Spor

Voleybolda 2024 Milletler Ligi değerlendirmesi ve Paris Olimpiyatları öncesi takımların son durumu

27 Haziran 2024 19:05

Ali Ata Ediz 

14 Mayıs 2024 tarihinde milli takım sezonunun startının verildiği kadın voleybolunda her yaz olduğu gibi bu yazın da ilk turnuvası Milletler Ligi’ydi. 2017’ye kadar “World Grand Prix” adı altında oynanan turnuvanın 2018’de isim ve format değiştirmesinden bu yana oynanan 7. sezonunun şampiyonu ise yeni koçu Julio Velasco önderliğindeki İtalya oldu. 2022’den sonra ikinci kez Milletler Ligi şampiyonu olan İtalya, büyük hüsranla kapattığı 2023 yazının ardından Davide Mazzanti ile yolları ayırmış ve bu yaza deneyimli baş antrenör Julio Velasco ile anlaşarak başlamıştı. 72 yaşındaki teknik adam önderliğinde çıktığı ilk turnuvada güçlü kadrosu ve oyunuyla şampiyon olan İtalya, temmuz sonu Paris’te gerçekleşecek olan Olimpiyat Oyunları öncesi tüm rakiplerine gözdağı verdi. 

Geçtiğimiz yaz İtalya Milli Takımı’nda federasyon-Mazzanti-oyuncular üçgeninde çok büyük bir kaos hakimdi. Takımın yıldız ilk 6 oyuncularından Fahr ve de Gennaro kadro dışıydı, Egonu ise Antropova’nın arkasında yedeğe alınmıştı Mazzanti tarafından. Böylesine güçlü bir kadroya sahip olan İtalya’daki bu kaos, 2023 Avrupa Şampiyonası’nda kürsünün dışında kalarak turnuvayı dördüncülükle bitirmelerine ve daha sonra oynanan Olimpiyat Elemeleri’nde gruplarını Polonya ve ABD’nin gerisinde üçüncü sırada bitirmeleri sonucu Olimpiyat vizesini ancak dünya sıralamasındaki yerleriyle alabilmelerine sebep olmuştu. Bu kaotik yaz sonrası Davide Mazzanti’yle yollarını ayıran İtalya Voleybol Federasyonu, İtalyan teknik adamın yerine, daha önce 1996 ve 1997 yazlarında takımı çalıştırmış olan Arjantinli baş antrenör Julio Velasco’yu ikinci kez takımın başına getirdi. Yukarıda bahsedilen as oyuncuların da kadroya dönmesiyle ve tüm sorunların çözülmesiyle saha içine odaklanan İtalya Milli Takımı da bu yaza güçlü bir başlangıç yaptı. Normalde zaten bir hazırlık turnuvası statüsünde olan Milletler Ligi’ni çok da umursamayarak rotasyonlu kadrolarla oynayan, sakatlık vermemek adına kulüp sezonlarını yoğun geçiren as oyuncularını dinlendirmeyi tercih eden İtalya, çok sıkıntılı geçen 2023 yazı sonrası Olimpiyat Oyunları’nda altın madalyayı hedeflediği 2024 yazında, işi Milletler Ligi’nden itibaren sıkı tutarak sezona üst perdeden bir giriş yaptı. Zaten ideal kadrosuyla Olimpiyat altın madalyasının en büyük favorilerinden olan İtalya’da, geçen yaz tecrübe ettikleri şekilde onları bu yoldan edebilecek olan sorunların da giderildiği ve takımın başarıdan başka odağının olmadığı da bu şampiyonlukla birlikte herkese malum oldu.

Hazırlık turnuvası olması ve takımlar için çok büyük önem arz etmemesi dolayısıyla Milletler Ligi üzerinden genel takım değerlendirmesi yapmayı çok sağlıklı bulan birisi olmasam da takımları kısaca mevcut durumları üzerinden değerlendirelim. Turnuvayı ikincilikle kapatan ve yarı finalde beklemediğim şekilde Brezilya’yı eleyen Japonya, uzun yıllar sonra “büyükbaş” takım olma kimliğine bir kürsü başarısı da ekleyerek tam 10 yıl sonra bir turnuvada madalya kazandı. Bu morali ve oyun performansını şayet gelecek ay sonu başlayacak turnuvada da muhafaza edebilirlerse Olimpiyat madalyası için de rekabetçi bir takım olacaklarını düşünüyorum.

Brezilya Milli Takımı ise aslında sezona en iyi giriş yapan takımdı. Normal sezondaki üç etapta oynadıkları 12 maçın tamamını kazanan ve sadece Japonya ve İtalya’ya puan bırakarak sezonu lider kapatan sambacılar, çeyrek finalde, finallerin ev sahibi Tayland’ı set vermeden geçip yarı finalde Japonya’yla eşleştiler. Büyük çekişmeye sahne olan yarı final maçı normal sezondaki gibi beş sete gitse de bu sefer kazanan Japonya oldu ve Brezilya yarı finale kadar maç kaybetmeden en üst perdeden girdiği sezonda Milletler Ligi’ni dördüncülükle bitirdi. Tıpkı İtalya gibi onlar da kendi standartlarının altında oynadıkları 2023 yazında; Milletler Ligi’ni çeyrek finalde Çin’e kaybederek kapattıktan sonra Pan Amerikan Oyunları şampiyonluğunu da finalde Dominik Cumhuriyeti’ne kaptırdılar ve Japonya’da oynadıkları Olimpiyat elemelerinde bir kez daha Filenin Sultanları’nın gölgesinde kalarak ikinci sıradan Olimpiyat vizesi aldılar. Kötü geçen bu yaz sezonu sonrası Olimpiyat Oyunları’nda altın madalya motivasyonuyla 2024 yazına giriş yapan Brezilya’da, özellikle Ana Cristina’nın da sakatlıktan dönmesiyle iyi bir form ve oyun tutturulması bu hedefleri için ellerini güçlendirmiş durumda. Olimpiyat Oyunları’nda yine madalyanın her türlü renginin olağan şüphelisi olmaya göz kırpan Brezilya’nın Olimpiyatta her türlü kürsüde olacağını düşünüyorum.

Son iki yazdır önemli bir çıkış yapan ve kendisini “büyük 7” ülkeyle rekabet edebilen bir seviyeye çeken Polonya ise üst üste ikinci kez Milletler Ligi’ni bronz madalyayla tamamladı. Henüz Olimpiyat madalyasını zorlayabilecek seviye ve tecrübede olmadıklarını düşünsem de Olimpiyat Oyunları’na renk katacakları aşikâr. Turnuvanın sürpriz “underdog” takımlarından en güçlüleri Polonya ve her daim sürprize açık olup ne yapacağı kestirilemeyen Dominik Cumhuriyeti olacak.

Büyük 7’linin bu yaz için en umut vermeyen takımı ise yine Çin oldu diyebiliriz. 2016 Olimpiyat Oyunları ve 2015 Asya Şampiyonası’nda alınan altın madalyalardan beri kendi standartlarına göre dişe dokunur bir başarısı olmayan Çin Milli Takımı, bu olimpiyatta da madalyadan uzak kalacak gibi gözüküyor.

Son Olimpiyat şampiyonu ABD Milli Takımı ise Michelle Bartsch-Hackley’in yerini dolduramamanın da etkisiyle zaten halihazırda düşmekte olan performansına bu yaz daha büyük bir ivme vermiş durumda. Jordan Thompson gibi baş altı seviye oyuncularla yoluna devam etmeye çalışan ABD Milli Takımı, 27 Haziran’da başlayacak olan Pan American Kupası’nda moral depolamaya çalışacak. Uzun süre sonra ilk defa altın madalyaya bu kadar uzak bir görüntü çizen ABD için şu anki mevcut formu göz önünde bulundurulduğunda kazanacakları bir Olimpiyat Madalyası onlar için başarı olacaktır.

Ve son olarak büyük 7’linin kalan iki üyesinden Filenin Sultanları’na geçmeden önce, alışık olunduğu üzere, Milletler Ligi’ne hep yedek kadrolarla çıkan Guidetti’nin Sırbistan’ı ise şu anda bir kapalı kutu olarak Olimpiyat Oyunları’nda karşımıza çıkacak. Filenin Sultanları ise kelimenin tam anlamıyla bir takımın geçirebileceği en mükemmel şekilde geçirdiği 2023 yazında hepimizin malumu olduğu üzere; Milletler Ligi Şampiyonu, Avrupa Şampiyonu, Olimpiyat Elemeleri’ndeki en başarılı takım ve dünya 1 numarası olma başarılarını göstermişti. Bu sefer o kadar üst seviye bir giriş yapamadığımız, normal sezonunu 6. bitirdiğimiz ve çeyrek finalde beş sette Polonya’ya elendiğimiz Milletler Ligi’nde takımca kendi ideal performansımızın çok altında bir grafik çizdik ve 2018’den bu yana oynadığımız 7. Milletler Ligi turnuvasında ilk kez yarı finali göremedik. Filenin Sultanları’nda Zehra Güneş’in yokluğu çok hissedilirken üstüne Hande Baladın’ın da sakatlanması tuzu biberi oldu. Yukarıda İtalya paragrafında bahsettiğim gibi özellikle çok sıkışık olan bu yoğun takvimde kulüp sezonlarını üst düzey rekabet içinde geçiren as oyuncuların dinlendirilmesi ve sakatlık riskinden uzak tutulabilmesi adına Milletler Ligi’nde rotasyonlu kadrolar görebiliyoruz birçok takımdan. Özellikle geçen sezon bu turnuvayı kazanmışken ve zaten sakatlıklardan dönen oyuncular varken de biraz daha Sırbistan’ın yaptığı gibi rotasyona gitmeyi deneyebilir miydik diye düşünmeden de edemiyorum doğrusu. Tüm bunlara rağmen en önemli olanın zirve performansa Olimpiyat Oyunları’nda ulaşmak olduğunu düşünüyorum. Erkenden zirve performansa ulaşmanın bir sorunu da bazen en gereken yere gelindiğinde zirvedeki o formun sürdürülememesi sonucu kaybedilen esas hedef kupalardır, tıpkı bir uzun mesafe koşusunda önden hız yapmanın sonucunda esas tempo verilmesi gereken son düzlüklere girildiğinde yarışı kazandıracak o son sprint için gereken tüm gücün bitirilmesi sonucu yarışın sonunun getirilememesi tehlikesi gibi. Umarım Filenin Sultanları da tam kadro olarak hazır bir şekilde; arzuladığımız ve görmeye alışık olduğumuz o ideal, zirve performansına temmuz sonunda Paris’te ulaşır ve 2021’de Tokyo’da elimizden kaçan yarı finali bu sefer yapmayı başararak voleybolda tarihimizin ilk Olimpiyat madalyası için madalya maçı oynamaya hak kazanır.


*Bu yazı Gazete Bilkent'ten aslına uygun olarak alınmıştır.