Gündem

Üniversite öğrencisi: Neden öfkeliyim?

Eyüp Can, bir üniversite öğrencisinin kendisine yolladığı mektubu yayımladı.

11 Aralık 2010 02:00

T24- Radikal gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can, Erdoğan'ı protesto eden ve Burhan Kuzu'ya yumurta atan üniversitileri için sorduğu "neden bu kadar öfkeliler" sorusuna yanıt olarak kendisine Bahadır isimli bir öğrencinin yolladığı mektubu yayımladı. Bahadır  "Sistemin onlarca kez yaşattığı hakısızlıkların ardından sisteme takacağım bir çelme hayallerimde bana, bahsettiğiniz cenneti yaşatıyor" diyerek anarşist olma sürecini anlatıyor.



Eyüp Can'ın Radikal gazetesindeki köşesinde yayımlanan yazısı (11 Aralık 2010) şöyle:



Neden kendimi anarşist gibi hissediyorum?



Adı Bahadır...

O da ‘Siyasal’da öğrenci.

“Bir üniversite öğrencisi olarak öfkemizin sebebini anlatmaya çalışayım” diyerek başlamış bana gönderdiği mektubuna...

“Ne oluyor bu gençlere? Neden bu kadar öfkeliler? En önemlisi ne istiyorlar?” diye sormuştum ‘Cennete giden yol’ başlıklı yazımda.

Çok sayıda mektup aldım...

Bahadır o kadar güzel özetlemiş ki kuşağının öfkesini...

Yaşadığı zorlukları, maddimanevi hayal kırıklıklarını...

Tek kelimesine dokunmadan bugün köşemi ona ayırmaya karar verdim...


* * *

“Bir üniversite öğrencisi olarak öfkemizin sebebini anlatmaya çalışayım Eyüp Bey.

Şimdiye kadar hiçbir şiddet eylemine karışmadım. 

Her türlü şiddetin sonuna kadar karşısındayım. 


En son kavgamı yere çöp atma teşebbüsünde bulunan kuzenimle yaptım.

Kamu Yönetimi’nde okuyorum.

Son zamanlarda kendimi anarşist gibi hissetmeye başladım. 

Sisteme takacağım bir çelme hayallerimde bana, bahsettiğiniz cenneti yaşatıyor.

Bu bir macera arayışı değil, çünkü benim iki haftam günde azami üç lira harcayarak geçti. 

Rektör yeni aldığı onlarca beygirlik Mercedes’iyle yanımdan geçerken ben 15 kilometrelik evime yürüyerek gidiyordum.  

Babam esnaf.

Devlet, fabrika sahibinin

-evet emin olabilirsiniz- fabrika sahibinin oğlunu yurduna yerleştirirken esnaf çocuğu olarak ev tutmak zorunda kaldım. 

Yurdun kapısına bavullarla gittiğim ve kalacak yerim olmadığını söyleyerek koridorda yatmaya razı olduğum devlet yurdunda, işlerini torpille halledemeyen benim gibileri kapı dışarı ediyorlardı. 

Sadece harcımı ödeyebilmek için yaz aylarında üç ay 14 saat aralıksız gece çalışmak zorundayım. 

Şimdi siz bana neden öfkeli olduğumu mu soruyorsunuz?

Sürü yığınlarından olmayı reddediyorum. 

Sistem beni o gün kapı önüne koyarak ve daha onlarca kez yaşattığı haksızlıkla bir sistem düşmanı haline getirdi. 

Kanunlara, doğaya, insanlara saygılı bir bireyi; iyi bir insan olabilmek için çabalayan bir genci, nefrete sürükleyen, acı çektiren bu düzeni reddediyorum. 

Kaç yaşında, hangi mevkide olursam olayım…

Ömrümün sonuna kadar gereken değişimi gerçekleştirmek için çabalayacağım…

Anarşist değilim…

Ama son zamanlarda kendimi anarşist gibi hissetmeye başladım. 

Sisteme takacağım bir çelme hayallerimde bana, bahsettiğiniz cenneti yaşatıyor…”