Süper Lig takımlarından Alanyaspor’un golcüsü Vagner Love, adında geçen 'love' (aşk) kelimesinin 7 sene kadar önce kız arkadaşıyla takım kampında yaşadığı bir anıyla ilgili olduğunu söyledi.
Takım kampına kız arkadaşıyla katılıp, gizlice birlikte odaya çıktıktan sonra teknik direktörü tarafından yakalanmalarının ardından takım arkadaşlarının kendisine 'love' demeye başladığını ve bunun üstüne yapışıp kaldığını aktardı. Brezilyalı futbolcunun tam adı ise: Vágner Silva de Souza.
Sabah'tan Taner Karaman'ın sorularını yanıtlayan Vagner Love, şunları kaydetti:
Gerçek adının Vagner LOVE olmadığını biliyoruz. LOVE’ın hikayesini anlatır mısın?
“Eşim kızacak bana bunu anlatınca (gülüyor). 7 sene kadar önce, gençken tabii ki kanımız kaynıyor. Ben de bir gün rahat duramadım ve takım kampına kız arkadaşımla geldim. Sonra gizli gizli odaya çıktık. Ardından hoca bizi yakaladı. Takım arkadaşlarım da bana ‘love (aşk)’ demeye başladı. Üstümde kaldı bu lakap. Ama kız arkadaşımla gerçekten kötü bir niyetimiz yoktu (gülüyor). O günler de gerilerde kaldı tabii… Sonrasında evlendim.”
Türkiye’de özellikle yabancı forvetler futbolun sertliğinden yakınıyor. Senin görüşün nedir bu konuda, sert buluyor musun?
“Ben Türkiye Ligi’ni gelişmekte olan bir lig olarak görüyorum. Her geçen yıl üzerine koyuyor. Bu bağlamda da gerçek bir mücadele var. Kiminle oynarsanız oynayın sert geçiyor maçlar. Bu yüzden özellikle ‘şu adam beni çok zorluyor’ diyemiyorum. Hepsi çok zorlayıcı defanslar. Ligin sertliğinden şikayet etmek yerine, daha fazla çalışmayı denemekte fayda var. Aksi halde bir süre sonra lige adapte olmakta zorlanırlar. Lig gelişiyor ve gerisinde kalmamaları lazım.”
Sezon öncesinde çok fazla kulüpten teklif aldığın konuşuldu. Ayrılmayı düşündün mü hiç?
“Direkt olarak bana ulaşmış bir teklif yok. Kulübe gelmiş olabilir. Onlar da bana bu teklifleri iletmek istememiş olabilirler. Buna saygı duyuyorum. Burada olmak çok güzel. Mutluyum ve yeni bir kontrat da yaptım. Tek istediğim daha fazla gol atmak.”
"Brezilya'dan özel antrenör getirdim"
Çok sık sakatlıkların yaşandığı Süper Lig’de, 33 yaşında olmana rağmen hiç sakatlanmamayı nasıl başarıyorsun?
“Şükürler olsun bunu başarabiliyorum. Bunu da takım antrenmanları sonrası bireysel çalışmalarıma bağlıyorum. Brezilya’dan kendi antrenörümü getirdim. Kulübe hiçbir masrafı yok. Maaşını ben ödüyorum. Takım antrenmanları sonrası 1-2 saat de onunla plajda ve sahada çalışıyoruz. Vücudumu çok iyi tanıyorum. Bu şekilde disiplinli olursanız fiziğiniz de size sadık kalıyor. Performansınız da yükseliyor. Ardından da gol kralı olabiliyorsunuz. İnsan önce bedenini tanımalı, disiplinli olmalı ve işine de ihanet etmemeli.”
"Hocam, bu çocuk bizimle idman yapsın' dedim"
Türkiye, Dünya Kupası’na gidemiyor. Bu süreçte özellikle A Milli Takım Teknik Direktörü Lucescu’nun yabancı oyuncu sayısının fazlalığıyla ilgili düşünceleri çok tartışıldı. Sen ne düşünüyorsun?
“Lucescu elbette daha iyi görüyor olmalı ama Türkiye’de sorun sadece bu diyebilir misiniz? Kadrolara baktığımızda çok sayıda Türk oynuyor ve süre de alıyorlar. Yabancı sayısından çok, önce burada altyapıya önem vermek gerekiyor. Altyapıdan baktığımızda bizim ekipte kaç oyuncu var 1 ya da 2. Bizimle antrenmanlara çıktıklarında 17-18 yaşındaki çocuklar özgüven kazanıp, sonrasında bunu futboluna yansıtabilir. Kulüpler de bu sayede milli takımlara daha fazla oyuncu verebilirler. Yabancı kuralından önce altyapıya önem verilmeli. Geçtiğimiz gün altyapı ile maç yaptık, 17 yaşında bir arkadaşımız vardı karşımızda, çok beğendim ve hocaya ‘Siz de beğendiyseniz bizimle antrenman yapsın’ dedim. Bugün Milli Takım’da Emre Belözoğlu sakatlandığında, yerine tüm maçlarda oynayan bir yerli oyuncuyu koymanız lazım. Bunu yapamıyorsanız başarı da zor geliyor.”
Yine Lucescu, “Milli Takım için aynı kulüpten 3 oyuncu bulamıyorum” dedi. Kendi takımında Milli Takım’a söyleyebileceğin 3 isim var mı?
“Bizde direkt olarak söyleyebileceğim Emre Akbaba ve Taha Yalçıner var. Bu iki isme haksızlık edilmemesi lazım. Emre’nin nasıl bir oyuncu olduğunu, neler yapabileceğini herkes biliyor. Lucescu’nun da bunun farkında olması gerekir. Taha ise bence bir Milli Takım oyuncusu. Ruhuyla mücadele eden bir isim. Bakıldığında futbolcu bulabiliyorsunuz, yeter ki doğru yere bakın.”
Milli Takımı’ın başarısız bir tablo çizmesini neye bağlıyorsun?
“Türk Milli Takımı’nı direkt olarak takip edemiyorum. Ama sonuçlar ve oynanan futbol hakkında bilgim var. Başarısızlık hakkında tek bir neden söyleyemem. Bazen çok ufak detaylar, çok büyük sonuçlara neden olabilir. Bunun için tüm dengeleri doğru kurmak ve bazı adımları atarken, çok iyi düşünmek gerekir. Kararlar verirken, onun ne sonuçlar doğuracağına da bakmaları lazım.”
"Benim yerime Gomis ya da Cenk geçebilir"
Şimdi bir hayal kuralım ve seni bir teknik direktör olarak düşünelim. Eğer bir takımın başında olsaydın, kendi yerine Alanyaspor’daki isimler dışında hangi forveti yazardın?
"Gerçekten zor bir soru oldu bu. Süper Lig’de çok kaliteli isimler var. Sanırım yabancı oyunculardan Galatasaraylı Bafetimbi Gomis olabilir. Yerli oyunculardan ise Beşiktaş’ın oyuncusu Cenk Tosun’u söyleyebilirim. Geçtiğimiz yıl krallıkta yarışmıştık ama o biraz şanssızdı ve kazanan ben oldum."