Ukrayna Başmüzakerecisi Rüstem Umerov, "Müzakere süreci şimdilik dondurulmuş durumda. Buzdolabında bekliyor. Ruslarla müzakere çok zor, sürekli hikâyelerini değiştiriyorlar ve anlaşmayı bozuyorlar. Bu zamana kadar kendi yapay gündemlerini ve iddialarını kabul ettirmek için masada oturdular" açıklamasını yaptı.
Umerov, HaberTürk gazetesi yazarı Nagehan Alçı'nın sorularını yanıtladı. Umerov şunları kaydetti:
- Müzakereler ayladır devam ediyor. Siz sürecin tam ortasındasınız. Görüşmelerdeki son durumu anlatır mısınız? Masadaki en zor ve tartışmalı başlık hangisi?
Müzakere süreci şimdilik dondurulmuş durumda. Buzdolabında bekliyor. Ruslarla müzakere çok zor, sürekli hikâyelerini değiştiriyorlar ve anlaşmayı bozuyorlar. Bu zamana kadar kendi yapay gündemlerini ve iddialarını kabul ettirmek için masada oturdular. Neymiş? Ukrayna’da Naziler varmış! Bu iddiaların temeli ya da kanıtı yok.
"Ülkemizde Rusların bizi kurtarmaya çalıştığı bir Nazizm yok"
Bizim devlet başkanımız bir Yahudi. Parlamentodaki en büyük grubun başında bir Gürcü ve Rusya ile müzakere eden delegasyonun başında Kırım Tatarı bir Müslüman var. Eğer Ukrayna bir Nazi ülkesi olsa bizler bu pozisyonlarda olabilir miydik? Ukrayna’da 100’den fazla milliyete ait insan yaşıyor. Devletimiz herkesin eşit haklara sahip olduğunu düşünüyor ve ülkemizde Rusların bizi kurtarmaya çalıştığı bir Nazizm yok.
Aslında bizim müzakerelerde amaçladığımız Rusları bu gerçeklerle yüzleştirmekti. Ama Bucha, Borodyanka, Hostomel, Mariupol ve diğer yerlerde gördüklerimizden sonra onlarla müzakere etmenin zorluğunu anlıyoruz.
Son zamanlarda siyasi tutukluların serbest bırakılması, insanlarımıza çıkış koridoru açılması, askerlerimizin Azovstal ve Mariupol’den çıkarılması gibi insani konularda müzakere etmeye odaklandık. Çabalarımız sonucu insani koridorlar açtırmayı başardık ve 300.000 Ukraynalıyı kurtardık.
"Türkiye’nin Ukrayna’nın güvenliğinin garantörü olmasını istiyoruz"
-Türkiye’nin pozisyonunu nasıl görüyorsunuz? Ankara’dan beklentileriniz neler?
Türkiye’ye barış arayışındaki öncü rolü için minnettarız. Biz Türkiye’nin Ukrayna’nın güvenliğinin garantörü olmasını istiyoruz. Son 8 yılda Türkiye uluslararası arenada Ukrayna’nın en yakın dost ve müttefiklerinden biri oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan her zaman toprak bütünlüğümüzü savundu ve bu savaşın bitmesi için çözüm aradı. Rus işgalinden sonra Türkiye’nin edindiği pozisyon son 8 yılda Ukrayna’ya yönelik çizgisi ile uyum içindedir. 24 Şubat'ta saldırı başladığında biz hemen Cumhurbaşkanı Erdoğan ile iletişime geçtik. Görüşmelerin Türkiye’de yapılmasını tereddütsüz kabul etti. Kendisi ve ekibi devamlı bizimle irtibat halinde ve süreci yönetmek için çabalıyor ve iki Başkanı bir araya getirmeye çabalıyor.
Türkiye askerlerimizin Azovstal’dan kurtarılması operasyonunda da çok aktif bir rol oynadı. Bugün Ukrayna limanlarını nasıl yeniden açabiliriz diye birlikte bir yol bulmaya çalışıyoruz. Şayet dünya Ukrayna tahılını ithal etmenin bir yolunu bulamazsa dünya üzerinde milyonlarca insan birkaç ay içinde açlıkla karşı karşıya kalacak.
"2,7 milyon Ukraynalı ülkesine geri döndü"
- Savaşın başından beri kaç kişi ülkeyi terk etti?
İlk ay 5,5 milyondan fazla kişi çıktı. 8 milyon kişi ise ülke içinde evinden şehrinden çıktı, daha güvenli bir yere gitti. Ancak şimdi insanlar ülkelerine geri dönmeye başladı, 2,7 milyonu geri geldi. Savaş yüzünden ülkelerini terk eden Ukraynalılar diğer mültecilere benzemiyorlar. Onlar sadece geçici barınma arıyorlar, gittikleri ülkelerde kalıcı olmak istemiyorlar.
"Rusya Kiev mücadelesini kaybetti"
- Kiev’de son durum ne? Kontrolü tamamen sağladınız mı?
Rusya Kiev mücadelesini kaybetti. Başkenti 3 günde alma hayali Ukrayna ordusu ve halkı sayesinde geri püskürtüldü. Ama dünya Rusya’nın barbarlığını gördü. Uluslararası uzmanlarla birlikte Rusya’nın işlediği tüm savaş suçlarını tespit ettiriyoruz. 13 binden fazla savaş suçu araştırılıyor. Yurt dışından gelen 42 uzman Ukrayna’da bunun için çalışıyor. Uluslararası mahkemelerin önüne her savaş suçlusunu çıkaracağımızdan eminiz.