KHK ile ihraçlara karşı Ankara’da yapılan eylemlerin simge isimlerinden Veli Saçılık hakkında soruşturma açıldı. Soruşturma gerekçesi ise ‘2911 sayılı kanuna muhalefet etmek, görevi yaptırmamak için direnmek ve kamu görevlisine hakaret etmek’ iddiaları.
İhraçların yanısıra açlık grevinin 141’inci gününde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya destek için Yüksel Caddesi’nde yapılan eylemlerin değişmez ismi Veli Saçılık, 1 Haziran’da Konur Sokak’ta polisler tarafından yakın mesafeden açılan ateşle plastik mermilerle vurulmuştu.
Fotoğrafçı Emine Kart tarafından belgelenen o anlar, birçok hak örgütünün tepkisini çekmiş ve sivil toplum örgütleriyle birlikte Saçılık, kendisine işkence yapıldığı gerekçesiyle polisler hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Dihaber‘e göre, polisler hakkında soruşturma başlatılmazken, plastik mermili müdahalenin izlerini halen vücudunda taşıyan Saçılık’a soruşturma açıldı.
Ankara Emniyeti tarafından hazırlanan ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen soruşturma dosyasında, Saçılık’ın onlarca plastik merminin hedefi olduğu anlara dair, “Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü personeli tarafından çarptığı alanda patlayınca göz yaşartıcı gaz çıkartan point tabancasıyla müdahalede bulunulmuştur. Grup üyelerinin saldırıları sonlandırılarak saat 18.40’ta dağıtılmıştır” ifadesi yer aldı. Yine açılan soruşturmada Saçılık, şiddet uygulamakla suçlandı ve amacının ‘Gezi direnişi benzeri bir eylem yaratmak olduğu’ iddiası yer aldı.
"Kolumun koptuğu sürece benziyor"
Saçılık, yaklaşık 35 kere gözaltına alındığını ve hakkında 20’ye yakın soruşturma ve dava açıldığını bilgisini paylaştı. Saçılık, şunları söyledi: “Hem ben hem sendikam SES hem de İHD ve TİHV suç duyurusunda bulunmuştuk. Ama nedense o gün benim gözaltına alınmamış olmama rağmen hakkımda soruşturma başlatılmasını uygun görmüşler. Benim suç duyuruma karşı hiçbir gelişme yaşanmadı. Raflarda bekliyordur, sonra atılır. Bu da onların tarafını gösteriyor. İşkenceyi gizlemek üzere açılmış bir soruşturma olduğunu düşünüyorum.”
Saçılık, hakkında soruşturma açılmasını, 2000 yılında Budur Cezaevi’ne yapılan operasyonda kolunun kopartılması ardından yaşadığı sürece benzetti: “O zaman da aynı şekilde, ne bir gardiyan yargılandı ne bir kepçe operatörü ne de jandarma yargılandı. En sonunda hakkımda, ‘İsyan ettin’ diye dava açtılar. Sonra verdikleri tazminatı geri almak üzere Danıştay karar verdi. Şu anda da yıkılan duvarın parasını istiyorlar. Onu da Yargıtay onayladı onaylayacak.”
23 Temmuz günü Ankara’da yapılan eylemde Zeynel Danacı adlı yurttaşın kolunun polis tarafından kırıldığı anın görüntülerini hatırlatan Saçılık, “‘Biz sizin kolunuzu kırar, kopartırız, bir de üzerine ceza veririz’ diyorlar. Böyle bir rahatlıkları var. Genel yasa ve hukukun olmadığını, her şeyin kendileri tarafından ayarladıklarını düşünüyorlar. Hayat öyle değil, her şeyi onlar ayarlayamaz! Biz de mutlaka bu yaptıkları haksızlıklara karşı onları yargılayacağımız mahkemeler olacak, hesaplaşma günümüz olacak” dedi.