Sessiz bir darbeyle özgürlüklerimizi elimizden alan salgının gölgesinde güneşli bir Roma’ya uyanıyoruz. Yüzlerce yıllık eserlerle bezeli o meydanlardaki heykellerin salt suskunluğuyla bütünleşmiş bir sessizlik hâkim halen kente.
Neşeli sokaklar ve meydanlar, insansızlık tablosu çizmek, filmini çekmek için mükemmel birer mekâna dönüştü. Meşhur çeşmeleri nasone’lerinden (koca burun) büsbütün hüzün akıyor. Merkezde hangi köşeyi dönseniz, hangi meydana adım atsanız sokağa çıkma gerekçenizi soran bir kolluk kuvveti karşılaşıyor sizi.
Pazar akşamı Başbakan Giuseppe Conte’nin basın toplantısını iple çekiyordu İtalyanlar; yeniden ayağa kalkışın büyük oranda 4 Mayıs’tan itibaren olması umuduyla. Ancak 11 Mart’ta ülkeye vurulan kilidi aşırı temkinli adımlarla açmak isteyen Conte, büyük hayal kırıklığı yaratmış görünüyor.
"Çok korkuyoruz"
"Ben, durumu toz pembe görmüyorum; iyimser olmak istiyorum, siyah değil belki, ama gri" diyor, Romalı taksici Claudio. Saatlerdir müşteri beklemekle sıkıntısı icinde, gelecek ay vergi borcunu nasıl ödeyeceğini kara kara düşündüğünü anlatıyor.
"Virüs, ülkemizde gücünü yitirmeye başladı, bu güzel, ama bizim açlıktan ölmemize az kaldı. Çok korkuyoruz. Çünkü bankalar, başka borcun varsa, ev kredisi ödüyorsan sana kredi de vermiyor" diyor.
Hükümet, ikinci aşama planında, sosyal hayattan ziyade ekonomiyi canlandırmaya odaklandı. 4 Mayıs’tan itibaren üretim mekanizmasının büyük bölümü tekrar harekete geçirilecek. Mağazalar ve müzelerin 18 Mayıs, 4 Mayıs’tan itibaren sadece paket servisi yapabilecek restoran ve kafeler ile kuaför ve berberler gibi insanlar arası kontağın daha fazla olduğu sektörlere ilişkin işletmelerin ise 1 Haziran’dan itibaren açılması öngörülüyor.
Büyük merak konusu olan yaz tatili için tesislerin nasıl organize edileceği, sinema, tiyatro, konserler gibi gösteri dünyasının ne zaman yeniden vücut bulacağı halen belirsiz. Başbakan Conte, halkına bugüne kadarki sabrı için teşekkür etti, geldikleri noktanın gurur verici büyük bir başarı olduğunu söyledi, ancak bu yeni aşamanın daha zor olacağını ekledi.
"Ülkeler banknot bastı, biz sokağa çıkabilmek için izin kâğıdı"
Taksici Claudio, insanların haftalardır balkon, pencerelerden görmeye alıştığı dünyanın içine yeniden girme umudunu taşırken, ikinci aşamanın da ilkinin kopyası gibi planlandığını görünce şoke olduklarını öne sürüyor. Bu nedenle, hükümetin, bu aşamayı planlaması için 600'e yakın uzmanı lüzumsuz yere görevlendirerek, devletin parasını çarçur ettiğini söylüyor:
"Bunu hem de bizim paramızla yaptılar. Oysa İtalyanların çoğu, 4 Mayıs’tan itibaren birçok işyerinin açılmasını umuyordu ki bunların çoğu da bu dönemde girdikleri borç batağından ötürü açılamayacak. Hükümet tam zamanlı ve serbest çalışanlarına aylık 600 euro yardım paketi açıkladı. Ancak İtalyanların çoğu bunu halen alabilmiş değil geçen aydan bu yana. Bu yardım gelmezse gelecek ay vergimi nasıl ödeyeceğim? Diğer ülkeler banknot bastı, biz ise sokağa çıkabilmek için izin kâğıdı.
Romalı taksi sürücüsü Claudio
"Aileler halen 600 euro bekliyor"
Roma’nın merkezinde bir kafeteryası olan Simona da, hükümetin şimdiye kadar bu salgından etkilenen işletmeler ve ailelere dair açıkladığı ekonomik tedbirleri yetersiz buluyor. Simona, bu ekonomik desteğin haftalar geçmesine rağmen kendilerine ulaşmadığını söylüyor.
"Gereksiz bir plan. Aileler, hükümetin açıkladığı meşhur 600 euro’yu bekliyor halen. Nasıl yaşayacaklar? Başbakan’ın bu gecikme için özrü, çocuklarımızın önüne bir tabak yemek koymak için yeterli değil. Bizi kurtarmadı bu plan. Daha fazla açılma ya da en azından devletten daha fazla yardım kararı bekliyordum. İtalya, tam anlamıyla açlıktan ölüyor."
İlk aşamadaki kısıtlayıcı tedbirler büyük oranda ikincide de sürecek. Yaşanılan bölge yönetiminin sınırlarından sadece acil iş ve sağlık gerekçesiyle çıkılabilecek. Yeni olan ise, bölge sınırlarında kalmak kaydıyla, iş, sağlık ya da temel ihtiyaçlara ek olarak 4 Mayıs'tan itibaren akraba ziyaretleri için de artık evlerden çıkılabilecek.
Evli olmayan çiftlere buluşma izni verildi
Ülkede maske takılması zorunluluğu getirilmedi. Ancak bu buluşmalarda ve kapalı alanlarda sosyal mesafenin korunması, maske takılması şiddetle öneriliyor. Nitekim Başbakan bu aşamanın sloganını, "İtalya’yı seviyorsan mesafeyi koru" olarak duyurdu.
Aile buluşmaları kararı olumlu karşılandı, ama evli olmayan çiftlerden gelen yoğun tepkilerden dolayı bu revize edilerek, onların da birbirlerini ziyaretine izin verildi. Salgın eğrisinde yeniden yükseliş görülürse tedbirlerin tekrar sıkılaştırılacağı belirtildi.
Irene Farinelli
70 yaşındaki emekli Irene Farinelli, kendisi gibi yalnız yaşayanlar için bu son iki ayın bir kâbus gibi geçtiğini söylüyor ve hükümetin bölgeler arası seyahati kısıtlamasına tepki gösteriyor:
"Çocuklarım ve torunlarım başka bölgelerde yaşıyor. Zaten iki aydır onlarla görüşemiyordum. Ve bu yasağın en az 18 Mayıs’a kadar daha süreceğini öğrenmek beni kahretti. Kendimi işe yaramaz bir insan olarak hissediyorum. Haftalar önce evlere kapanmak zorunda kaldığımızda endişeliydik, ama bu durumdan çıkmak için beklediğimizi biliyorduk. Ancak şimdi daha büyük bir endişe hakim, çünkü belirsizlikler daha fazla."
Padova Üniversitesi Mikrobiyoloji ve Viroloji Anabilim Dalı Başkan Prof. Dr. Andrea Crisanti gibi ülkenin uluslararası çapta ünlü uzmanı ise, şartlarını uygun bulmadığı İtalya’nın bu kadar bile açılmasının şu an çok fazla olduğunu savunuyor.
Kuzeydeki Veneto bölgesinde, ülkenin genelinden farklı metotlar izleyerek salgının kontrol altına alınmasını sağlayan isimlerden olan Prof. Crisanti, La Repubblica’ya verdiği söyleşide, "Ülkenin tamamı 11 Mart’ta kilit altına alındığında günde 1800 vaka vardı. Bu rakam dün de böyleydi. Dolayısıyla durum o günden bu güne aynı" diyor.
"Mağaza yerine kilise önünde bekleseler…"
Ülkede toplanma yasağı sürecek, ancak 4 Mayıs’tan itibaren, sosyal mesafe ve maske takma koşuluyla en fazla 15 kişinin katılabileceği cenaze törenlerine izin verildi. Dinî ayinlere dair yasağın sürmesi ve Kilisenin faaliyetlerinin durmaya devam edecek olması ise, Başbakan Conte ile Katolik Kilisesi’ni karşı karşıya getirdi. Hem Kilisesi’nin İtalya’daki temsilciliği hem de Avrupa Episkoposlar Konferansı yetkilileri, ibadet özgürlüğünün engellenmesine şiddetle karşı.
Vatikan etrafinda kolluk kuvveti, kuşlar ve evsizlerden başka kimse yok. Görevli olduğunu söyleyen genç bir peder, hükümetin planına öfkeli: "18 Mayıs’ta mağazaların, aynı anda limitli sayıda müşteri alarak, mesafe kurallarına uyarak yeninden açılmasına izin verildi, ancak bize ayinlerimizi yaptırmıyorlar. Mağazaların önünde sıra bekleyen insanlar, Tanrılarına dua etmek için kiliselerin önünde de bekleyebilir."
İki çocuk babası Daniele ise, okulların Eylül ayında açılacak olmasından, hükümetin, çocukları okula giden aileleri tamamen kaderine bırakmasından yakınıyor:
"Hükümet çok ihtiyatlı, başka türlü de olamazdı. Ancak bazı konuların daha fazla süre, tutarlı bir şekilde tartışılmasını beklerdim. Okul meselesi ihmal edildi. Fabrikalar açılıyor, ancak birçok kişinin okula giden çocuğu var ve bu durumu nasıl idare edeceklerini bilemiyorlar; okula gidemiyorlar, büyükanne ve büyükbabalarına gidemiyorlar. Tamamen terk edildik."
Andrea ve Veronica
"Hava kirliliğine karşı katkı sağlayacak"
Master öğrencileri Veronica ve Andrea ise, hükümete güveniyor ve Başbakan’ın da şimdi açılmasını çok riskli gördüğü okulların kapalı tutulmasının doğru olduğunu düşünüyor. Okullar açılırsa bunun salgında daha az risk altında olan çocuklar değil, onların virüsü bulaştıracağı yaşlılar için büyük tehlike oluşturacağını ifade ediyorlar. Kendileri için 4 Mayıs’ta parkların yeniden açılacak olmasının çok rahatlatıcı olduğunu da ekliyorlar.
Genç çift, bu dönemin en olumlu gelişmesinin ise birçok alanda evlerden çalışmanın mümkünlüğünün anlaşılması olduğunu belirtiyor. Veronica, “Bu gelenek gelecekte daha fazla sürdürülecek ve özellikle araçlarıyla işe gidenlerin azalması, hava kirliliğinin kontrol altına alınmasına katkı sağlayacak” diyor.
Esma Çakır
© Deutsche Welle Türkçe