Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 15 Eylül’de katıldığı bir toplantıda “Ülkemizdeki olayların yarısı kadar olanları yabancılar gerçekleştiriyor” dediğini daha sonra bu ifadelerin resmi hesaplar ve Anadolu Ajansı haberinden çıkartıldığını iddia etti. Türkiye’de Suriyelilere verilen vatandaşlık sayısının da gizlendiğini öne süren Özdağ, yakında gerçek rakamları kamuoyuna açıklayacaklarını söyledi.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Ankara’da gazetecilerle bir araya gelerek soruları yanıtladı. Türkiye’de işlenen suçların yabancılar tarafından işlendiğini iddia eden Özdağ, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 15 Eylül’de katıldığı Göç Kurulu toplantısında yaptığı konuşmayı gündeme getirdi. Soylu’nun “Ülkemizdeki olayların yarısı kadar olanları yabancılar gerçekleştiriyor. Yarısı da kendi içlerinde. Ve bunların yarısı da küçük yaştaki evliliklerden kaynaklanıyor” ifadesini kullandığını belirten Özdağ, bu kısmın video kaydını da yayınladı. Toplantının hemen ardından bu ifadelerin resmi hesaplardan ve Anadolu Ajansı haberinden çıkarttırıldığını belirten Özdağ şunları söyledi:
"Böyle küçümseyemezsiniz"
“Gerçekler rakamlar bunlar yüzde 2 değil. Önce açıkladı sonra basına baskı yaparak haberlerin içeriği değiştirildi. Kendi hesabı, devletin resmi hesabı, Anadolu Ajansı dahil, hepsinden çıkartıldı. Bunun tercümesi şudur. 80 milyon Türk’ün işlemiş olduğu suç kadar Türkiye’de kaçaklar ve sığınmacılar suç işliyor. Suçların yarısını kendi aralarında işliyorlarmış. Bunu böyle küçümseyemezsiniz. Bunlar bizim topraklarımızda işleniyor.
"Buna Türk hukukunda tecavüz deniyor"
Soylu diyor ki, kendi aralarında işledikleri suçların yarısı da küçük yaşta evlilikler. Buna Türk hukukunda çocuklara tecavüz deniyor. İçişleri Bakanının küçümsediği bu. Bir başka husus ‘Suriyelilerin gelmesiyle Türkiye’nin kamu güvenliği bozulur. Oysa bozulmadı tam tersine daha iyi hale geldi’ diyor. Suçların yüzde 50’den fazla artması kamu güvenliğinin bozulması değil midir? Elimde Suriye bağlantılı olayların ve terör olaylarının kısa bir özeti var. Sayfalarca. Bu mu bozulmayan kamu düzeni?”
"Yakında Türk vatandaşlığı alan gerçek Suriyelilerin sayısını da paylaşacağız"
Suriyelilere verilen vatandaşlık sayılarının da gizlendiğini iddia eden Özdağ, “Yalan söyleniyor. Eskiden Türk vatandaşlığı alanların isimleri Resmi Gazete’de yayınlanırdı. Artık yayınlamıyorlar. Suçları gizledikleri gibi gizliyorlar ama o da ortaya çıkacak. Yakında Türk vatandaşlığı alan gerçek Suriyelilerin sayısını da paylaşacağız. Sahte vize, sahte soğuk mühür ve sahte hudut girişi olanlara Türkiye’de oturma izni veriliyor. Bunlarla Türkiye’de oturma izni alıyorsunuz. Emniyet Genel Müdürlüğü konuyu biliyor. Hangi devlet kurumunun da yaptığını biliyor. Polislerin bu konuda kendi aralarında yaptıkları konuşmalara şahit olduk. Kanıtları da var" dedi.
"Ankara’da bir buçuk yıldır kalan YPG’li kim"
Özdağ, Suriye ve YPG ile ilgili bir soru üzerine ise iktidarın YPG’nin iktidar tarafından tahammül edilen bir terör örgütü olduğunu belirterek, şu iddiada bulundu:
“Biz Suriye toprak bütünlüğünü savunuyoruz. YPG’nin saray rejimi tarafından tahammül edilen terör örgütü olduğunu da görüyoruz. Şu soruyu sormalıyız. YPG’nin başkanının karısının dayısı Ankara’da hangi ofiste ne zamandan beri çalışıyor, hangi kişilerle görüşüyor, kimlerle iş yapıyor, bir terör örgütüyle bağlantılı olmasına rağmen Ankara’da bir buçuk senedir varlığına neden tahammül ediliyor?”
Türkiye jeopolitik intihara sürükleniyor
İdlib ve El Bab’daki durumun sürdürülebilir olmadığını belirterek, yapılması gerekenleri de sıralayan Özdağ, şu ifadeleri kullandı:
“Sadece İdlib’den Türkiye’ye yönelik göçün potansiyeli ifade ettiğimiz gibi 4 milyondur. Ama 1 milyon kişinin de 100 bin kişinin göçü dahi tahammül edilemez. İdlib’deki durum El Bab’daki durum sürdürülebilir durum değildir. Yapılması gereken Şam rejimiyle görüşmeler yaparak bu bölgede Şam’ın bir af çıkartarak, bu bölgedeki grupların silahsızlandırılarak normal bir rejimin Suriye’nin kuzeyinde ama sadece İdlib’de değil, YPG ve PKK bölgesinde de Suriye devleti tarafından kurulmasını sağlayacak adımlar atmaktır. Bugün Türkiye, yanlış Suriye ve yanlış İdlib politikasıyla kan kaybetmektedir. En ufak mesafe kaydedemediği gibi her geçen gün daha kötüye gitmektedir. İdlib ve diğer bölgelerde başka çalışmaların olduğunu biliyoruz. Bunları da büyük bir endişe ile izliyoruz. Türkiye bir intihara doğru saray rejimi tarafından sürükleniyor, bir jeopolitik intihara doğru. Ama Zafer Partisi, Türk milletinin iradesini temsil ederek Suriyelilerin vatanlarına dönmesi ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanarak Türkiye’de de çıkartılmak istenen iç karışıklıkları engelleyecek politikasını sürdürmeye ve Türk halkının desteğini almaya devam edecektir.”