T24 - Vicdani reddin sembol isimlerinden İnan Süver’in 16 aylık cezaevi hayatı bitti. Süver yaşadıklarını şöyle anlattı: "Esir kampıydı. Kapıdan girdiğimiz zaman 3-4 saat dövülüyorduk. En az yediğim dayak 4 saat."Süver'in Bugün gazetesinden Mustafa Gülseren'e anlattıkları şöyle:
Röportaj sırasında Taksim’de bir kafenin en ücra köşesini seçecek kadar alışmış kaçak yaşamaya. “Bu delilik gibi görünebilir ama kişisel bir huzur için dürüstlükten vazgeçtim ve var olabilmek için askerliği reddettim” diyerek çektiği acılar ve ailesine yaşattıklarından pişman olmadığını söylüyor. Mahkumların sıkıntı çıkartması nedeniyle hücre cezası alacak işler yaparak koğuştan kaçtığını anlatan Süver, Hizbullahçılara “vicdani redden girdim” dediğinde “İçinde vicdan kelimesi geçtiği için iyi bir şey olduğunu ve benim de onlardan olduğumu sandılar” dediklerini tebessümle anlatıyor.
'Psikolog bana ağladı'Kışlada askerlik yaparken birçok sorunla karşılaştığını söyleyen Süver ‘asi asker’ tanımlamasıyla gönderildiği psikolog ile yaşadığı diyalogu şöyle aktardı: “Orada askerlik yapan 40 yaşlarında psikolog vardı, ona yanaşıyordum konuşalım da biraz rahatlayayım diye. Amaadamağlamaya başlıyordu.Komutan onu çamurda süründürmüş. Adamın gücüne gitmiş. Ben onamoral veriyordum tam tersi olması gerekirken.”
'Sen vicdani retçisin gel namaz kıl'10 sene kaçak yaşayan Süver, her an yakalanma kaygısının psikolojisini bozduğunu söyledi. Süver, korkular gırtlağına dayandığında teslim olmuş. Özellikle iş konusunda zorluk çektiğini anlatan Süver, şöyle devam etti: "Belge lazım olan işlere girmedim çünkü kaçaktım. Babamdan bile 'şikayet ederim' tehdidi aldım. Ya beni ihbar ederlerse diye herkese korku ve şüphe ile yaklaştım." Balıkesir'de Hizbullahçı bir mahkumla yaşadığı ilginç konuşmayı da şöyle aktardı: "Hizbullahçı bir arkadaş, ben vicdani retten girdim deyince. Benim de onlardan olduğumu çünkü içinde vicdan kelimesi geçtiği için iyi bir şey olduğunu düşündü. 'Gel namaza başla sen vicdani retçisin' diyordu o vicdani rettin ne olduğunu bilmiyordu."
'Esir kampı gibiydi'Şirinyer Askeri Cezaevi, bir cezaevi değil esir kampıydı. Kapıdan girdiğimiz zaman 3-4 saat dövülüyorduk. En az yediğim dayak 4 saat.