Gündem

'Uludere Anneleri' İstanbul'a geldi

Eresin Topkapı'da, Uludere 'deki olaya ilişkin düzenlenen toplantı, hayatını kaybedenler için dua okunmasıyla başladı

15 Haziran 2012 22:03

Uludere'de hayatını kaybeden 34 kişinin yakınları 'Uludere Anneleri' isimli bir inisiyatifle sivil toplum kuruluşları öncülüğünde İstanbul'da bir basın toplantısı düzenledi.

MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, Uludere'deki olaya ilişkin, “Bir adli soruşturma olacaksa, idari soruşturmayla birtakım sorumluların açığa alınarak adli soruşturmanın devam etmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi. 
 
Eresin Topkapı'da, Uludere 'deki olaya ilişkin düzenlenen toplantı, hayatını kaybedenler için dua okunmasıyla başladı. 
 
Olayda hayatını kaybedenlerin aileleri ile yakınlarının da katıldığı toplantıda konuşan Ünsal, ölen 34 kişinin yanında olduklarını göstermek için bir araya geldiklerini söyledi. 
 
Ünsal, söz konusu bölgede arazi yapısı nedeniyle tarım, güvenlik sorunu nedeniyle de hayvancılık yapılamadığını kaydederek, şöyle dedi: 
 
“Burada devletin veya özel sektörün bir yatırımı yok. Ya koruculuk ya da kaçakçılık yapmak zorunda kalmışlardır. Henüz idari soruşturma sonuçları açıklanmadan ihmal ya da kasıt olduğuna dair bir şey söylemek doğru değil. Bir adli soruşturma olacaksa, idari soruşturmayla birtakım sorumluların açığa alınarak adli soruşturmanın devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Ölenler bizim kardeşlerimiz ve şehitlerimizdir. Onların haklarının davasını gütmezsek Allah hesabını soracaktır.” 
 
 

STK'larin ortak bildirisi 

 
 
Toplantıda, STK'lar adına ortak bildiriyi okuyan MAZLUMDER İstanbul Şube Başkanı Cüneyt Sarıyaşar da Roboski'de yıllardır devletin bilgisi dahilinde kaçakçılık yaparak geçimini sağlayan 34 kişinin hayatını kaybetmesinin üzerinden 6 ay geçmesine rağmen ortak vicdanı rahatlatma yolunda somut adım atılmadığını savundu. 
 
Sarıyaşar, şunları kaydetti: 
 
“Ölenlerin kaçakçı olduğu söylendi. Gülyazı ve Ortasu köylerinde, araziler mayınlı olduğu için rahatça hayvancılık, tarım yapılamamakta, maaşlı iş imkanı bulunamamaktadır. Yaşamak için koruculuk ve kaçakçılık yapmaya zorunlu kılınmıştır. Bölgenin örgütün giriş alanı olduğu söylendi. Ancak arazi düz ve açık olduğu için geçiş amacıyla kullanılamamaktadır. Mayınların haritasının köylülerde olduğu söylendi. Mayınlı arazi nedeniyle 50'ye yakın köylü hayatını kaybetmiş veya yaralanmıştır.”
 
 

‘Resmi ağızdan helallik istenmeli’

 
 
Sarıyaşar, Uludere 'deki ailelere tazminat verilmek istendiğini belirterek, “Tazminatın da bir nevi özür olduğu söylendi. İnsan hayatının rakamla ifadesi aileleri üzdü” diye konuştu. 
 
Kaymakama yapılan yumruklu saldırıya değinen Sarıyaşar, şunları aktardı: 
 
“Kaymakama saldırı, büyüklerce engellenmiştir. 5 kişi adam öldürmeye tam teşebbüs ile tutuklu bulunmaktadır. Yakınlarını kaybetmiş insanlara sosyal ve psikolojik destek sağlanmalıydı ama olmadı. Olaydan sağ kurtulan 2 kişi Irak Kürt bölgesine göç etti. Vatandaşların ülkelerini terk etmeleriyle ilgili açıklama yapılmadı. Vatandaşlar, olaydan sonra adalet duygularını kaybetmiştir. Biz Uludere 'de adalet istiyoruz. Resmi ağızdan mutlaka helallik istenmeli.” 
 
 

Ailelerin ortak açiklaması 

 
 
Uludere 'de akrabalarını kaybeden aileler adına açıklama yapan Veli Encü de 34 kişinin hayatını kaybetmesinden bu yana 173 gün geçtiğini belirterek, “Bu insanlık suçunun sorumluları ortada yok. Sorumlular yerine bizler gözaltına alınıyor, yargılanıyor, idari para cezalarına çarptırılıyoruz” dedi. 
 
Bu olaydan sonra adalet duygularını yitirdiklerini söyleyen Encü, “TBMM'de komisyon konuyla ilgili hiçbir şeyin çözülemeyeceğinin kanıtı gibi durmaktadır. Sorumluları, adaleti ortaya çıkarmak suç ise bizi de tutuklayın. Olayın sorumlularını adalete teslim edin. Eşitlik, adalet ve insan hakları savunucularını bu konuyu dünya kamuoyuna taşımaya çağırıyoruz. Resmi özür başta olmak üzere, hukuki ve ahlaki adımların atılmasını talep ediyoruz” diye konuştu. 
 
 

‘Biz Türkiye bayraği altinda yaşiyoruz’

 
 
Uludere 'de oğlunu kaybeden Felek Encü ise Gazze'deki çocuklar için adalet talep edenlerin bu adaleti kendilerine de göstermelerini istediklerini kaydederek, “Biz bunu mu hak ediyorduk? Hani çocuk hakları vardı, neden bizim çocuklarımız yararlanmıyor? Hayvan hakları vardı, paramparça olan hayvanların hakları nerede?” diye konuştu. 
 
Emine Ürek de devletten tek taleplerinin, 34 kişinin hayatını kaybetmesine neden olanların müebbet hapse çarptırılması olduğunu söyledi. 
 
Mercan Encü de kamuoyunda, çocukların sınır ötesine gönderilmesi nedeniyle eleştirildiklerini ifade ederek, “Oğlum asker, eşim hastaydı. Mecbur olmasaydık çocuklarımı göndermezdim. 6 ay geçmiş hala adalet yok. Türkiye'de barış olsun. Biz, Türkiye 'nin bayrağı altında yaşıyoruz. Bunu hak etmiyoruz. 
 
Acımızı dindirsin, sebep olanları yargılasınlar. Artık kimsenin ciğeri yanmasın” şeklinde konuştu. 
 
Adem Ant'ın nişanlısının okuduğu şiir, Uludere anneleri ve hayatını kaybeden 34 kişinin fotoğraflarının bulunduğu tişörtleri giyen katılımcıları ağlattı. 
 
Toplantıya, AKABE, AKDAV, Anadolu Platformu, Fatih Akıncıları Derneği, Hizmet Vakfı, Özgürder gibi sivil toplum kuruluşu temsilcileri de katıldı.