Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) geçen haziranda bir genelge yayımlayarak
“Öğretim dili Türkçe olan üniversitelerde yabancı dil için yapılan
hazırlık sınıfı zorunlu tutulamaz” kararı verdi. Yönetmeliğe göre,
Türkçe eğitim veren tüm üniversiteler ya derslerinin yüzde 30’unu
İngilizce yapacak ve böylece hazırlık sınıfı açabilecek, ya da
‘zorunlu’ olarak uyguladığı hazırlık sınıfından vazgeçecek ve hazırlık
sınıfı seçmeli olacak. Karara karşı çıkan da var, destek veren de.
Karşı çıkanlar “YÖK üniversitelerde yüzde 100 Türkçe okutulmasını
istemiyor” derken, destekleyenler kararla üniversitelerde yabancı dil
eğitiminin artabileceğini düşünüyor.
YÖK’ün 1996 tarihli ‘üniversitelerde yabancı dil eğitimine ilişkin’
yönetmeliğe göre, Türkçe eğitim veren yükseköğretitim kurumları,
istedikleri takdirde, yabancı dil hazırlık sınıfını zorunlu
tutabiliyorlardı. Ancak bu üniversiteler, eğitim-öğretimin sürdürüldüğü
yıllar içerisinde bazı dersleri yabancı dilden okutmakla yükümlüydüler.
Yönetmelikte, “Yabancı dille veya kısmen yabancı dille eğitim-öğretim
yapılan programlarla hazırlık sınıfının zorunlu olduğu Türkçe
eğitim-öğretim yapılan programlara kaydolan öğrenciler, öğretim yılı
başında açılacak Yabancı Dil Yeterlik Sınavı’na katılmak ve bu sınavda
başarısız olmaları halinde hazırlık sınıfına devam etmek zorundadırlar”
hükmü yer alıyordu. Ancak, Aralık 2008’de yönetmelik değiştirildi ve
“Öğretim dili Türkçe olmakla birlikte, programında kısmen veya tamamen
yabancı dille okutulan seçmeli derslere yer verilen fakülte, enstitü
veya yüksekokul öğrencileri, yabancı dil sınavında başarılı olamasalar
bile, lisans veya lisansüstü programlara devam edebilirler” hükmü
getirildi. Böylece, Türkçe eğitim veren üniversitelerde ‘zorunlu
hazırlık sınıfı’ kaldırılmış oldu.
Bu yönetmelik değişikliği, 2008 Aralık tarihinde yürürlüğe girdiğinde
üniversitelereğitim yılının ortasındaydı. Bu nedenle 2008-2009
eğitim-öğretim yılında yönetmelik uygulanamadı. 2009-2010 öğretim
yılından itibaren uygulanacak yönetmelik değişikliği, eğitim dili
Türkçe olan bazı üniversitelerin “Eğitimimiz kalitesizleştirilecek, dil
öğretemeyeceğiz” tepkilerine neden oldu. Bu üniversitelerin itirazı
üzerine, Haziran 2009 tarihinde bir kez daha yönetmelik değişikliği
yapılarak, önceki kararı yumuşatmak için “Derslerin Türkçe ve belirli
bir yabancı dille karma olarak verildiği programlarda zorunlu ve
seçmeli derslere ilişkin kredi saatlerinin asgari yüzde 30’luk kısmının
bu yabancı dille verilmesi şarttır” ve “Yabancı dille okutulan derse
yer verilmeyen programlarda öğrenim görmeye hak kazanan öğrenciler,
yabancı dil hazırlık sınıfına devam etmeye mecbur tutulamazlar”
hükümleri getirildi.
Bu hükümlerle, Türkçe eğitim veren üniversitelerden derslerin yüzde
30’unu yabancı dille yapmayanların ‘zorunlu hazırlık sınıfı’
açamayacağı belirtildi. 2009 Haziran’da yapılan yeni düzenlemeyle, 2008
Aralık’ta Türkçe eğitim veren üniversitelerin elinden alınan ‘zorunlu
hazırlık sınıfı’ hakkı, yüzde 30 oranında yabancı dil eğitimi vermeleri
şartıyla, geri verildi. Böylece üniversite camiasında ‘yabancı dil’
tartışması başladı. Tepki ve değerlendirmler şöyle:
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr.
Güven Sak: “Eğitim dilimiz ‘Türkçe.’ Biz Türkçe eğitim vermek
istiyoruz. Ancak aynı zamanda öğrencilerimizin uluslararası yayınların
takipçisi olmasını, yabancı dokümanlardan faydalanmasını, kendilerini
dünyayla rekabet edebilecek düzeye çıkarmalarını istiyoruz. Hazırlık
sınıfını zorunlu tutamazsak, bu uygulamayı nasıl gerçekleştireceğiz?
Öğretim dilimiz Türkçe ama biz öğrencilerimizin uluslararası bilimsel
literatürü takip etmelerini istiyoruz. Dersler için yabancı dilde
dokümanları ödev olarak zorunlu tutuyoruz. Bu karar bizim kalitemizi
artırmak, öğrencilerimizi uluslararası alanda rekabet edecek hale
getirmek için gösterdiğimiz çabayı hiçe sayıyor. YÖK’e bu konudaki
itirazımı bildirdim. Şimdi de derslerin yüzde 30’u İngilizce verilmeyen
okullarda ‘hazırlık sınıfı zorunlu tutulamaz’ diyerek, kararı
yumuşatmaya çalıştılar. Bunun anlamı, YÖK ya üniversitelerde yüzde 100
Türkçe eğitim verilmesini istemiyor ya da yüzde 100 Türkçe eğitim
verilen üniversitelerde eğitim kalitesinin iyi olmasını, öğrencilerin
İngilizce öğrenmesini desteklemiyor.”
Okan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sadık Kırbaş: “Bazı bölümlerde
İngilizce bazı bölümlerde Türkçe eğitim veriyoruz. Türkçe eğitim yapan
bölümlerde de zorunlu hazırlık var. Ancak bu barajsız zorunlu hazırlık
sınıfı. Öğrenci başarılı olamasa da üst sınıfa geçirilebiliyor. Bu çok
önemli sıkıntılar yaratıyor. Öğrenci, motive olamıyor. ‘Bana Türkçe
eğitim vereceksiniz, beni niye zorluyorsunuz’ diyor. Bunu önlemenin bir
yöntemi olarak gördük YÖK’ün kararını. Hazırlık sınıfını isteğe bağlı
tuttuğunuzda öğrenciler bir yıl uzatmamak için tercih etmiyor. YÖK dedi
ki, isterseniz yabancı dil hazırlık sınıfı isteğe bağlı olabilir ya da
karma sisteme geçip derslerin yüzde 30’unu İngilizce yapın. Yüzde 30’a
varız. Yararları olabilir.”
Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan:
“Üniversitelerde eğitimin yabancı dille yapılması konusunda bazı
sınırlamalar getirilmesi doğal ve doğru. Ancak zorunlu hazırlık sınıfı
uygulaması, eğitim dilinin İngilizce olmasından bağımsız olarak, birçok
öğrenci için bir dil öğrenme fırsatı da sunuyor. Bu karar, derslerimiz
İngilizce olduğu için bizi etkilemez. Yalnızca Meslek Yüksek Okulumuz
için eğitim yoğunluklu olarak Türkçe olduğundan yüzde 30 zorunlu
İngilizce ders konusunu dikkatlice düzenledik. Ancak bu karara paralel
olarak gönderilen bir başka uygulama pratikte sıkıntı yaratacak gibi
görünüyor. Bilkent, Boğaziçi ve ODTÜ dışındaki okullardan mezun
olanların haricinde tüm akademik kadroların, kariyerine bakılmaksızın
yeniden Dil Sınavı’na girmesi talep ediliyor. Üstelik bunun üç yılda
bir tekrarlanması gerektiği de söyleniyor. Bu son derece sevimsiz,
üniversiteler arasında ayrımcılık yapan ve akademik ilerleyişleri
sırasında defalarca İngilizce bildiklerini ispat etmiş olan profesörler
için kabul edilmesi zor bir durum.”
Beykent Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tuncer Çelik: “Biz
bazı bölümlerde Türkçe bazılarında İngilizce eğitim veriyorduk. Genel
olarak baktığımızda kararı olumlu buluyoruz. Yabancı dil eğitimi şart,
anadilde eğitim de yararlı. Bu şekilde karma olması öğrencinin yabancı
dilini pekiştirecek. Diğer taraftandan eğitimin yüzde 70’inin anadilde
olması, öğrencinin mesleğini daha iyi öğrenmesine sebep olacak. Biz de
bu karma sisteme yöneldik. Çalışmamızı yaptık YÖK’e yolladık. Türkçe
olanları karmaya çevirdik. Bir kısım İngilizce olan bölümleri de
karmaya çevirdik.”
Marmara Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muzaffer Dartan:
“Kararla ilgili nasıl uygulayalım diye birimlerden görüşlerini
alıyoruz. Erasmus programları çerçevinde gelen giden öğrenci
sirkülasyonunu artırabilmek için yabancı dilde eğitimin de belirli
ölçüde önemini koruması gerekiyor. Bence olumlu bur karar. Bütün
üniversitelerdeki temel sorun bu dersleri kim verebilecek? Bizim öyle
bir problemimiz yok, çok uzun yıllardan beri dört dilde eğitim
veriyoruz. Olumsuz bakmanın doğru olduğu kanısında değilim ama
tartışılır.”
Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Funda Sivrikaya:
“Düzenlemelerimizi, müfredat değişikliklerimizi yaptık. Bir
fakültemizin üç bölümünde zorunlu hazırık sınıfı başlatıyoruz.
Sonrasındra da yüzde 30 İngilizce ile devam edecek.”
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Uğur Erdener: “Tamamen
İngilizce eğitim yapan bölümlerimiz var, yüzde 30 yabancı dil eğitim
yapan ve Türkçe eğitim yapan bölümlerimiz var. Bu karar ÖSYM kılavuzu
çıktıktan sonra alınan karar olduğu için sorunlar çıkarabilir. Örneğin
bazı programlar için kılavuzda hazırlık sınıfı gerektirdiği yazıyordu.
Doğabilecek sorunları çıkarıyoruz, YÖK’e ileteceğiz. Genelgeye göre
sistem bu sene uygulanacak. Geniş açıdan bakıldığında hepimiz için
yabancı dil gerekli. Bu vesileyle yabancı dil eğitimi daha nitelikli
olarak ele alınabilir. Hem İngilizce hem Türkçe tıp fakültesi vardı.
Türkçe programda hazırlık zorunluydu. Karara göre Türkçe tıpı da yüzde
30 İngilizceye çevriyoruz.”
İstanbul Kültür Üniversitesi Genel Sekreteri Yrd. Doç. Metin Bolcal:
“Bazı bölümlerde İngilizce bazı bölümlerde Türkçe eğitim yapıyorduk.
Karardan sonra Türkçe eğitim yapan hukuk fakültesinde hazırlık sınıfı
isteğe bağlı olacak. Daha önce zorunlu idi. İktisadi ve İdari
Bilimler’de işletme ve iktisat bölümleri hem Türkçe hem de yüzde 30
İngilizce olarak iki şekilde verilecek. Hazırlık isteğe bağlı olunca,
çocuk bir sene fazla okuduğunda 17-18 milyar ödüyor, onu sarsıyor.
Dolayısıyla hazırlık okumak istemeyeceklerdir. Karar doğru olsa da
zamanı çok yanlış. Bu sene uygulanacak ama karardan önce ÖSYM kılavuzu
basılmıştı. Kitapçıklarda tam aksi ifadeler çıktı. Kararın bir sonraki
sene uygulaması gerekirdi.