Adana Aladağ’da 11 öğrenci ile bir çalışanın hayatını kaybettiği Aladağ Özel Ortaöğretim Kız Öğrenci Yurdu’ndaki yangınla ilgili soruşturmada ifade veren ve yangında kızını kaybeden yurt müdürü Cuma Ali Genç’in eşi Ayşe Genç, yurtta çocuklardan sorumlu olan belletmenlerin kızının arkadaşları olduğunu, yangının çıktığı gece personel odasında misafir ağırladıklarını belirtirterek, can kayıpları için itfaiyeyi suçladı.
İtfaiyeyi 4 kez aramalarına rağmen cevap verilmediğini söyleyen Genç, itfaiyenin geç geldiğini ve araçlarının yetersiz olduğunu ileri sürdü. Savcı ise Genç’e yasak olmasına rağmen neden yurtta 5. sınıf öğrencilerinin kaldığını, kreşteki çocuklara dini eğitim verilip verilmediğini, yangın merdiven kapısının kollarının olup olmadığını, kapılara neden perde çekildiği gibi kritik sorular yöneltti.
Belletmenler kızının arkadaşları
Cumhuriyet'ten Kemal Göktaş'ın haberine göre Aladağ Cumhuriyet Savcılığı’nda Pazartesi günü ifade veren Genç, önceki yıl 2015 – 2016 öğretim yılında 20 olan öğrenci sayısının bu yıl 29’a çıkması üzerine yeni belletmen ihtiyacı doğduğunu ve kızı Hatice Rümeysa’nın arkadaşları olan 3 kişiyi belletmen olarak aldıklarını anlattı. Belletmenlerin gerekli bilgi ve deneyime sahip olduklarını, eksik kalan hususlarda kendilerinin yardımcı olduğunu söyleyen Genç sertifikalarının olup olmadığını ise bilmediğini söyledi.
Misafir ağırlıyorlarmış
Yangının çıktığı akşam yurttaki personel odasında misafir ağırladıklarını anlatan Genç, çocukları kurtarmak için büyük çaba sarf ettiklerini, elektrikler kesildiği ve yoğun duman olduğu için 3. kata çıkamadıklarını söyledi. Hocalardan Merve Mete’nin 4 kez aramasına rağmen itfaiyenin cevap vermediğini ileri süren Genç, bunun üzerine dışarda olan müdür eşi Cuma Ali Genç'in arandığını söyledi.
İtfaiyeyi suçladı
Kendisini itfaiye görevlisi olmayan birinin kurtardığını anlatan Genç, bahçede itfaiye aracına hortum takmaya çalışan bir itfaiye görevlisine diğerinin ‘Hortumu bu araca takma, bunda su yok, araç geri gidecek’ dediğini söyledi.
Genç, komşuların ve vatandaşların çocukları kurtarmak için ellerinden gelen çabayı gösterdiklerini ve pencerelere taş attıklarını belirterek “Ancak itfaiye erleri içeri giremiyorlardı. Bu itfaiyecilerin gaz maskeleri, yangına dayanıklı kıyafetleri yoktu. Yangın söndürme ekipmanları ve teçhizatları eksikti, bu sebeple içeriye giremediler, gerekli müdahaleyi yapamadılar. Dolayısıyla 3. katta bulunun çocukları kurtaramadılar. İtfaiye geldiğinde zaten yangın 3. katın çatısına sirayet etmişti, çatı alev alev yanıyordu” dedi. “Neden 5. sınıf vardı? Kreşte dini eğitim veriliyor muydu?”
Savcı Yunus Gümüş’ün “Yönetmeliğe göre yasak olmasına rağmen neden 5. sınıf öğrencilerinin yurda alındığını” sorusuna yurtta 5. sınıf öğrencisi olup olmadığını bilmediği karşılığını verdi. Genç, savcının “Yurtta kreşe giden yaştaki öğrencilere dini eğitim verilip verilmediği” sorusuna da “Yurtta kreş olmadığını biliyorum.
Lojmanın ön tarafındaki kaydırak, salıncak gibi oyuncaklarda mahalledeki çocuklar ile yurda gelen misafirlerin çocukları oynamaktadır” dedi. “Çocuklar kendi istekleriyle temizlik yapıyordu” Yurttaki öğrencilerden ücret alınmadığını ve yemek, temizlik gibi ihtiyaçlarının hocaları tarafından karşılandığını savunan Genç, çocukların ara sıra etüt odalarında temizlik yaptığını, ancak bunun için kendilerini kimsenin zorlamadığını, tamamen çocukların kendi isteğine bağlı olduğunu söyledi.
Genç, yangın sırasında personel odasındaki kasanın üst kısmında bulunan cüzdanlar ve nüfus cüzdanlarının yurtta kalan çocuklara ait olduğunu belirterek “Ben daha öncesinden arkadaşlara ve yurtta kalan çocuklara herhangi bir şeye ihtiyacınız olduğunda gelip hocalarınıza, bana söyleyebilirsiniz dedim” diye konuştu.
“Kapılar neden plastikti, neden önlerinde perde vardı?” Yangın tatbikatı yapılıp yapılmadığını, yangınla ilgili işaret ve levha olup olmadığını, denetleme yapılıp yapılmadığını bilmediğini ileri süren Genç, “Yangın giriş kapısının kilitli olmadığını biliyorum. İkinci katta yangın merdivenine açılan kapı kollarının olup olmadığı hususunda bilgim yoktur.
Olay günü yurtta yangın tüpü olup olmadığını hatırlamıyorum, ancak öncesinde tüp olduğunu hatırlıyorum” dedi. Genç, savcının yangın merdivenlerine açılan kapıların neden yasal standartlardaki demir yerine plastikten yapıldığı ve yangın merdivenlerinin kapılarının önünde neden perde olduğu” sorularını ise yanıtlamadı.
Olayda herhangi bir kusuru olmadığını savunan Genç, “Yangın söndürme ekipmanı ve teçhizatı olmayan, sepetli ve uzun merdiveni bulunmayan ve yangına zamanında müdahale etmeyen itfaiyeden ve itfaiyenin bağlı olduğu kurumdan şikayetçi olduğunu” ancak yurdun bağlı bulunduğu dernek yönetiminden şikayetinin olmadığını söyledi. Özel kız öğrenci yurdunda 29 Kasım'da çıkan yangında 10 öğrenci, yurt müdürünün 6 yaşındaki kızı ve bir eğitmen hayatını kaybetmiş, 24 kişi yaralanmıştı.
Olayla ilgili yurt müdürü Cumali Genç ve Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği Başkanı İsmail Uğur'un da yer aldığı 4 kişi tutuklanmış, 7 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.