MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, düzenlediği basın toplantısında, 11 yıldır Türkiye'yi yöneten AKP'nin, 'merkez değerler'i tehdit eder şekilde demokrasiden uzak, marjinal ve radikal söylemler içerisinde olduğunu, gelişen sosyal olaylar karşısında ortaya koyduğu tavırlardan anlaşıldığını söyledi.
'Soğuk savaş kalıntısı bir diktatör gibi'
Vural, AKP'nin gerilim siyaseti ile kendi oy tabanını elinde tutmak istediğini öne sürdü. AKP'nin sosyal barışı, aynı renge gönül veren insanların ilişkisini dinamitlediğini iddia eden Vural, "Bu üslup kırıcı, ötekileştirici üslup tehlikeli bir üsluptur. Bunun maalesef sahalarda nelere yol açtığını gördük. Ülke, 80 öncesi atmosfere sokulmak istenmektedir, bunun vebali büyüktür. Derin AKP işbaşındadır. Kendi iktidarını sürdürmek adına her şeyi göze alan bir zihniyet, kirli ellerini vatandaşların üzerine, birbiri ile ilişkili olduğu ortamlara kadar uzatmıştır. Başbakan bu irrite edici söylemleriyle, soğuk savaşın ötekileştirici, ideolojik ve siyasi dilini kullanmakta ve adete soğuk savaşın kalıntısı bir diktatör gibi hareket etmektedir" sözlerini sarfetti.
'Demokrasiyi dinamitleyecek paket'
Türkiye'nin bölücü, aşağılayıcı zihniyetten, dış politikadaki yalnızlıktan, içerideki kutuplaşmadan uzaklaşması için 6 aylık bir süre kaldığını iddia eden Vural, "11 yıldır demokrasi adı altında yapılanların Türkiye'yi geriye götürdüğü açıktır. Şimdi herkes demokratikleşme paketi diye bombalı paketi, demokrasiyi dinamitleyecek yeni adımların atılmasını bekliyor. Bu, PKK'ya hediye paketidir, PKK'ya daha önce verilen sözlerin resmiyete geçirilmesidir. İçeriği başka ülkelerde hazırlanan paketten milettin hayrına bir şey olmaz. Hükümet, daha önce yaptığı gibi toplumun diğer kesimlerine mavi boncuk dağıtarak, baldıran zehirini tatlandırmaya çalışmaktadır. Başörtüsü, Alevilerin talepleri alet edilmek istenmektedir. Ruhban Okulu'nun açılmasına yönelik çalışmalar vardır. Kiliseye papaz yetiştirsin diye Ruhban Okulu açılmak istenmektedir" diye konuştu.
'Sporda yaşananlar geçiştirilemez'
Vural, sezon başından beri tribünlerde meydana gelen bölünmelere de değindi. Sporda yaşanan karmaşanın sorumluluğunun kulüplerin üzerine atılarak geçiştirilemeyeceğini söyleyerek, "Hepimiz bu ülkenin evladıyız, farklı yaşam tarzlarımız olacaktır ama birbirimize kin ve nefretle bakmak, AKP döneminde hortladı. Kızılyıldız-Dinamo Zagreb maçlarında atılan sloganlar, siyasetin spora bulaşması ve sonrasında Yugoslavya'nın bölünmesinin ortadadır" sözleriyle durumun ciddiye alınması gerektiğini belirtti.
Vural, Beşiktaş-Galatasaray derbisinde yaşananların herkesi üzdüğünü belirterek, "İnşallah bir daha yaşamayız. Ancak geldiğimiz safha endişe vericidir. Bu gerginlik ve kutuplaşma, spor sahalarına kadar neden bu kadar yaygınlaşmıştır? Bu mesele iki spor kulübü arasında, aynen Gezi Parkı'nda yaşanan olay gibi farklı bir anlam taşımaktadır. AKP'nin, ötekileştiren, milleti birbirine düşüren yönetim anlayışı stadyumlara kadar ulaştı. İktidar futbol taraftarları arasına nifak sokarak, sporu siyasete alet etmiştir. İktidarın mikser gibi karıştırmadığı hiçbir alan kalmamıştır. Bu yönetim anlayışı; dikta, baas rejimi ve zihniyetidir" dedi.
Spor kulüplerinin elbette taraftarının olacağını belirten Vural, "Böylesine organize ve derin odakların spora dahil olması, spor kulüplerinin siyasi amaçlı birtakım denge mekanizmaları için kullanılması, sporun siyasete bulaştırılması kabul edilemez. Nereye gidiyoruz, neler oluyor ülkede? Sporu bile oya tavhil etmeye çalışan bir zihniyet vardır. Sporun her alanına müdahale ediyorlar; teknik direktörlerden, transferlere kadar müdahale ediyorlar" diye konuştu.
Belediye Başkanlığı
Vural, bir soru üzerine, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olmak gibi bir düşüncesinin olmadığını belirterek, adaylarının bir kısmının 29 Eylül'de açıklanacağını ifade etti. Vural, AKP'nin Ankara'daki alternatifinin MHP olduğunu kaydetti.