Hükümetin İmralı görüşmelerini değerlendiren AKP Ankara Milletvekili ve Star gazetesi yazarı Yalçın Akdoğan, Öcalan'ın ve Kandil'in tutumunu özetledi. Akdoğan, "Doğrusu Kandil’in açlık grevlerinden bu yana bekle-gör politikası izlemesini ve eylemliliğini azaltmasını sürece yönelik olumlu bir sinyal gibi yorumlayan biri olarak Kandil’den esen rüzgarlar karşısında daha olumsuz bir hisse kapıldım" dedi.
Yalçın Akdoğan'ın Star gazetesinde, "Kandil Öcalan'ı boşa düşürmemeli" başlığıyla (8 Ocak 2012) yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
(...)Hükümet, bölücü terör örgütüne ‘silah bıraktırma’ amacıyla Abdullah Öcalan ile diyalog kanallarını harekete geçirdi. İstihbarat örgütünün gerçekleştirdiği görüşmelere bir kanal olarak da BDP dahil edildi. Öcalan’ın BDP üzerinden örgütle bağlantılı yapılara mesaj vermesi ve çözüme yönelik adımlar attırması bekleniyor.
Strateji ve konsept değiştirmekte zorlanan Kandil’in Öcalan’ın çağrısına ne derece ayak uydurabileceğini zaman gösterecek. Daha geçen hafta Öcalan’ın en güvendiği isim dediğim Murat Karayılan’ın herkesin içinde istediğini bulacağı uzun röportajı yeni durumu anlamaktan çok uzaktı. Öcalan’ın daha geri bir noktada duracağı düşüncesiyle hattı daha ileri bir noktada çekmeye çalışan bu anlayış, Öcalan’ın rolünü zayıflatan bir görüntü veriyordu. Daha düne kadar ‘Öcalansız olmaz’ diyenler, bu sefer ‘Kandil’siz olmaz’ demeye başladılar. “Tek muhatap, tek söz sahibi, tek görüşmeci” olarak tanımlanan Öcalan bir anda devletin etkisi altında gerçek rolünü oynaması zor olan bir aktör gibi takdim edilmeye, sürecin paydaşlarından sadece biri olarak gösterilmeye başladı.
Doğrusu Kandil’in açlık grevlerinden bu yana bekle-gör politikası izlemesini ve eylemliliğini azaltmasını sürece yönelik olumlu bir sinyal gibi yorumlayan biri olarak Kandil’den esen rüzgarlar karşısında daha olumsuz bir hisse kapıldım. Aslında Cengiz Çandar’ın “Abdullah Öcalan’dan bağımsız hareket edebilen bir örgüt (PKK ve ‘dağ’) dinamiği vardır ama Abdullah Öcalan’a rağmen hareket edebilecek bir örgüt dinamiği yoktur” sözüne katılıyorum. Öcalan’a açıktan tavır takınmak ne BDP için, ne Kandil için mümkündür. Öcalan’a rağmen Öcalancılık yapmanın da bir sınırı vardır. İmralı görüşmeleri bu anlayışın duvara çarpmasına sebep olabilecek bir mahiyet taşımaktadır. Böyle bir yarılma, Kandil’in siyasi ve toplumsal desteğini tamamen ortadan kaldırır, silahlı kanadın da çatırdamasına sebep olur.( ...)