Gündem

Ulaştırma Bakanı: Google konusunda çok doluyum

Ulaştırma Bakanı Yıldırım, Google'a erişimin zorlaştırıldığı, internet yasaklarında sıranın Google'a geldiği haberlerine isyan etti.

06 Haziran 2010 03:00

T24 - Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Google'a erişimin zorlaştırıldığı, internet yasaklarında sıranın Google'a geldiği haberlerine isyan etti. Google ve Youtube'un telefona bile çıkmadığını, Türkiye'de vergi mükellefi olmaktan kaçındıklarını belirten Yıldırım, “Bu konuda çok doluyum” dedi. Yıldırım, bugüne kadarki internet yasaklarının tamamının “Atatürk'e karşı işlenen suçlar”a dayanarak verildiğini belirtirken, yasaya bu maddeyi CHP'nin eklettiğinin altını çizdi.


Yıldırım, Başbakan Tayyip Erdoğan ile birlikte internet habercileriyle buluştu. Haliç Kongre Merkezi'nde yapılan (5 Haziran Cumartesi) toplantıda, hafta başında beri Google hizmetlerine erişimin zorlaşmasının nedenleri de tartışıldı. Konuyu bilmeyenlerin tepkisini bir noktaya kadar anlayışla karşıladığını, ancak işin içinde  olan internet gazetecilerinin de aynı tavrı göstermesine üzüldüğünü belirten Yıldırım, yanlış yansıtılan sorunun anlaşılması için medyanın desteğine ihtiyaç duyduklarını anlattı.


5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'un Bursa'daki çocuk pornosu skandalının ardından çıkarıldığını hatırlatan Yıldırım, o sırada bu alanlardaki yayınlar için önlem düşünüldüğünü vurguladı. Ancak TBMM'deki görüşmeler sırasında ana muhalefet partisinin (CHP) ısrarı üzerine Atatürk aleyhine işlenen suçların da kapsama alındığını anlatan Yıldırım, tepkilere neden olan son durumu da içeren sürecin gelişimini özetle şöyle aktardı:


“Bugüne kadarki bütün yasak kararları Atatürk aleyhine işlenen suçlardan çıkarıldı. Bu konuda 31 mahkeme kararı bulunuyor. Biri hariç hepsinde, Atatürk aleyhine olduğu belirtilen içeriğin Türkiye'deki Youtube yayınından çıkarılması isteniyor. Ancak bir hâkim 'bütün dünyadaki içeriğin kaldırılmasını' istedi. Bu sorun, ama bu bir ilk derece mahkemesi. Bunun üst mahkemesi var, temyizi var. Peki bu şirket (Youtube) neden itiraz etmiyor? Burası önemli. Bu durumdan çıkar sağlıyorlar. İtiraz etmediler, ancak yasak kararı üzerine Türkiye'den girişler azalınca Google IP'lerini kullanmaya başladı. Böyle şey olur mu? Ben kendileriyle 5 kere toplantı yaptım. İstediklerimizi söyledim, yapacaklarını söylediler, ama yapmadılar. Şimdi ise muhatap bulamıyoruz, telefonlarımıza bile çıkmıyorlar. Diyoruz ki İsrail'de bile yaptığı yerel içeriği Türkiye'de de yap, burada bir temsilcilik aç, buraya bir muhatap koy. Hayır koymuyor. Burada vergi mükellefi olmak istemiyor. Telefonlarıma çıkmıyor. Burası bir kabile devleti mi? Ülkesini seven biri buna katlanabilir mi? Türkiye adam yerine konmayacak bir ülke mi? Türkiye'nin kurallarına uyacaklar, bunu siz de desteklemelisiniz. Bu konuda çok doluyum arkadaşlar...”



'Siber Suçlar Sözleşmesi'i imzalıyoruz'



Yıldırım, Avrupa Konseyi'nin Siber Suçlar Sözleşmesi'nin bir ay içinde imzalanacağını, böylece Türkiye'nin 46 ülke kaynaklı internet yayınlarında 7 gün 24 saat boyunca bir muhatap bulacağını açıkladı. Ulaştırma Bakanı, sözleşmenin, bu ülkelerde karşılıklı adli yardımlaşmayı da sağlayacağını anlattı.


Yıldırım, internet kuşağına değinirken, “İnternet dünyasının dışında bir nesil Türkiye'yi yönetiyor. Dünyada da öyle” ifadesini kullandı.



Çelik: Kâğıt gazete kalmayacak



Tanıtım ve medyadan sorumlu AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik de, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, 5-10 yıla kadar Türkiye'de kâğıt gazete diye bir şey kalmayacağını söylyedi. Çelik, şu görüşleri dile getirdi:


“Türkiye'de yazılı basın etkilileri etkiliyor. Görsel basın herkesi etkiliyor. İnternet ise gençleri, geleceği ilgilendiriyor. Gazeteler 73 milyonluk nüfusun küsuratına satılıyor. Gazetelerin ne kadar okunduğundan da kuşkuluyum, hani derler ya 'bir bakabilir miyim' diye, gazetelere genellikle bakılıyor. Yazılı basın ve TV genç neslin umurunda değil. İnternet, medyada belli grupların hakimiyetine karşı da çok büyük bir imkân.”



'Hükümeti beğenmek yandaşlık değil'



“Yandaş medya” tartışmasına da değinen Çelik, şöyle devam etti:


“Eleştiri ne kadar hak ise takdir etmek de, beğenmek de bir hak. Birini beğenmenin yandaşlık olarak isimlendirilmemesi gerekiyor. Ben candaş, yandaş ve yoldaş medya isimlendirmesinden rahatsızlık duyuyorum. Sayın Başbakan'ın (candaş, yoldaş medya) sözleri, medyanın kendi içindeki kategorizasyondan kaynaklanıyordu. Siz birine 'candaş' derseniz, size de 'yoldaş, candaş' derler. Elbette hatamızı söyleyin, hatalar sırtımızdaki akrep gibidir.”



'Dursun Çiçek telkiniyle gazetecilik yapılmaz'



AKP ve Fethullah Gülen cemaatini parçalamak amacıyla komploya varan bir dizi senaryo içeren “İrtica ile Mücadele Eylem Planı”nı hazırlamakla suçlanan Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek'in tartışılan belgede  Milli Eğitim Bakanı'yken kendisini de hedef aldığını belirten Çelik, şunları söyledi:

“Dursun Çiçek benim için 'Hüseyin Çelik kamuoyu nezdinde yıpratılacak. Bunun için de okullardaki derslikler gösterilecek' diyor. O günlerde bakıyoruz ki, bazı gazeteler derslikleri çekiyor. Birilerinin telkiniyle gazetecilik yapılmaz...”