Gündem

'Uludere'de 'Vur' emrini Hava Kuvvetleri'ndeki komutanlar verdi'

Uludere'de 34 vatandaşın katledildiği olayda, 'vur emri'nin kimin verdiğine ilişkin olarak hükümet ilk kez açıklama yaptı

23 Mayıs 2012 15:40

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Uludere’de 34 kişinin yaşamını yitirdiği bombardımanın emrini görüntüleri izleyen komutanın verdiğini söyledi.

 
Şahin, Nilgün Balkaç’ın sorularını yanıtladı. Bakan özetle şöyle konuştu:
 

'Vur' emrini Hava Kuvvetleri'nde görüntüyü izleyen komutanlar verdi'

 
“Her kurumun, her işleyişin bir denetim mekanizması vardır. TSK, emniyet ve yargının belli bir mekanizması vardır. Terörist görünümlü bir gruba ateş açılmıştır. Bu olay, güvenlik güçlerimizin tecrübe hanesine yazılmıştır. 'Vur' emrini Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı vermiş değil. Ben de 81 ildeki olayları anlık yönetecek değilim. Bunu sorgulamak bile yanlıştır. Mutlaka yönetim sorumludur. Yanlıştan yukarısı da sorumludur. Olayı anlık yönetecek, askeri ve emniyet yetkililerdir. Emri, Ankara’da o görüntüleri Hava Kuvvetleri'nde izleyen komutanlar vermiştir. Yanlıştan doğru sonuç çıkmaz. Bu vatandaşlarımız kaçakçılık yaparken vurulmuştur. Sağ yakalansalar kaçakçılıktan yargılanacaklardı. Kaçakçılık olayı gölgede kaldı. O bölge KCK’nın kontrolünde olan bir bölgedir. Bölücü terör örgütünün sıktığı kurşun, giydiği giysi ve ayakkabı parayla alınıyor. Bu gençler figüranlardır. Filmin baş aktörleri vardır. BDP bu olayın parçası durumundadır. Kaçakçılık emrini bizzat BDP veriyor. O insanlara kaçak malı veren PKK terör örgütüdür. Kaçakçılığın rantını elde eden KCK terör örgütüdür. Filmin bütününe bakılınca özür dilenecek bir şey yoktur.
 

'Gençlerimiz orada olmamalıydı'

 
"Olayı suçluluk psikolojisiyle görmüyoruz. O gençlerimiz orada olmamalıydı. Müzakere ön şartı terör örgütünün silah bırakmasıdır. Başbakan çağrı yapmıştır. BDP’nin buna yeteneği, iradesi var mıdır. Ben hiçbir zaman umudumu kaybetmedim. BDP, KCK’nın güdümlü bir uzantısı görünümündedir. Öcalan’la müzakere mümkün değil. Terör suçundan ömür boyu mahkum olmuş, 'terörist başılığı' tescil edilmiş birisiyle görüşülmesi mümkün değildir. Parlamentodaki siyasi partiyle görüşülebileceği ifade ediliyor. Teröristlerle mücadelede önemli yöntemimiz istihbarattır. İstihbarat sayesinde eylemlerin yüzde 90’ı engelleniyor. Terör olaylarında belli bir artışı bekliyoruz. Tedbirlerimiz devam ediyor. Terör olayı, son terörist kontrol altına anınca bitecek. Şırnak'ta AK Parti İl Başkan Yardımcısı'nı şehit ettiler. Neydi o insanın suçu? Suriye, Türkiye’den intikam alma, zor durumda bırakmak için Suriye sınırına yakın bölgede terör örgütüne göz yumuyor. Suriye sınırında geçen sene olmayan bir terör yapılanması var. Suriye yönetiminin yaptığı devlet adabına uymaz.
 
Yanlış anlaşılma değil, yanlış anlatılma var. Türkiye’nin her yerinde ben varım. Benim anlaşılmaktan bir sıkıntım yok. Bir kısım medyada yanlış anlatılmam yönünde alınmış bir karar var. Beni yanlış anlatmaya çalışırken komik duruma düşüyorlar. Birileri toplumu yanıltıp kandırmaya çalışıyor. Viyana’da lokantanın bahçesinde halkla buluşmuşum. Yüksek ağaçlar var, sohbet ediyoruz. Çınar ağacı gibi bir ağaç... 'Çınar ağacının gölgesine oturduk' dedim. Ihlamur ağacıymış. Önemli olan ağaçtır, cinsi önemli değil. Ihlamur ağacı bizim kültürümüzde vardır, faydalıdır dedim. Şu anda ağacı suçlamıyorum, birileri böyle gösterebilir. Bu konuşmanın neresinde bir gariplik var? Asıl anlatılmak istediğim aktarılmıyor.
 
1980 öncesinde militan değil, light militandım. Çatışmadan yana olan değil, memleketi için aktif çalışan insan demektir."