Gündem

'Üç belge üzerinden müebbetle yargılanmak'

Gazeteci-yazar Sedat Ergin, YAŞ’ta rütbelerindeki görev süreleri bir yıllığına uzatılan general ve amirallerin listesi kamuoyuna açıklanmadığını yazdı.

02 Eylül 2010 03:00

T24 - Gazeteci-yazar Sedat Ergin, YAŞ krizinde yaşanan krizle bağlantılı olarak, ilk kez bu yıl YAŞ’ta rütbelerindeki görev süreleri bir yıllığına uzatılan general ve amirallerin listesi kamuoyuna açıklanmadığını yazdı.

Sedat Ergin'in Hürriyet gazetesinde bugün (2 Eylül 2010) yayımlanan yazısı şöyle:

Balyoz iddianamesi, geçen ağustos ayının başında yapılan Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) toplantısında hükümetle ordunun üst kademesi arasında büyük bir gerilimin yaşanmasına yol açtı.

Gerilimin kaynağında çok sayıda muvazzaf askerin (105 dolayında) sanık olarak iddianamede yer alması ve bunlardan 77’si hakkında YAŞ’ın hemen öncesinde mahkeme tarafından yakalama kararı çıkartılmış olması yatıyordu.

Bu nedenlerle, YAŞ’ta terfisi görüşülmesi gereken pek çok kurmay subayın durumu askıda kaldı. Ve ilk kez bu yıl YAŞ’ta rütbelerindeki görev süreleri bir yıllığına uzatılan general ve amirallerin listesi kamuoyuna açıklanmadı.


Kuvvet Komutanlığına aday

YAŞ’ta temdit alanlardan biri, Balyoz iddianamesinin 95 numaralı sanığı olan, Boğazlar, Karadeniz ve Marmara’dan sorumlu Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu’dur.

Bu uzatma kararı, Koramiral Otuzbiroğlu’nun kariyerini kritik bir kavşak noktasına taşıdı. Çünkü önümüzdeki yıl mevcut Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Uğur Yiğit görevindeki iki yılı doldurup emekliye ayrılacak, yerine Donanma Komutanı Oramiral Emin Murat Bilgel geçecek ve boşalacak oramiral rütbesindeki tek kişilik kadroya da atama yapılacaktır.
Bu kadro için kıdemi yeterli olan potansiyel iki adaydan biri Otuzbiroğlu’dur.

Gelin görün ki, Koramiral Otuzbiroğlu, kendisine önce Donanma Komutanlığı, ardından da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın kapısını aralayabilecek olan bir eşiğe doğru yaklaşırken, bir yandan da 16 Aralık tarihinde Silivri’de başlayacak olan Balyoz davasında sanık olarak yargılanacaktır. Balyoz davası kısa bir süre içinde sonuçlanmazsa, önümüzdeki yıl ağustos ayında yapılacak olan YAŞ’ta Otuzbiroğlu’nun oramiralliğe terfi şansını kaybetmesi ihtimal dışı değildir. Bu yıl yaşanan kriz hatırlandığında, sanıklığının devam edecek olması koramiralin terfisi açısından sıkıntı yaratabilir.


İmzasız üç belgede ismi çıkınca...

Peki Mehmet Otuzbiroğlu’nu bu sıkıntılı durumun içine sokan iddialar nedir? Kendisiyle ilgili delil ve değerlendirmeler bin sayfaya yaklaşan iddianamede toplam 12 paragraf tutuyor. (Sayfa 772-774) Koramiralin suçlanmasının nedeni, 2 belgede adının geçiyor olmasıdır. Bir de adının geçmediği ama bunlardan birincisiyle ilişkili olan bir üçüncü belge var. Bu belgelerin üçü de imzasız bilgisayar çıktıları. Üçü de başkaları tarafından hazırlanmış. Başka bir anlatımla, dosyada doğrudan Otuzbiroğlu’nun bir eyleminden, tasarrufundan ya da ifadesinden kaynaklanan bir delil yoktur.

Bu belgelerin ikisi, iddiaya göre bir darbe öngören “Balyoz Harekât Planı”nın Deniz Kuvvetleri’ndeki uzantısını oluşturan “SUGA Harekât Planı”nın eklerdir.

Bunlardan birincisi Ek-B, SUGA bünyesinde “Çalışma Grupları Görev Bölümü” başlığını taşıyor. Belgeye göre, Mehmet Otuzbiroğlu’nun adının karşısında o yıldaki görevi olan Çanakkale Boğaz K. (Komutanı) yazıyor. İsmin yanında “icra edilecek görev” başlığının altında “Müzahir Sb/Astb listelerinin hazırlanması. (Çanakkale) yazıyor. Bu bölümde “grup personeli” olarak Deniz Binbaşı Hakan Çelikcan ve Deniz Yüzbaşı Necdet Doluel gözüküyor. İddianamede, bu belgenin 3 Ocak 2003 tarihinde o dönemde kurmay albay olan, bugün ise tümamiral rütbesinde bulunan Cem Gürdeniz tarafından yazıldığı ileri sürülüyor.

Savcılar, ikinci olarak ilkinde “grup personeli” olarak adı geçen Dz. Binbaşı Çelikcan tarafından 7 Ocak 2003 tarihinde oluşturulduğu ileri sürülen bir belgeye atıf yapıyor. Bu belgede, Çanakkale Bölgesi’nde Deniz Kuvvetleri’nde görevli 72 kişinin isim, sınıf ve okul numaraları yazıyor. Bu belgede Otuzbirdoğlu’nun adı geçmiyor. Ama bu, ilk belgenin devamı gibi duruyor.

Otuzbiroğlu hakkındaki üçüncü belge, KK.BİLGİ NOTU/EK-C Doc isimli “HASSAS PERSONEL LİSTESİ” başlığını taşıyan bir word çıktısı. Oluşturulma tarihi 15 Ocak 2003 gözüken bu belgenin altında yine Cem Gürdeniz’in ismi yazılı. Bu belgede, Deniz Kuvvetleri’ndeki 54 amiralin isim, soyad, rütbe ve sivil numaraları yer alıyor. Otuzbiroğlu 20’nci sırada yer alıyor. Otuzbiroğlu’nun “hassasiyet durumu” hanesinde “+” işareti var.


Hassaslık listesini anlayamadım

Otuzbiroğlu, 4 Mayıs 2010 tarihinde verdiği Savcılık ifadesinde, gerek Balyoz, gerek Suga planlarını ilk kez basından duyduğunu söyledi, ayrıca 5-7 Mart tarihlerinde Birinci Ordu’da yapılan plan seminerine katılmadığını anlattı. Kendisine gösterilen her üç listeyi de ilk kez gördüğünü, bunların gıyabında hazırlandığını söyledi. Savcı adının karşısında “+” işareti düşülmüş olan listeyi gösterdiğinde, Koramiral Otuzbiroğlu, “Böyle bir listeyi ilk defa şu anda burada görüyorum. Buradaki artının ne anlama geldiğini anlayabilmiş değilim. Hassaslık listesini de anlayabilmiş değilim” dedi Otuzbiroğlu, bir belgede isminin yanında adı yazılı olan Hakan Çelikcan’ın bir dönem maiyetinde top tabur komutanı olarak çalıştığını, Yüzbaşı Necdet Doluel’i ise tanımadığını söyledi.

Savcılar, iddianamenin 774’üncü sayfasında Otuzbiroğlu hakkındaki değerlendirmelerini özetle şöyle bağladılar:

“Şüpheli her ne kadar üzerine atılı suçlamayı reddetmekte ise de; SUGA Harekat Planı kapsamında planın icrası için oluşturulan Çanakkale bölgesi müzahir subay ve astsubay personel listelerinin hazırlanması göreviyle ilgili olarak “grup başkanı” olarak görevlendirildiği, listelerin hazırlanmasını temin ettiği, SUGA kapsamındaki hassas personel listesinde yer aldığı, bu şekilde Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Cebren İskat veya Vazife Görmekten Cebren Men Etmeye Teşebbüs suçunu işlediği kanaatine varılmıştır.”

Burada adres gösterilen suç, Türk Ceza Kanunu’nun 312’nci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenmiştir. Bu suça ceza olarak “müebbet hapis” öngörülmektedir.

Yarın Balyoz’un denizci sanıkları açısından çoğu benzer bir suçlama kalıbı üzerinden şekillenen tabloyu incelemeye devam edelim.