HİLMİ HACALOĞLU / T24
Uribe’nin ülkesi Santos’un ülkesi olabilecek mi?
Büyükbabasının ağabeyi 1938-42 arasında Kolombiya devlet başkanı, kuzeni bir önceki başkan Alvaro Uribe’nin yardımcısıydı, bir diğer kuzeni ülkenin en etkili haftalık dergisi La Semana’nın sahibi, ailesi yakın zamana kadar Kolombiya’nın en çok satan gazetesi El Tiempo’yu yönetiyordu. İyi eğitimli, zengin ve güçlü. Bugün Başkanlık Sarayı Narino’da devlet başkanlığı görevini selefi Uribe’den alacak Juan Manuel Santos’dan bahsediyorum.
Bogota’nın dışında kapalı salon mitingini izlediğim Santos elitist, aristokrat imajını kırmaya çalışıyordu. Bembeyaz yüzü ve ağdalı İspanyolcası her ne kadar izin vermese de elinden geleni yaptı. Kürsüde ülkemizde alıştığımız manzaranın çok dışında bir lider vardı.
Halkçı görünümlü aristokratik siyasetçi
İşçileri, esnafı, kadınları yanına aldı. Hepsinin tek tek elini sıktı. O bölgede kampanyasına destek veren yaşlı bir mahalleliyi göremeyince ismini anons etti, yanına çağırdı. Konuşmasında kürsüde otuzdan fazla kişi varken yaptı. Kampanya görevlilerin dağıttığı şapka ve bileklikleri ile mutlu bir temizlik işçisi, mihmandarıma dönerek “bizden değil ama bizimkilerle birlikte üstelik içten konuşuyor” demesi seçmenin eğilimini göstermesi bakımından manidar.
Elbette Santos, seçim zaferini seçim kampanyası kadar selefi Uribe’ye borçlu. Çünkü herkes onu eski devlet başkanın mirasçısı olarak gördü. Santos’un başkanlık seçimlerinin ikinci turunda oyların %62’sini almasında halkın “istikrar” isteğinin rolü büyük. Ama bir konunun altını çizelim seçimlerde seçmenlerin yalnız %44’ü oy kullandı. Seçmenlerin %56’sı sandık başına gitmedi. Bu da aslında seçim sonuçlarını tartışmalı kılsa da ne Kolombiya basını ne de uluslararası medya bu konuyu umursadı.
Santos’un insan hakları sicili bozuk
Santos, 2009 mayıs ayına kadar Uribe hükümetinde Savunma Bakanlığı’nı yürüttü. Görev süresinde birçok tartışmalı karara imza attı. 2008’de FARC lideri Raul Reyes’le birlikte çok sayıda sivillerin öldürüldüğü Ekvador’a sınır ötesi operasyon emrini o verdi. Aynı yıl aralarında eski başkan adayı Ingrid Betancourt’un da bulunduğu rehinelerin kurtarıldığı “şah mat operasyonu”nda özel timlerin Kızılhaç kıyafetleri giymesi eleştiri oklarını ona çevirdi. Savunma Bakanlığı sırasında “yargısız infaz”lara göz yumduğu da ortaya çıktı.
Kötü bir siyasi sicile sahip olan Santos, elbette seçim kampanyasını “güvenlik ve istikrar” üzerine kurdu. Ancak selefi Uribe’nin savaşın eşiğine geldiği Hugo Chavez’e seçim konuşmalarında zeytin dalı uzatmayı da ihmal etmedi, “ Venezuela’yla yeni bir başlangıca imza atacağımıza inanıyorum”.
Hatta sınır ihlali emrini verdiği Ekvador’un devlet başkanı Rafael Correa ve Chavez’i ,her ne kadar katılmayacakları neredeyse kesin olsa da, yemin törenine davet etti.
Kolombiya’da sol gelenek Santos’a mesafeli
Ülkenin en örgütlü sol partisi Polo Democratico, Santos’un selefinden farklı olmayacağı kanaatinde. Bir ara Santos’un esaslı rakibi Litvanya kökenli eski Bogota belediye başkanı Antanas Mockus’la işbirliği yapmayı deneyen Polo, kendi adayları Petro’yu destekledi.
Partinin ağır topu senatör Jorge Enrique Robledo, Kolombiya-Venezuela ilişkilerinde son dönemde ABD’nin belirleyeceği olduğuna işaret ediyor. “ Washington’la eşgüdüm içinde sınır ötesi operasyon emri veren bir siyasetçi, başkan olunca neden bir anda barış yanlısı olsun.
Üstelik ülkedeki askeri üslerin ABD tarafından kullanımının yaygınlaştırılmasına hiç ses çıkarmadı. Barış zor ama yine de Santos ve Chavez’in buzları eriteceğini ummak isterim. Çünkü iki ülke arasındaki ilişkilerin kötüleşmesi daha fazla işsizlik daha kitlesel yoksulluk ve daha büyük karamsarlık demek”.
Uribe’den tarihi çalım
Üstelik Santos’un kalesinde Uribe’nin giderayak attığı bir gol var. Temmuz sonunda Kolombiya’nin Washington Büyükelçisi’nin yaptığı açıklama hafızalarda hala tazeliğini koruyor. Büyükelçi Luis Hoyos, elinde haritalar ve fotoğraflarla Venezuela’nın FARC gerillalarını himaye ettiğini iddia etti. Yıllardır Kolombiya’nın elinde bulunan bu deliller neden şimdi piyasaya sürüldü? Bu soruya yanıt eski başkan Andres Pastrana’dan geliyor, “ Venezuela’yla ilişkilerin normalleşmesi engellenmeye çalışılıyor”
Washington açıklaması şüphe yok ki bir sonraki seçimde aday olmasının önünde engel olmayan eski başkan Uribe’nin akılcı bir manevrası. Eski başkan halefine hiza verirken Chavez’e de “no passaran” diyerek inceden elini gösteriyor.
Uribe, başkanlığı boyunca Venezuela’yı daha doğru bir ifadeyle Chavez’i sürekli iç politika malzemesi olarak kullandı. Ülkenin en köklü eğitim kurumlarından Rosario Üniversitesi’nde yıllarca Venezuela Kürsüsü’nü yöneten Profesöz Ramirez, bu siyaseti Uribe’nin en büyük yanlışı olarak değerlendiriyor. “Bugüne kadar hiçbir Kolombiya lideri, bir başka devleti kendi iç siyasetine karıştırmadı. Açıktan suçlamalar yöneltince o devletin de size diyecekleri oluyor ve ülkeniz dış müdahaleye açık hale geliyor”.
Chavez’in ABD korkusu
Ramirez, Uribe’nin Chavez’i yanlış algıladığı kanısında. “ Chavez, Güney Amerika’nın en önemli figürü olmak istiyor. O yüzden rehine krizi sırasında devreye girdi. Uribe bu arabuluculuğu Chavez, gerillaları yönetiyor olarak anladı. Halbuki Chavez, gerillalara politik bir statü verilirse sorunun çözümleneceğini söylüyordu. Kolombiya buna karşı ne yaptı? Ülkedeki üsleri ardına kadar açtı. Bu durum zaten ABD destekli bir darbeden son anda kurtulan Chavez’i daha da korkuttu. Bu yüzden pragmatik bir politikacı da olsa Santos’un işi hiç kolay değil”.
Ramirez, alan araştırması için sık sık ülkesini dolaşan bir siyaset bilimci. “ Ben sınır bölgelerine gittiğimde sınırın iki tarafında da FARC gerillalarının çalıştıklarını, sağlık hizmeti verdiklerini, okullar kurduklarını gördüm. Çünkü iki ülkenin sınır bölgelerinde devlet yok, gerillalar devletin yerini almış”.
Sokaktaki insan Santos döneminde iki ülke arasındaki sorunların bitmesini istiyor. 200 binden fazla Kolombiyalı Venezuela’da çalışıyor. On yıl öncesine kadar hiçbir sorunu olmayan iki ülkenin şimdi savaşın eşiğinde olması sınırın her iki tarafında da kimseyi memnun etmiyor.
Herkesin gönlünden barış ve çözüm geçiyor. Peki ama nasıl ?
Yeniden hayatını iki ülke ilişkilerini araştırmaya adayan Profesör Ramirez’e dönüyoruz, “ABD aradan çekilmeli, iki ülke sorunlarını baş başa vererek çözmeli”.