Gelir Vergisi rekortmenleri listesinde ilk 100’e girdiği halde ismini açıklamayan mükellef sayısının ilk kez 51’e çıkarak rekor kırması “isimsiz rekortmenler” ile ilgili şüpheleri arttırdı.
Rekortmenlerden kiminin nazardan, kiminin mafyadan, kiminin eş, dost, akrabadan korktuğu belirtilmekle birlikte özellikle son dönemde tefecilik ve hükümete yakınlık sayesinde servet kazananların kamuoyundan kaçtığı ifade ediliyor.
sözcü'den Erdoğan Süzer'in haberine göre; en yüksek Gelir Vergisi ödeyen ilk 100 mükellef arasında yer alan isimsiz 51 rekortmenin ödediği vergi tutarı 2 milyon ila 20 milyon lira arasında değişiyor, ödedikleri toplam vergi ise 325 milyon lira civarında.
Peki, kutsal görev olarak ifade edildiği halde mükellefler ödediği vergiyi neden gizliyorlar? İşte en önemli nedenler:
Mafya korkusu: Vergi rekortmeni listesine giren mükelleflerin o yıl yüksek miktarlarda para kazandığı bir anlamda ilan edilmiş oluyor. Özellikle Gelir Vergisi mükellefi olan kişiler, isminin bu şekilde ilan edilmesi halinde mafyanın peşine düşeceğinden, dolayısıyla işlerinin ve servetinin riske gireceğinden endişe edip ismini gizliyor.
Nazar korkusu: Bazı mükellefler çok para kazandığının duyulmasını, kendisine nazar değebileceği endişesiyle istemiyor. Dolayısıyla listeye ismini koydurmuyor. Aynı şekilde mütevazı kişiler de zenginliğinin bilinmesinden hoşlanmıyor.
Akraba korkusu: Etrafındaki eş, dost ve akrabanın borç para taleplerini, “İşler kötü gidiyor, para kazanamaz olduk!” türü olumsuz ifadelerle geri çeviren kimi mükellefler, yakınlarına karşı mahcup olmamak için ismini gizli tutuyor.
Hükümete yakınlık: Hükümete yakın bazı işadamları, kişisel imkanlarını kullanarak kazandıkları ihaleler sayesinde elde ettikleri gelirlerin göze batmasını istemiyor.
Listeye girmeyerek hem yeni ihalelerin başka yandaşlara gitme riskini ortadan kaldırıyor hem de kendisinden istenecek rüşvetin artmasını önlüyor.
İkrazatçılar açıklamak istemiyor
Vergi uzmanları, ismini gizleyen rekortmenlerin sayısının olağanüstü seviyeye çıkmasının ekonomideki önemli bir hastalığı işaret ettiğini söylediler.
Ekonominin yavaşlaması ve piyasada nakit sıkıntısı yaşanması sonucu özellikle tefeciliğin yoğunlaştığını belirten uzmanlar, yasal olarak çalışan ikrazatçılar ve factoring şirketlerinin kazançlarındaki büyük artışın rekortmen listesine yansıdığını söylediler. Uzmanlar, bu kişilerin işleri gereği isimlerinin ortada dolaşmasını istemediklerini belirttiler.