Ünlü kamuoyu araştırmacısı Tarhan Erdem tarafından aktarılan bir araştırmaya göre, yaklaşık 7 milyon kişi devletten gıda, kömür gibi yardımlar alıyor. Yerel seçimlerin yaklaştığı şu dönemde önemli gündem maddelerinden biri olan devlet yardımları ile ilgili Erdem'in sunduğu araştırma önemli veriler sunuyor.
Tarhan Erdem'in araştırma sonuçlarını sunduğu Radikal gazetesinde (15.12.2008) yayımlanan 'İktidar yardımla mı mamur?' adlı köşe yazısı şöyle:
Seçimler yaklaştıkça belediye ve il idareleri eliyle, sonuçta bütçeden karşılanan yardımlar daha çok konuşulur oldu.
Muhalefet, yardımları iktidar partisinin oylarını yükseltmek için kullandığını iddia ediyor. Özellikle gıda ve kömür yardımıyla, iktidarın oy satın almak istediği görüşü yaygındır, arada bir “yurttaş oyunu satmaz” veya “sadaka demokrasisi” diyenler de yok değil! Yardımın yoksulluğu kalıcı hale getirdiğini, yoksul olmayanlara da gıda paketi verildiği de söyleniyor.
Geçinmek, ya da geçimini bir ölçüde kolaylaştırsın diye kaç kişi yardım alıyor? Yardım alanlar kimlerdir?
Yardım konusunda ilk bilinmesi gereken verilerden bazılarını okuyucularla paylaşmak istiyorum.
Yazacaklarım, sonraki araştırmalarda da doğrulanan, geçen yaz başında yapılan büyük bir araştırmanın bulgularına dayanmaktadır.
Ülkemizde, aile (hane) sayısı ve aile (hane) başına düşen kişi sayısı kabaca aşağıdaki gibidir.
Araştırma sonuçlarına göre, geçinmek için yardım alan ailelerin sayısı 1 milyonun üzerindedir.
Yardım alanların az bir kısmı, saha çalışmasında yardım aldıklarını gizlemektedirler. Anketöre yardım aldığını söylemeyenleri de göz önüne alırsak, yardım alan hane sayısı bir milyon 400 bine, yardım giren hanelerde oturanların sayısı da 6 milyon 800 bine çıkabilir. Sayılarda önemli hata olmadığı çeşitli açıklamalardan anlaşılmaktadır. Tam doğru sayılarını bilmesek de, yardım alan ailelerin ve kişilerin özelliklerini gerçeğe çok yakın olarak bilmekteyiz.
Kır da ya da kentte oturanların, ya da yaş grupları değişik olanların yardım alma yüzdesi çok farklı değildir.
Kadınların yardım alanlar yüzdesi, yardım alan erkekler oranının bir buçuk katı kadardır.
Tahmin edilebileceği gibi az eğitimlilerde ve az gelirlilerde yardım alanlar oranı yükselmekte. Kalabalık ailelerde de yardım alma oranı yüksek. Örtünenler örtünmeyenlere göre daha çok oranda yardım alıyor.
Yeşil kartlıların üçte biri geçim için yardımdan yararlanmaktadır.
Gazete okumayanların yardıma başvurma oranı okuyanların iki katından fazla. Çalışamayan ve işsizlerin yardım alma oranı yüksek, bunlardan sonra ev kadınları ve öğrenciler geliyor.
Buraya kadar yazdığım profile bakarak, yardım alanların siyasal eğilimleri hakkında görüş oluşturabiliriz. Bu özellikte olan seçmen kitlesinin ilk tercihi Ak Partidir. Başka deyimle, “yardım almak” yukarda özelliklerini belirttiğim yapının siyasal eğilimini değiştirmemektedir.
Bir örnekle bu görüşümü açıklayayım: AKP’nin oyu bugün seçimdeki gibi yüzde 46,6 ise, yardım alanların hiçbiri oy kullanmasaydı oy yüzdesi 44,9 ‘a inecek, CHP’nin oyu yüzde 23, MHP’nin oyu da 15,5 olacaktı.
Aynı yaklaşımı eğitim durumuna da uygularsak, eğitimleri ortanın altı olan yurttaşlar oy vermeseydi, CHP’nin oyu yüzde 30’un biraz üstüne çıkacak; Ak Partinin oy yüzdesi de 40’ın biraz üstünde olacaktı.
Yardım alanların oy eğilimini de vereyim: Eğer sadece yardım alanlar oy verselerdi tablo ne olurdu?
AKP'nin oyu, ortalamasının yüzde 20, DTP’nin oyu da ortalamasının yüzde 40 artacaktı. Sadece yardım alanlar oy verselerdi, CHP bunlardan ortalamasının yüzde 48’i kadar eksik, MHP ortalamasından yüzde 20 kadar eksik oy alacaktı. Açıkça bugün, yardım alanların büyük çoğunluğunun eğilimi, yardım alsalar da almasalar da AKP'dir. Yardım alanların, genel oy tablosunu fark edilir ölçüde değiştirmediğini, herkesin –yardım alan da, almayan da- temel etkenlere göre oluşan siyasal eğilimine göre oy verdiğini anlatmaya çalışıyorum.
Özetle, “yardım” ile iktidar mamur; muhalefet virane değildir!