Gündem

Tutuklu milletvekili kelepçe dayatmasından şikâyet etti, TBMM Başkanı 'tek vatan, tek bayrak, tek devlet, tek millet' dedi

HDP'li Encü, Kahraman'a hastane kontrolü için kelepçe zorunluluğu bulunmasından şikayet eden bir mektup yazdı

27 Ekim 2017 01:14

HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın Kandıra Cezaevi’nde kelepçeli hastane dayatmasını şikayet eden Şırnak Milletvekili Ferhat Üncü’ye yanıtını paylaştı. Yıldırım, Kahraman’ın, “Millî iradenin temsilcileri olan milletvekilleri tek bayrak, tek vatan, tek devlet, tek millet bilinciyle ülkemizi daha ileri noktalara ulaştırma gayreti içinde olmalı ve olmaya devam etmelidir" dediğini söyledi ve “Bunca değerlendirmeden sonra, kendisi hâkimmiş gibi, başsavcıymış gibi hükmü giydirdikten sonra ‘Bu başvurunuzun muhatabı Adalet Bakanı’dır’ dedi.

Ahmet Yıldırım’ın tutanaklara geçen konuşması şöyle:

Sayın Başkan, maalesef, siyasi bir darbeyle tutuklanan ve yaklaşık bir yıl önce tutuklu olduğu halden bugüne kadar Kandıra Cezaevi'nde kalan Şırnak Milletvekilimiz Ferhat Encü'nün ciddi hastalıkları mevcut. Bu hastalıkların tedavisiyle ilgili, hastaneye gidiş için başvuruyor ancak kelepçeli götürülmek gibi bir dayatmada bulunulunca bu dayatmayı reddederek tedaviden imtina ediyor. Bu sorunu, milletvekili açısından onur kırıcı olan bu dayatmayı bir dilekçeyle Meclis Başkanına bildiriyor. Meclis Başkanı ise hepimizin utanacağı, evlere şenlik bir cevap yazıyor. Neymiş: "Millî iradenin temsilcileri olan milletvekilleri tek bayrak, tek vatan, tek devlet, tek millet bilinciyle ülkemizi daha ileri noktalara ulaştırma gayreti içinde olmalı ve olmaya devam etmelidir."

Ne alaka? Biri hasta, bir onursuzluk dayatılıyor; Meclis Başkanı ise o onursuzluğun üzerine, açık söylüyorum, çok onursuz bir yazı yazıyor. Bu Parlamentonun bir üyesine kelepçe dayatılacak ve bunu bir dilekçeyle bu Parlamentonun üyesi Meclis Başkanına bildirecek... Kaldı ki arkadaşımız bir kaymakama sözüm ona hakaretten tutuklu. Ne tek vatanı, ne tek milleti, ne tek dili, ne tek ülkesi; ne alakası var bunlarla? Utanıyorum, bu yazıdan, bu cevaptan bu Parlamentonun üyesi olarak utanıyorum. Bu Parlamentonun üyesi olan bir milletvekillinin onurunu korumayan Meclis Başkanı makamı işgal ediyordur. Üyesini korumayan, üyesinin onurunu korumayan, ona dayatılan insanlık dışı uygulamaya göz yuman ve ona hukuki kılıf bulmaya çalışan Meclis Başkanı bu vasfını yitirmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AHMET YILDIRIM (Muş) - Bunca değerlendirmeden sonra, kendisi hâkimmiş gibi, başsavcıymış gibi hükmü giydirdikten sonra "Bu başvurunuzun muhatabı Adalet Bakanıdır." diyor. Kime ne anlatıyorsunuz? Bu Parlamentonun hâlâ üyesi olan bir milletvekili haksızca tutuklu, siyasi bir komployla cezaevinde olacak, ona kelepçe dayatılacak, bunu Başkanına iletecek, Başkanı tek dil, tek millet, tek vatan teraneleriyle bu konuyu geçiştirmeye ve buna yasal kılıf bulmaya çalışacak; bunu şiddetle kınıyorum ve Meclis Başkanı kendi Parlamentosunun üyelerine sahip çıkmayan, ona dayatılan onursuzluğa kılıf bulmaya çalışan bir noktaya kendini itmiştir diyorum.