Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Vahap Coşkun, AKP’nin özellikle büyük şehirlerde Kürt seçmeniyle arasındaki mesafenin açıldığını ve partiye destek veren seçmenin bundan büyük rahatsızlık duyduğunu belirterek “Kürt seçmenin desteğini kaybetmek ise, AK Parti için -tabiri caizse- bir hayat-memat meselesi ve AK Parti bunu 2019 yerel seçimlerinde acı bir şekilde tecrübe etti. Kürtlerin oyunu alamadan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığını kazanabilme şansı çok düşük. Dolayısıyla AK Parti ve Erdoğan, Kürtlerle olan ve eprimiş bağlarını onarmak mecburiyetinde” değerlendirmesinde bulundu.
Gazete Duvar’dan Vecdi Erbay’a gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Vahap Coşkun, “Barış salt Diyarbakır ile gelmez; hiçbir şehir bu kadar yükü kaldıramaz. Çözümün toplumsallaşması, siyasi ve sosyal hayatı belirleyen bir ağırlığa dönüşmesi ve siyasi aktörleri bu konuda tavır almaya zorlaması için, diğer şehirlerin de buna daha çok el vermesi gerekir. Bunun için de barış her yerde konuşulabilir bir mesele kılınmalı. Türkiye’nin dört bir yanından sivil toplum kuruluşları ve vatandaş inisiyatifleri, barışın olanaklarına ve güçlüklerine kafa yormalı. Siyasi aktörlere hem bir zemin sunmalı hem de onları harekete geçmeye teşvik etmeli. Barış ihtimali, ancak mümkün mertebe Diyarbakır’ın sesine ses katmakla büyür” dedi.
Coşkun, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Temmuz ayında Diyarbakır’a yaptığı ziyaret ile ilgili ise şu değerlendirmede bulundu:
"Seçim hesapları, bu ziyaretin en temel nedenidir. AK Parti’nin Kürt seçmenleriyle, özellikle büyük şehirlerde yaşayan Kürt seçmenleriyle arasındaki mesafe açılıyor. Bugüne kadar AK Parti’ye omuz veren seçmenlerin bir kısmı, AK Parti’nin geldiği noktadan büyük bir rahatsızlık duyuyor. Ayrıca, geçmişten farklı olarak, AK Parti seçmeni için artık siyasi arenada alternatifler de mevcut. Yani AK Parti ile bağını koparan seçmen için gidilecek yeni adresler var.
Kürt seçmenin desteğini kaybetmek ise, AK Parti için -tabiri caizse- bir hayat-memat meselesi ve AK Parti bunu 2019 yerel seçimlerinde acı bir şekilde tecrübe etti. Kürtlerin oyunu alamadan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığını kazanabilme şansı çok düşük. Dolayısıyla AK Parti ve Erdoğan, Kürtlerle olan ve eprimiş bağlarını onarmak mecburiyetinde. Diyarbakır’a Erdoğan bunun için geldi, çözüm sürecini sahiplenerek köprüleri onarmaya dönük mesajlar verdi. Ancak tek başına bu mesajın Erdoğan ve AK Parti’ye yeteceği kanısında değilim.”
Coşkun, HDP’ye ilişkin Anayasa Mahkemesi’nde devam eden kapatma davasına ilişkin ise “HDP’yi kapatmak bir çözüm değil, bir acziyet ifadesi. İktidar ortaklarının parti kapatma mevzuunda mutlak bir fikir birliği içinde olduklarını sanmıyorum; bu, MHP’nin zorlaması gibi duruyor. HDP’nin kapatılması halinde, o partinin seçmenleri AK Parti’ye kaymaz, kendisine yeni bir mecra bulur. HDP’yi kapatmak, özellikle cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AK Parti’ye ve Erdoğan’a ağır bir maliyet çıkarabilir. Çünkü partinin kapatılması HDP seçmeninin Erdoğan karşıtlığını bileyler. Erdoğan da partisi de bunun farkında olsalar gerektir” değerlendirmesinde bulundu.