Yakından Kumandan köşesiyle, futbolu başka türlü yorumlamasına alışık olduğumuz Erkan Goloğlu, bu hafta köşesinde 'Ya ben de sarı kart hakettiysem?' diye soruyor. Goloğlu'nun Radikal gazetesinin bugünkü sayısından yer alan bu yazısına 'Gözden kaçmasın' diyor ve yazıyı siz değerli Tempo24 okurlarıyla paylaşıyoruz.
İşte o yazı:
Sizi bilmem ama ben, topçunun hakeme eliyle “Hoca kart yok mu” hareketine sarı kart gösterilmesine ayar oluyorum.
Merak ettim, Federasyon web sitesinden açtım baktım oyun kurallarına. Yedi ihlal sayılmış. Mevzumuza uyan kural şöyle diyor: “Hakeme veya hakemin kararlarına sözle veya hareketle itiraz ederse.”
Araştırmacılık benim karakterimdir. FIFA web sitesinde, muadili madde şu yazıyor: ‘dissent by word or action.’ Ben İngilizce bilmem, bilen Türkçe’ye, ‘sözle veya hareketle diklenmek’, şeklinde çevirdi. Aynı kanaatte olmamaktan fazlası var, yani.
Sarı kartın bu maddesi, başka açıdan da yoruma açık. Oyuncu, kendisi için kart isterse ona karşı da kural uygulanacak mı? Ortalığı bulandırmak için sormuyorum. Bir sivil itaatsizlik örgütlenmesinin tezahürü olarak bir topçu, “Hoca öyle bir düdükle geçiştirilecek gibi değil, ben kartı hak ettim” diye eliyle kart işareti yapıp kendisini gösterse ne olacak?
Mesela kırmızı karttaki tükürmek hadisesi, bir tefsire mahal vermeyecek kadar açık bir ayet. “Rakibe veya bir başkasına tükürürse” diyor. Öyle “Ben ortaya tükürdüm, alınan alınsın” yok, yani. Yüzüne tükürülen topçuya hakem, “Koçum, orda ne arıyorsun” diyemiyor. Servet Çetin mesela, sağını solunu iyice kolaçan etmeden, bütün bir defans bloğunu öncü çıkartıp etrafının temiz olduğunu anlamadan tükürmüyor. Ne olur ne olmaz!
Hakemin yorumu bir kenara, biz maddeyi iktibas ederken bile, ziyadesiyle otoriter bir ruh katmışız. Bir kere hakemin kararına itirazı anladım. Topçunun hakeme itirazı, ne demek olabilir? Daha maç başlamamış, oyuncular da hakemler de ısınıyorlar, mesela Rüştü Reçber gidip Bünyamin Gezer’e, “Hoca sana itirazım var” dese sarı kartı yer mi? Kader bile tecelli etmeden itiraz edilmiyor. Bünyamin Gezer bu itiraz karşısında ne yapacak? Bir polis olarak hemen bir olay yeri inceleme tutunağı, ardından bir fezleke, kriminal inceleme... Hoş değil, yani.
Topçu, darbeyi yedi mi, canının yandığına bakar. Dönüp hakeme, “Hocam bir maruzatım var, ama şimdi mi konuşsak, maçtan sonra mı” diyecek? Hoca da cevaben, “Tanrı aşkına kuzum, neden bunları bir yemekte konuşmuyoruz” mu diyecek?
Yarayı saracak, mağduriyet hissini giderecek bir kart beklentisine karşı bu kadar zalimce davranmanın manası yok. Ayrıca, ortada itiraz da yok, bir umut var, oyuncuyu yaşatan. O umut da olmasa, üstüne ölü toprağı serilmiş bu futbol âleminde, yaşayan bir ölüden ne farkı kalacak? O umut değil mi bizi hala diri kılan?
Topçuların kart umudunu, katı ve otoriter hakem kararlarıyla boğmayın.
Harbi diyorum.