T24 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Buralardaki üniversite öğretim üyeleri, devlet dairelerinde memurları, kimse bizden Van'ı 'terk etme' gibi bir şey istemesin. Eğer üniversite öğretim üyeliğini bırakacaksa onu bilemem. Ama 'Van Yüzüncüyıl'ı bırakayım da bir başka devlet üniversitesine gideyim' diye böyle bir şey bekliyorsa kusura bakmasın bizden böyle bir şey beklemesin, bunlara müsaade etmeyiz'' dedi. Erdoğan, "Erciş il olsun" önerisine karşılık "Van büyükşehir olsun' dedik, belediye seçimlerine Van büyükşehir olarak giriyor. Van büyükşehir olduğu zaman, Erciş Van'ın bir ilçesi olacak. İstanbul'un bir ilçesi nasıl modern oluyorsa Van'ın da bir ilçesi, aynı İstanbul'un ilçesi Kadıköy'ü, Pendik'i, Kartal'ı bir Çekmece'si gibi gayet güzel ilçesi haline gelecek. İmkanlar o zaman daha da artacak" dedi.
Erciş Meydanı'nda halka hitap eden Erdoğan, Van'da meydana gelen birinci ve ikinci depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileyerek sözlerine başladı.
Deprem günü Erciş'i dolaşarak arkadaşlarıyla gerekli planlamaları yaptıklarını belirten Başbakan Erdoğan, o günden bugüne bakanlar, milletvekilleri, vali ve ilgili kurumların hepsinin devreye girdiğini, Türk Kızılayı, Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet teşkilatı ve Toplu Konut İdaresinin de yoğun bir şekilde çalışmaya başladığını ifade etti.
''Bugün sizinle özel bir muhabbete geldim'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
''İkinci depremde artçı ya da farklı deprem gibi tespitler yapıldı. Bu işin erbabı, bunun artçı değil, farklı bir deprem olduğunu söyledi. Orada da maalesef son rakam 37 olarak gerçekleşti. Allah bu kardeşlerimize de rahmet etsin. Enkazdan 30 kardeşimizi yaralı olarak kurtarabildik.
Size bazı gerçekleri söyleyeceğim. Ben sizin hizmetkarınızım, arkadaşlarım da aynı şekilde. Biz bu millete efendi olmaya gelmedik, biz hizmetkar olmaya geldik. 9 yıl önce neredeydik, bugün Türkiyemizi nereye getirdik; bu bir değerlendirme. Türkiyemizi çok daha iyi bir noktaya getireceğiz. Fakat bütün bu süreç içerisinde tabii birçok hatalarımız var, millet olarak yanlışlarımız var. Zemin etütleri yapılmadan inşaatlarımızı yaparken, kamu inşaatları da buna dahil vatandaşların inşaatları da buna dahil, maalesef burada ciddi yanlışlarımız var.
Artık 'Bir musibet bin nasihatten evladır' diyerek buradan ders çıkarmamız lazım. Bu dersi çıkarırken de adımlarımızı ona göre atmamız lazım. Peşinen bir şey söyleyeceğim. Bir kış mevsimindeyiz. Bu kış mevsiminde şu anda kardeşlerimizi aç, açık tutmamak için hızla çadırlarımızı, konteynerlerimizi yaptık ve sizlere ciddi bir çadır yardımı gerçekleştirdik.''
Şu ana kadar Van, Erciş ve köyler dahil toplam 67 bin çadır dağıtıldığını anlatan Erdoğan, kış şartları nedeniyle şiddetle ihtiyaç duyulan konteynerlerin de bölgeye gelmeye başladığını ve bunları süratle bölgeye yetiştirmenin gayreti içinde olduklarını söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bu arada başka bir adımı atıyoruz. Ben size palavra atamam. Palavracı genel başkanlardan değilim. Palavracı başbakanlardan da değilim.
'Erciş il olsun' diyenler; Hakkari'yi il yaptıkları zaman Hakkari ne oldu? Hakkari şu an Erciş'ten daha mı iyi? 'Van büyükşehir olsun' dedik, belediye seçimlerine Van büyükşehir olarak giriyor. Van büyükşehir olduğu zaman, Erciş Van'ın bir ilçesi olacak. İstanbul'un bir ilçesi nasıl modern oluyorsa Van'ın da bir ilçesi, aynı İstanbul'un ilçesi Kadıköy'ü, Pendik'i, Kartal'ı bir Çekmece'si gibi gayet güzel ilçesi haline gelecek. İmkanlar o zaman daha da artacak.
Buralardaki üniversite öğretim üyeleri, devlet dairelerinde memurları, kimse bizden Van'ı 'terk etme' gibi bir şey istemesin. Eğer üniversite öğretim üyeliğini bırakacaksa onu bilemem. Ama 'Van Yüzüncüyıl'ı bırakayım da bir başka devlet üniversitesine gideyim' diye böyle bir şey bekliyorsa kusura bakmasın bizden böyle bir şey beklemesin, bunlara müsaade etmeyiz'' dedi.
Eğer bu ülkede profesörü, doçenti, akademisyeni eğer bu tür şeylerde terki diyar ederse benim vatandaşım ne yapacak? Önce bunu bizler katlanmamız lazım. Aynı şekilde devlet dairelerindeki memurlara söylüyorum onlar da bizden bu tür şeyler beklemesinler. Onlar da görevine devam edecekler. Bunlar, bizim kederde üzüntüde bir beraber olduğumuz günlerdir. Sürekli beraber olacağız. Ele ele, omuz omuza vereceğiz ve Allah'ın izniyle bugünleri de aşacağız.''