Gündem

Uzun bir devrin sonu

Hürriyet'in yirmi yıllık Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök dün “That was a good life” sözleriyle görevine son noktayı koydu.

30 Aralık 2009 02:00

T24 - Hürriyet'in yirmi yıllık Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök dün “That was a good life” sözleriyle görevine son noktayı koydu. Koltuğunu da Enis Berberoğlu’na bıraktı.

Taraf gazetesinin haberine göre  Ertuğrul Özkök, Türkiye’nin “amiral gemisi” ilan ettiği Hürriyet Gazetesi’ndeki 20 yıllık kaptanlığına bu sözlerle son noktayı koydu: That was a good life; iyi bir hayattı. Kendisi için iyiydi belki, ama ülkenin selameti için öyle miydi, pek çokları için tartışılır. Öte yandan Özkök’ün Türk medyasına damgasını vurduğu ve ülkenin gidişatına hatrı sayılır bir etkisi olduğu tartışma götürmez.

Ertuğrul Özkök 1942’de İzmir’de doğdu. 68’i Ankara Siyasal Bilgiler’de Basın Yayın Yüksekokulu öğrencisi olarak yaşadı. Daha sonra Fransa’ya gidip İletişim Bilimleri alanında doktora yaptı. Ülkeye döndükten sonra Hacettepe Üniversitesi’nde doçentliğe kadar yükseldi.

Ecevit’in danışmanı

Bir yandan bir “solcu” olarak sürdürdüğü hayatında bir dönem Bülent Ecevit’n danışmanlığını yaptı. 80 darbesi sonrasında ise Ecevit’in çıkardığı Arayış Dergisi’nin yazı işleri kadrosunda yer aldı. Hatta o hapse girince Bülent Ecevit adıyla yazılar bile kaleme aldı. Ancak bir süre sonra Özkök’ün Arayış çizgisi Hürriyet’e evrildi. Danışman olarak girdiği Hürriyet Gazetesi’nde önce koordinatör sonra da Ankara Temsilcisi olarak görev yaptı. 1990’da ise birkaç ay önce öldürülen Çetin Emeç’in oturduğu Genel Yayın Yönetmenliği koltuğuna oturdu. Bu dönemde Ecevitçi çizgi de Özalcılığa döner-ken, dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’la yakınlığından dolayı Özköşk diye anıldı.

Özkök daha da sonra ülkenin siyasi sahnesinde öne çıkan isimlerle yakın ilişki sürdürdü. Demirel’in Çankaya’ya çıkması sonrasında “Leydi’nin Topuk Sesleri” manşetiyle Tansu Çilleri’in parti içinde başkanlık yarışında öne çıkmasında etkili olduğu belirtildi.
Özkök 12 Eylül gibi 28 Şubat sürecine de açık desteğini verdi.

Hürriyet logosunun altındaki “Türkiye Türklerindir” sözünü hep savunan Özkök, Hrant Dink’in ölümünün hem öncesinde hem sonrasındaki haberleri ve yazılarıyla çok tepki çekti. Dink’in Agos Gazetesi’nde yaptığı Sabiha Gökçen’in Ermeni asıllı olmasıyla ilgili haberi Hürriyet Gazetesi’nin sürmanşetine konmasından sonra kimi çevrelerce Dink’e yönelik bir linç girişimi başlatıldı. Dink’in öldürülmesinden sadece 4 gün sonra ise bunun bir örgüt işi olmadığını, bir ‘loser’ gencin işi olduğunu yazdı. Özkök, Magazinciler Ödül Gecesi’nde linç edilmek istenen Ahmet Kaya’yla ilgili olarak da ‘Vay şerefsiz’ manşetini atmıştı.

Hürriyet’in Özkök döneminde çok tartışılan manşetlerden biri de “ 411 el kaosa kalktı” oldu. Özkök Meclis’te üniversitelerdeki başörtüsü yasağını kaldıran oylamayla ilglli “411 el neye kalkmış” başlıklı bir yazı da yazdı.

Umre’yi yazı dizisi yaptı

Yayın politikasıyla çok tartışılan Özkök Türkiye gazeteciliğine pek çok yenilik de getirdi. Gazetecilerin özel hayatlarını okurla paylaştığı ‘Sit-com gazeteciliği’ anlayışını ortaya atarken, Hürriyet’te ‘star yazar’lar yarattı. Özkök yayın yönetmenliği döneminde içtiği şaraplara da gittiği umreye de gazete sayfasında yer verdi.

Özkök’ün genel yayın yönetmenliğinin son dönemi AKP iktidarıyla Doğan Grubu’nun çatışmasına sahne oldu. Bu dönemde holdinge rekor cezalar kesildi. Doğan Grubu’nda küçülmeye dair ciddi beklentilerin olduğu bu süreçte Özkök de istifasını verdi.

Halen Doğan Yayın Holding’de Başkan Yardımcısı olan Ertuğrul Özkök gazetede köşe yazılarına devam edecek. Genel yayın yönetmenliği koltuğuna ise halen Hürriyet’in Ankara Temsilcisi görevini yürüten Enis Berberoğlu oturacak.

‘Yanlış ata oynadı ve kaybetti’

Emre Aköz (Sabah Gazetesi)

Yeni dönemi göremedi ya da kabullenemedi. O yüzden de görevden alındı. 28 Şubatta yaptığını tekrar yapabileceğini düşündü. Ancak asker yekpare değildir onlar da değişiyor, üst kademe değişti. Ertuğrul Özkök yanlış ata oynadı ve kaybetti.

Mehmet Altan (Star Gazetesi)

En uzun genel yayın müdürü olarak kalmayı başardı. Gazeteciliğe modernizm getirdi ancak hukuk algısı ve demokrasi konusunda kendinden beklenen titizliği göstermedi.

Ali Bayramoğlu (Yeni Şafak Gazetesi)

Ertuğrul Özkök’ün görevden ayrılması Türk medyası için hayırlı olmuştur.
Twitter’dan destek

Ahmet Hakan (Hürriyet Gazetesi)

Türk basını rengini, eğlencesini, fırlamalığını kaybetti... Onu çok arayacağız.

Nazlı Ilıcak (Sabah Gazetesi)

Özkök ayrıldı diye sevinenler varsa duyurulur: Sevinecek bir durum yok Bu istifanın arka planı bir gün ortaya çıkar.

Unutulmayan yazılarla Özkök

28 Şubat’ı neden destekledim

28 Şubat, Türkiye’de “dinci”
kesimin en azından bir bölümünün Milli Görüş’ten koparak demokratik bir zihniyete ,gelmesinde çok etkili olmuştur.
Ben 28 Şubat’ı destekledim ve hála destekliyorum... (5 Aralık 2006)

Güzel Magazinciler Çirkin Adamlar

O gece böyle bir densizliği yaptığında orada olmayı çok isterdim.
O tuhaf provokasyonu yaptığı zaman kalkıp kendisine şunu söylerdim: ‘’Kardeşim, bu ülkede Kürtçe şarkı söylemek yasak mı? Kaset yapmak yasak mı? Bunu sen de biliyorsun? Öyleyse bunun amacı ne?’’
O gece orada birçok gerçek sanatçı vardı.
Bütün bunlar içinde bir tek çirkin adam çıktı. O da ne yazık ki Ahmet Kaya idi.” 
(13 Şubat 1999)

O gece ses duvarı aşılmalıydı

O yüzden diyorum ki, daha o gece üç beş Türk F-16’sı, Erbil semalarında ses duvarını aşmalıydı.
Bir-iki bin pencere camı tuzla buz olmalıydı.
Şuna samimiyetimle inanıyorum.
Belki de onlara yapılacak en büyük iyilik bu olurdu. Hiç olmazsa Türkiye’nin ciddiyetini dikkate alır, artık lafla peynir gemisini yürütemeyeceklerini anlarlardı. (21 Ekim 2007)

Sizce o silahı niye atmadı?

Günlerden beri televizyon televizyon dolaşıp hep şunu söylüyorum: ‘İnşallah, bu, gerçek bir örgüt işi çıkar. Eğer birbirini dolduruşa getiren mahalle kabadayıları ise işimiz daha zor.’ Korktuğum başımıza geldi. Kendi kendine misyon yüklenmiş, bir abinin dolduruşuna gelmiş, daha 20 yaşına gelmeden tam anlamıyla ‘looser’, ‘tutunamayan’ durumuna gelmiş bir genç. (Hrant Dink’in katiliyle ilgili 23 Ocak 2007)