Yeni Şafak Gazetesi Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Uludere Alt Komisyonu'nun dün açıkladığı Uludere raporu hakkında "Meclis'in Uludere raporu hiç birşey ifade etmiyor" dedi. "Uludere olayının yaşandığı gece (28 Aralık 2012) Şırnak valisinin haberi alır almaz Albay Onur Güney'i aradığı halde, komutana bilgi vermediğini" söyleyen Selvi, "Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın olaydan sabah haberi oldu" ifadesini kullandı. Selvi, "Uludere'nin vurulduğu gün Milli Güvenlik Kurulu (MGK) vardı. O MGK'da tarihi kararlar alınmıştı" diyerek "Uludere ile MGK'nın rövanşı alındığını" savundu.
"Uludere soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcılığı'nın gece 03.0'te Genelkurmay'a faks çekip, bazı bilgiler istemesi, karargahta, 'bizi de alacaklar'kuşkusuna neden oldu" ifadesini kullanan Selvi, yazısına "Savcılığın bu tavrı 7 Şubat'ta MİT Müsteşarı Hakan Fidan konusunda gelişen refleksin bu kez Genelkurmay Başkanı için oluşmasını sağladı" diyerek devam etti.
Aldülkadir Selvi'nin Yeni Şafak gazetesinde "Uludere neyin rövanşıydı?" başlığıyla yayımlanan (07 Mart 2013) yazısı şöyle:
Meclis, Uludere Komisyonu raporunu tamamladı. Peki rapor Uludere'de yaşananları açıklamaya yetiyor mu?
Yetmiyor.
Komisyon üyeleri araştırmış, sonunda olayı birimler arasındaki koordinasyon eksikliğine bağlamış.
Kasıt yok, askeri ve mülki birimler arasında koordinasyon eksikliği var deniliyor.
Bir de olay yerinde olmayan itirafçının başka birisinden duyduğuna göre yaptığı anlatım üzerine, olay yerinde 2 PKK'lının bulunduğu belirtiliyor.
Uludere olayı, 28 Aralık 2011 tarihinde meydana gelmiş ve 34 vatandaşımız kendi savaş uçaklarımız tarafından bombalanmak suretiyle öldürülmüştü.
Bu olayda meclis komisyonunun raporunda da dikkat çekildiği gibi, koordinasyon eksikliği var.
Ama hem var hem yok.
Nasıl?
Şimdiye kadar asker operasyonları yapar, sadece sonucu hakkında ve istediği miktardaki bilgiyi mülki amirliklerle, sivil hükümetle paylaşırdı. Bu daha da çok, sorunlu operasyonlarda, başbakanların kendilerini savunması için tercih edilen bir yöntemdi.
Hem var hem yok dememin nedeni bu.
Zaten hiçbir zaman operasyon öncesi ve operasyon sırasında sivillere bilgi verilmezdi.
Bu alışkanlık bir süredir kırılmaya çalışılıyor.
Uludere olayında ise koordinasyon eksikliği ile izah edilemeyecek çapta ve kuşku verici bir şekilde, 'Bilgi kanallarının kapatılması' söz konusu.
Uludere'de 34 vatandaşımız bombalanıyor, Şırnak Valisi'nin haberi yok.
O gece Ankara'da olan Şırnak Valisi Vahdettin Özkan, haberi alır almaz Gülyazı Sınır Alay Komutan Vekili Albay Onur Güney'i arıyor, komutan bilgi vermiyor.
Size daha vahimini söyleyeyim Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sabah haberi oluyor.
Bu olay öyle bir anlık gelişen bir olay olsa, belki izah edilir tarafı bulunabilir. Ama 3.5 saat devam eden bir süreç yaşanıyor.
2 kez bombalanıyor. Bu dahi 45 dakika sürüyor.
Heronlar kaçakçı grubunun üzerinde dolaşmaya başladığı anda, gruptakiler aileleriyle irtibat kuruyor, onlar karakolu arıyor, 'Kuş bizimkilerin üzerinde' diyorlar, bu birkaç kez tekrar ediyor, her defasında 'Sizinkilerle ilgisi yok' karşılığını alıyorlar.
Neden? Çünkü yerel askeri birimler de devre dışı bırakılmış.
Heron görüntüleri Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda inceleniyor, bir grup, 'Bunlar terörist değil, sivil insanlar' diye diretiyor. Genelkurmay Harekat Başkanlığı 2 kez yazılı talimat istiyor.
Tüm bunları neden anlattım? O gece birimler arasında bir tartışma ve bombalama öncesinde bir trafik yaşanıyor. 2.75 dereceli gözlük kullanan ben dahi görüntüleri incelediğimde, onların sivil olduğunu anlıyorum da, bu işin uzmanı olanlar da en azından bir tereddüt yaşıyorlar.
Burada yerel askeri birimlerin devre dışı bırakılması, Fehman Hüseyin'in telsiz sinyali alındı, Büyük balık' sendromu yaşandı, büyük balığı alalım derken yerel birimlerden sızma olur kuşkusuyla devre dışı bırakıldı şeklinde değerlendirmeler yapılıyor.
Kuşku oluştuğunda teyit için yerel askeri birimlere sorulamaz mıydı?
Madem büyük balık operasyonuydu bu Genelkurmay Başkanı ve Başbakan'dan gizlenir miydi?
Gayet net bir şekilde ifade etmek istiyorum ki, Meclis'in Uludere raporu hiçbir şeyi açıklamaya yetmiyor.
Dağ fare doğurdu.
Uludere'de görüştükleri yerel askeri birliğin komutanının söylediklerini yazsalar, rapor amacına ulaşmış olurdu.
Ne diyordu yerel askeri birliğin komutanı?
'Bize sorsalardı 25 dakikada ne olduğunu tespit ederdik'
Nasıl tespit edeceklerdi?
Çünkü orada hangi köyün hangi gün kaçağa gideceği biliniyor.
Birkaç noktaya dikkat çekmek istiyorum.
1-Bu operasyonun 2 hedefi vardı.
Biri Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel diğeri Başbakan Erdoğan.
2-Uludere soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcılığı'nın gece 03.05'te Genelkurmay'a faks çekip bazı bilgiler istemesi, karargahta, 'bizi de alacaklar' kuşkusuna neden oldu.
3-Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'i koruma duygusu harekete geçti, siyasi irade tavrını koydu.
4-Savcılığın bu tavrı 7 Şubat'ta MİT Müsteşarı Hakan Fidan konusunda gelişen refleksin bu kez Genelkurmay başkanı için oluşmasını sağladı.
4-Operasyonun yürütüldüğü birimde görev yapan Hava Kuvvetleri personeli, Genelkurmay Harekat başkanlığı ve 2.Ordu bünyesinde yargılanması gerekenler ise yargılanamadı.
Ve son nokta.
Uludere'nin vurulduğu gün MGK vardı. O MGK'da tarihi kararlar alınmıştı.
Uludere ile MGK'nın rövanşı alındı.
Aralık 2012'deki MGK'da neler konuşuldu?
Albülkadir Selvi'nin işaret ettiği 26 Aralık 2012 tarihinde gerçekleşen MGK'nın www.mgk.gov.tr'de yayımlanan resmi basın bildirisi şöyle:
Milli Güvenlik Kurulu 26 Aralık 2012 tarihinde olağan toplantısını gerçekleştirmiştir.
Toplantıda ülke güvenliğini ilgilendiren iç ve dış gelişmeler ele alınmış olup, bu çerçevede;
a. Bugünkü toplantının, yılın son Milli Güvenlik Kurulu toplantısı olması nedeniyle, ülkemizde bir yıl içerisinde vuku bulan terör olayları, bunlara karşı alınan tedbirler değerlendirilmiş, ilave olarak alınabilecek tedbirler konusunda görüş ve önerilerde bulunulmuştur.
Dönem içerisinde icra edilen operasyonlarda elde edilen bilgiler ve teslim olan teröristlerin itirafları ile ele geçirilen silah, mühimmat ve malzemenin, terör örgütünün birlik ve beraberliğimizi bozmaya yönelik niyet ve maksadını bir kere daha ortaya koyduğu vurgulanmıştır. bölgede hüküm süren ağır kış şartlarına rağmen güvenlik güçlerimizin operasyonlarda elde ettiği başarılar ve halkımızın desteği takdirle karşılanmıştır.
b. Toplantıda, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde meydana gelen gelişmeler de değerlendirilmiştir.
Bu çerçevede; Suriye'de devam eden çatışma ortamından duyulan kaygı dile getirilerek, barışçı bir çözüme yönelik olarak Türkiye ve uluslararası toplum tarafından ortaya konan çabanın artırılarak sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanmıştır. Kış aylarında daha da vahim bir hal alan Suriye krizinin insani boyutu üzerinde önemle durulmuş, ülkemizdeki barınma merkezlerinde nisafir edilen ve sayıları yüz elli bine yaklaşan Suriyelilerin ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla yürütülen çalışmalar gözden geçirilmiştir.
Öte yandan, Mısır ile ülkemiz arasındaki çok yönlü ilişkiler ele alınmış, bu ülkenin istikrar ve demokrasi içinde gelişmesini sürdürmesinin bölge için taşıdığı önem vurgulanmıştır.
Dönem içerisinde Irak'ta meydana gelen gelişmeler değerlendirilmiş, ülkede muhtelif gruplar arasında giderek artan gerilimden duyulan endişe dile getirilmiştir. ayrıca, Irak ile ikili ilişkilerimizin mevcut durumu ve geleceği de görüşülmüştür.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.