Ümit Kıvanç*
YPG ağırlıklı Suriye Demokratik Güçleri (SDG) dün, "Menbic'in kuzeyinde işimiz bitti" açıklaması yaptı; bugün sürpriz bir şekilde "Cerablus Askerî Konseyi" ilan edildi; öğleyin 12:00 sularında konseyin başkanı Abdülsettar el-Cedir Türkiye'yi Cerablus ve Menbic'e müdahale etmemesi konusunda uyardı... Ve birkaç saat sonra suikastla öldürüldü. Suikastçiler (iki kişi) yakalandı ve sorgulanıyor. Menbic'teki Kürt kaynakları, bu kişilerin MİT ajanı olduğunu iddia ediyorlar.
Türkiye topçusu dün sabahtan beri hem Cerablus'taki "İslâm Devleti" örgütü mevzilerine hem de Menbic'in kuzeyindeki SDG-YPG mevzilerine atış yapıyor. Ankara'dan bir yetkilinin, "operasyon için koridor açmaya çalışıyoruz" dediği iddia ediliyor. Suikast bunun üzerine eklendi.
El-Cedir sıradan biri değil
Bugün askerî konsey başkanı seçildikten birkaç saat sonra öldürülen Abdülsettar el-Cedir'in kuzeni Yusuf el-Cedir de (Ebu Faret el-Cerablusi) 2012 Aralık ayında öldürülmüştü. Suriye ordusunda albayken ayrılıp silahlı isyancılara katılan el-Cedir, Halep'te Tevhid Tugayları'na komuta ediyordu. Şehirdeki silahlı grupların "genel kurmay başkanı gibi" olduğu ifade ediliyor. Silahlı muhaliflerin Halep Piyade Okulu'nu ele geçirdiği çarpışmada ölmüştü. Kendi saflarında çok sevilen bir lider olduğu söylenir.
Bugün Cerablus Askerî Konseyi Başkanı olduktan kısa süre sonra suikaste kurban giden Abdülsettar el-Cedir'in bu göreve seçilmesinde Yusuf el-Cedir'in rejim muhalifleri arasındaki şöhretinin payı olduğu, çeşitli haber ve mesajlar arasında geçti. Hattâ genel olarak el-Cedir'lerin yörede saygınlığı olan, sözü geçen bir aile oluşuna işaret edildi.
El-Cedir ailesi, toprakları "İslâm Devleti" örgütü işgaline uğradığında direnmeye çalışmış, İD'in üstesinden gelemeyince, 2014'te Kobanê'ye göçmüştü. Son dönemde, kendi silahlı güçlerine sahip olan bu güçlü aile, topraklarını geri almak için İD ile yapılan savaşa etkin bir şekilde katılıyor.
Bu yazı Ümit Kıvanç'ın kişisel blogundan alınmıştır