Dünya basınına "darbe" diye sunulan olayların terör eylemi olduğunu söyleyen Venezuela Büyükelçisi Jose Gregoria Bracho Reyers, "Eylemi gerçekleştirenler asker değil, sivil bir grup. Asker kıyafeti giymiş paralı askerler. Kaos yaratmayı planladılar. Ama başarılı olamadılar. " dedi.
Aydınlık gazetesi'nden İsmet Özçelik'in haberi aynen şöyle:
Jose Gregoria Bracho Reyes 8 yıldır Türkiye’de. Daha önce İstanbul Başkonsolosu'ydu. Sonra Ankara’ya büyükelçi olarak atandı. Türkiye’yi ve Türk halkını iyi tanıyor. Tam bir Bolivarcı.
Hugo Chavez’i çok sevdiği her halinden belli. Chavez’i, onunla ilgili anılarını anlatırken gözünün içi gülüyordu. Türkiye’yi çok seviyor. Türk halkının anti emperyalist damarı dikkatini çekmiş. Bunu çok önemsiyor. Geleceğinin güvencesi olarak görüyor.
Venezuela’nın Afrika kökenli geleneksel tatlısı arroz con cocodan ikram etti. Değişik bir tatlı. Ağzıma alır almaz Afrika ülkelerinde yediğim yemekleri anımsadım. Büyükelçilikte çalışan Türk kızı yapıyormuş. Venezuela’dakileri aratmadığını söylediler.
Büyükelçi Jose Gregoria Bracho Reyes’le Venezuela’da yaşananları, özellikle de son günlerde meydana gelen olayları konuştuk. Ben sordum o anlattı. Amerikalıların ve Avrupa ülkelerinin yaptıklarından örnekler verdi. Verdiği örnekler hiç yabancı değildi. Bir ara Türkiye’yi anlatıyor sandım.
Büyükelçi Reyes’in anlattıkları özetle şöyle:
"Askeri ayaklanma değil, terör saldırısı"
"En son yaşanan olay propaganda amaçlı bir terör eylemi. Geçtiğimiz pazar günü sabah saatlerinde küçük bir grubun eylemi. Kolombiya sınırında kontrat yapmış paralı askerlerin gerçekleştirdiği bir eylem. 3 yıl önce hakkında vatana ihanetten soruşturma açılan ulusal muhafız grubundan bir kaçak tarafından yönetildi. Bu kişi ABD tarafından Venezuela’dan kaçırılarak Miami’ye götürülmüştü. Eylemi gerçekleştirenler asker değil sivil bir grup.
"Dünya kamuoyu yanıltılıyor"
Dünya medyası, olayı Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’ya karşı askeri bir ayaklanma olarak duyurdu. Dünya medyası doğruyu yansıtmıyor. Valancia şehrinde gerçekleşen bu olay bir ayaklanma değildi. Terörist bir eylemdi. Ama emperyalist güçler psikolojik harekatın bir parçası olarak bunu dünya kamuoyuna böyle sundu. Bolivarcı ordunun içinde parçalanma olduğu mesajı vermeye çalıştı. Asker kıyafeti giymiş paralı askerler kullanıldı. Kaos yaratmayı planladılar. Ama başarılı olamadılar. Askeri ayaklanma olduğu iddiaları yalan.
"Yapıcı kaos" denemesi
Olaylar, Brezenski ekibinin faaliyetlerinin devamı. “Yapıcı kaos” teorisini Venezuela’da da hayata geçirmeye çalıştılar. Önce masum eylemler, arkasından şiddet eylemleri, askeri birliklere saldırı, ülkenin sembollerine yönelik hakaretler, Venezuela bayrağının tersten sallanması gibi eylemler gerçekleştirdiler. Adı Chavez olan çocuk hastanesini yaktılar. İçindekilere ne olur diye hiç düşünmediler.
"Ölenler Chavez yanlıları"
Şiddet eylemlerinde yüzü aşkın kişi öldü. Ölenlerin yalnızca yüzde 10’u muhaliflerden. Geri kalan yüzde 90 Chavez yanlıları. Bu da saldırıların kim tarafından yapıldığını açıkça gösteriyor. Bir kere Venezuela’da polisler ateşli silah taşımazlar. Halka kötü davranan polisler de oldu. Ama onlar anında cezalandırıldı. Şu anda tutuklular.
"İç savaşa karşı ulusal kurucu meclis"
ABD, Venezuela’da Libya, Suriye gibi iç savaş planlandı. ABD iç savaşı kışkırtıyor ve finanse ediyordu. AB de destek veriyordu. Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Amerika’nın bu planını gördü. Ulusal Kurucu Meclis için seçime gitme kararı aldı. Sadece sosyalistleri değil, herkese çağrı yaptı. Şiddeti değil siyasi mücadeleyi seçti. Amaç dış destekli iç savaşı engellemekti. Maduro’ya diktatör diyorlar. Diktatör bunu yapar mı?
"ABD istemedi"
ABD Ulusal Kurucu Meclis seçimlerini istemedi. Çünkü bu seçimle ABD’nin bütün planları boşa çıkarılacaktı. Seçimlerde halkın oy kullanmasını engellemek için her yolu denendi. Her türlü terörü uyguladı. Benim bir arkadaşımın evini yaktılar. Tehdit ettiler. Seçime katılımı önlemeye çabaladı.
Eve asılan pankartta "Evimizi yıktınız, ocağımızı değil/ En şefkatli komşularınızı kaybettiniz/Hiç şüphesiz Chavezci olmaya devam edeceğiz! /Bu öfkenizi kaybetmenizi isteriz./Kurucu Meclis Kazanacak!" yazıyor.
Beş kuvvet
Venezuela’da 3 değil 5 kuvvet vardır. Yargı, yasama (parlamento), yürütme (başkan), seçim kuvveti, halkçı kuvvet. Bunların beşi de bağımsızdır. Halk haksızlığa uğradı mı halkı savunan kuruma başvurur. Yaptırım gücü vardır.
Venezüella’yı bu beş kuvvet ayakta tutmaktadır. Bu diktatörlük değil, demokrasidir.
"ABD’nin hedefi Bolivarcı devrim"
ABD’nin hedefi Başkan Maduro değil. ABD’nin hedefi Bolivarcı devrimi sonlandırmak. Bütün Güney Amerika’dan silmek. Venezuela’yı tehdit olarak görüyor. Obama 2015 yılında çıkardığı bir kararname ile Venezuela’yı “olağanüstü tehdit” olarak belirledi.
"Muhalefet bölündü"
Seçimde oy kullananların sayısı Maduro’ya verilen oylardan fazla. ABD’nin destek verdiği ülkelerin çoğunda başkanların oy oranı çok daha düşük. Ama ABD bunları sorun etmiyor. Yüzde 24-38 arasında oyla iktidar koltuğunda oturanlar şimdi Venezuela’yı eleştiriyor.
Şimdi muhalefetin bir kısmı aralıkta yapılacak seçimler için adaylarını sundular. Örneğin sosyal demokrat parti. Bu da muhalefetteki bölünmenin göstergesi. Gelen bilgilere göre Ulusal Kurucu Meclise katılmayan muhalifler kararlarını tartışmaya başlamış. Bazı muhalif gruplar şiddet olayları nedeniyle oy kaybına uğradığının farkında. Chavez karşıtı blokta sıkıntı yaşanıyor. Chavez yandaşları 30 Temmuz’dan sonra güçlendi.
"Emperyalistlerde Bolivar korkusu var"
Venezuela ABD için niye tehdit? Çünkü Chavez’le birlikte Güney Amerika’da halk gücü eline almaya başladı. ABD’nin kontrol ettiği yönetimlerin yerine halkı temsil eden iktidarlar geldi. Bolivya’da Marales ilk yerli başkan oldu. Emperyalizme karşı birlik oluştu. Bolivar’ın hayalleri gerçekleşiyordu. Bu ABD’yi çok korkuttu.
"Enerji potansiyelinin adı Venezuela"
Güney Amerika’daki enerji potansiyelinin adı Venezuela. Dünyanın en büyük petrol rezervine sahip ülke. Ortadoğu’dan ABD’ye petrol tankeri 44 günde gidiyor. Venezuela’dan ise 4 günde. ABD Venezuela’yı kontrol altına almaya çalışıyor. Petrole hükmetmek istiyor. Sadece bu da değil. ABD dünyayı ele geçirmeye çalışıyor. Gerekli olan her şey Venezuela’da var.
"Chavez diye bir çılgın"
Berlin duvarı yıkılınca sosyalizm bitti denilmişti. Kapitalizmin zaferi ilan edilmişti. Chavez diye bir çılgın çıktı. Büyük bir rüzgar estirdi. ABD çılgına döndü. ABD’nin bütün planlarını bozdu. Altüst etti. Sonrası malum.
Chavez’in ölümü şüpheli. ABD’nin payı olduğunu düşünüyorum. Chavez ölünce devrim sona erecek diye düşündüler. Chavez’in ölümü büyük kayıp. Yerini doldurmak zor. Ama devrim devam etti. Hesap tutmayınca yeni hamleler geldi. Venezuela için yeni planlar yapıldı.
Öncelik halk
Venezuela’nın gelirinin yüzde 90’ı petrol. Endüstriyel altyapısı zayıf. Devrimi halkla vurma planı devreye sokuldu. Geliri azaltıp halk kışkırtılmak istendi. Petrol fiyatları düşürüldü. Aynı taşla Rusya ve İran da vurulmak istendi. Birçok liberal ekonomist bu yolla toplumsal projelere desteğin kesileceğini düşündü. Ama bu hesap ta yanlış çıktı. Devrim toplumsal projeleri ihmal etmedi. Nitekim kısa bir süre önce 1 milyon 700 bin konut yoksullara teslim edildi. Hayatlarında ev hayali bile kuramayan insanlar eve kavuştu. Bu bir popülizm değildi. Toplumsal bir borç ödemeydi.
Biz halkların umuduyuz. Bu kesinlikle böyle.
"Venezuela ve Türkiye'nin düşmanları aynı"
Türkiye ile Venezuela’nın birçok ortak yanı var. İki ülke de Batı’nın baskısı altında. Düşmanlarımız aynı. Aynı emperyalist güçler tarafından tehdit ediliyoruz. Venezuela’ya kumpas kuranlarla Türkiye’ye kumpas kuranlar aynı. ABD, AB ülkeleri ve emperyalizmin kullandığı basın yayın kuruluşları. ABD ve AB, Türkiye’nin ne karar alacağını dikte ettiremez. Türkiye de Venezuella da dış müdahalelere izin vermemelidir.
Türk halkında anti emperyalist damar kuvvetli. Bu da geleceğinin güvencesi.
Obama başkanlığı bırakmadan önce bir röportajında, “Biz dünyanın en güçlü devletiyiz. Bazı hükümetler bizim belirlediğimiz çizginin dışına çıkarsa bileklerini bükeriz” dedi. Şu anda yaşanan olayların nedeni de bu.
CIA Başkanı, Maduro iktidarını düşürmek için bütün planları yaptıklarını, Meksika ve Kolombiya ile işbirliği yaptıklarını söyledi. Her şey çok açık değil mi?
"Halka her şey anlatılmalı"
Venezuela’da biz halka ABD’nin gerçek niyetini anlattık. Türkiye halkı da gerçekleri öğrenmeli. Ülkeyi yönetenler karşılaştıkları baskıları halka anlatmalı. Ortadoğu’da, Filistin’de Türkiye’de yaşananların arkasındaki asıl güç halka gösterilmeli.
"ABD kendi topraklarına çekilirse dünyaya huur gelir"
Dünyanın birçok yerinde, Ortadoğu’da Güney Amerika’da, Asya’da yaşanan çatışmaların arkasında hep ABD var. ABD kendi topraklarına çekilirse dünyaya huzur gelir. Latin Amerika’da “Dünyada darbe olmayan ülke hangisidir?” sorusuna “ABD Büyükelçiliğinin olmadığı ülke” yanıtı verilir. ABD dünya kendisi için yaratılmış gibi hareket ediyor.
Arjantin'deki zirve
2005 yılında Arjantin’de Amerika zirvesi yapıldı. Mar Del Plata’da. Gündem, ekonomi ve ticaretti. ABD Başkanı Bush, Arjantin Devlet Başkanı Kirchner, Brezilya Devlet Başkanı Lula ve Venezüella Devlet Başkanı Chavez de oradaydı. Kirchner, Lula ve Chavez Bush’u güzelce ağırladılar. Bush’un önerilerine karşı Bolivarcı bir alternatif getirdiler. Bush toplantı bitmeden Arjantin’den ayrılmak zorunda kaldı.
ABD halkına ucuz gaz
Chavez bir kış günü New York ve Şikago’yu ziyaret eder. Orada halkın içine girip sohbet eder. Gaz fiyatlarını sorar. Halk gaz fiyatlarının yüksekliğinden şikayet edince Venezüela’nın petrol şirketi CİTGO üzerinden onlara ucuz gaz gönderir. Bizim Amerikan halkıyla hiçbir sorunumuz yok.
İran ziyareti
Chavez’in İran ziyareti o dönem çok konuşulmuştu. Büyükelçi Reyes olayı şu sözlerle anlattı: “Chavez Ahmedinejad’la görüştü. Dünya medyası görüşmeyi takip etti. Bir sürü anlaşma imzalanacaktı. Masanın üstü dosya doluydu. Chavez anlaşma öncesi Ahmedinejad’la sosyalizmin inşasını konuştu. ‘Anlaşmayı sonra imzalarız’ dedi. Chavez böyle biri.”