Venezuela'da onlarca hükümet yanlısı, muhalefetin kontrolündeki meclisi basarak, bazı milletvekilleri ve gazetecileri yaraladı.
Görgü tanıkları, olayın ülkenin bağımsızlık günü kutlaması nedeniyle yapılan oturumdan sonra meydana geldiğini söyledi.
AFP'nin haberine göre meclisi basanların ellerinde sopalar vardı ve meclis binasının içinde havai fişekler attılar.
Meclis binasından gelen görüntülerde iki muhalif milletvekilinin yüzlerinde kan görüldü.
Muhalefet yanlısı haber sitesi, kalabalığın bazı milletvekillerine saldırdığını bildirdi.
Milletvekili Yajaira de Forero üç vekil arkadaşının yaralandığını, birinin de hastaneye kaldırıldığını söyledi.
Bazı medya organlarıysa yaralı sayısını sekiz olarak bildirdi.
Şiddet olayları, Cumhurbaşkanı Nicolás Maduro başkent Caracas'ın bir başka köşesinde, hükümetin planladığı bağımsızlık günü resmi geçidinde konuşma yaparken yaşandı.
Olaylardan önce Başkan Yardımcısı Tareck El Aissami, Genelkurmay Başkanı Vladimir Padrino ve bakanlarla birlikte Kongre binasına planlanmamış bir ziyarette bulundu.
Venezuela'da meclis Aralık 2015'teki seçimlerin ardından muhaliflerin denetimine geçti.
Muhalifler son üç aydır Maduro yönetimine karşı eylemler düzenliyor. Eylemlerde göstericiler ve güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmalarda en az 90 kişi öldü.
Meclis binasındaki olaylardan saatler önceyse, ülkenin başsavcısı hakkında açılan davanın duruşmasına gitmeme suçlamasıyla görevden alınma tehdidiyle karşı karşıyaydı.
Luisa Ortega Díaz'a yöneltilen suçlamalar Cumhurbaşkanı Maduro'nun reform planlarına karşı çıkmasının ardındah yapıldı.
Diaz, cumhurbaşkanına meydan okuduğu için kendisine dava açıldığını savunurken, hükümet yanlılarının hakimiyetindeki Yüksek Mahkeme, Ortega'nın ciddi hatalar yaptığını söylüyor.
Geçen hafta mahkeme, Diaz'ın ülke dışına çıkışını yasaklamış ve tüm malvarlığını durdurmuştu.
Diaz, geçen hafta bir helikopterden el bombalarının atılıp, ateş açıldığı olayın ardından Maduro'ya sert eleştirilerde bulunmuştu.
Cumhurbaşkanı olayın bir "terör saldırısı" olduğunu savunurken, başsavcı ülkenin "devlet teröründen" muzdarip olduğunu söylemişti.