezi olaylarından sonra Merkez Bankasına faiz artırmaması nedeniyle yüklenildiğini ifade eden Akçay, "Brezilya Merkez Bankası ciddi faiz artırdı, faiz 10,5'a geldi hala dikiş tutmadı. Bu tür döviz baskısı hareketleri faizle karşılamanız mümkün değil. O sıcak döviz isteniyorsa bulacaksınız, satacaksınız, vereceksiniz" diye konuştu.

Akçay, uzun vadeli girişli gerçek para istenildiğini anlatarak, sözlerine şöyle devam etti:

"Türkiye'de reel faizleri 1,8-2 civarında düşünürseniz bu 5 sene öncesinden farklı bir ülke olduğunu gösteriyor. Türkiye'de net ihracat ile büyümesi şu anda mümkün değildir. 10-12 sene sonra belki olabilir. Cari açığın tüketimden falan kaynaklandığını düşünmüyorum. Cari açıkta enerji ve üretimin yapısı önemlidir. Belli gelir segmentleriyle ilgili önlem almalısınız. Bir ülkede bankacılık ile reel sektör aynı gemide olmalı. Batarsa ikisi de birlikte batmalıdır." Alternatif senaryolarının bulunduğunu belirten Akçay, "Eksi 1,5 büyüme felaket senaryomuz var, yüzde 2-3,3 büyüme, faizler 9,5-12 arasında değişiyor, döviz kuru 2,40-2,65 sepet, enflasyon da 7-8,5 arasında senaryolara göre değişiyor" dedi.

"Göstergeler yüzde 4,5'a inanmamızı sağlıyordu. Ancak şimdi yüzde 2 ile 3,3 arasında olacağını düşünüyorum"

İnsanların biraz daha fazla devlet siyaset ilişkisini düşünmeye başladığını dile getiren Akçay, şunları kaydetti: "İstikrar, siyasetin hakikaten devlet üzerinde yapılanmış olması ancak bunun ön koşulu da sosyal kontrat niteliğinde olan bir anayasasının olması. Ben, Türklerin büyük çoğunluğunun bu aşamadan geçtiğimizi anlamış olduğu kanaatinde değilim. Herkes hukukun üstünlüğünü konuşuyor ancak hangi anayasaya dayanan hukukun üstünlüğü? Bu soruyu sormamız lazım. Bu anayasa benim birey olarak haklarımı koruyor, gözetiyor diyor muyuz? Böyle bir anayasamız hiç olmadı. Bunun üzerinde neden bu kadar zor mutabık kaldığımızı anlamıyor. Bu yüzden basamakları tam kestiremiyorum. Bu bir anlamda yaşadığımız sıkıntıların en büyüklerinden bir tanesi. 3 tane transformasyon yapılması gerekiyor. Bunlar ekonomik, siyasi ve zihinsel transformasyon. En zoru zihinsel transformasyondur. Ekonomik transformasyonu IMF sayesinde yaptık. TCMB'yi bağımsız yapan IMF'dir. AK Parti'nin en büyük başarısı Türkiye'de 2 stand-by'ı arka arkaya bitiren tek hükümet olmasıdır. Siyasi dönüşümleri de AB üyelik sürecinde biraz başardık. Avrupa hukukunun Türk hukukundan üstünlüğünü kabul ettik, o imzayı attık. Zihinsel transformasyonda ise bütün geçmişinizi inkar etme durumunda kalabiliyorsunuz ancak şartlar sizi illa ki dönüştürüyor. Hata yapılır, önemli olan niyettir."

Akçay, döviz ile borçlanma konusunda ise "Kriz sırasında dövizden dolayı sıkıntı çeken ülkeler Baltık ülkeleridir. Çünkü onlar başka para biriminde borçlanıp, kriz sırasında ise o pozisyonlardan tokat yediler. Ben Letonya ve Litvanya'da döviz zedeler olduğunu hiç görmedim. O bizde var. Çünkü dövizle borçlanırken çok afilli görünüyorsunuz, döviz yükselince de 'devlet bana yardım etsin' diyorsunuz" değerlendirmesini yaptı.

Türkiye'nin 2014 yılı büyüme tahminine ilişkin sorulan soruya ise Akçay, "Göstergeler yüzde 4,5'a inanmamızı sağlıyordu. Ancak şimdi yüzde 2 ile 3,3 arasında olacağını düşünüyorum" yanıtını verdi.