Gündem

Tutuklu akademisyen Kıvanç Ersoy'dan 'Voltada yazılmış gerçeküstü öykü'

Kıvanç Ersoy, Muzaffer Kaya ve Esra Mungan 15 Mart akşamı tutuklanmıştı

19 Nisan 2016 13:34

Güneydoğu’daki operasyonların ve çatışma ortamının sona erdirilmesi talebiyle "Bu suça ortak olmayacağız" başlıklı bildiriye imza atan 1128 akademisyen arasında yer alan ve ardından 'kaçma şüphesi' olduğu gerekçesiyle tutuklanan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nden akademisyen Kıvanç Ersoy, Silivri Cezaevi’nden 'Voltada yazılmış gerçeküstü öykü' yazdı.

Ersoy'un Cumhuriyet'te yayımlanan öyküsü şöyle: 

"Floransalı bir şair olarak geçirdiği majör yaşamını çoktan tamamlamış olmasına rağmen, dünyaya bir defa daha insan olarak dönmek isteyen, majör yaşamındaki adıyla Dante Alighieri, Reenkarnasyon Moderatörü ile uzun yıllardır, tahmin edilen ısrarcılığıyla sürdürdüğü müzakereler sonucunda, insan olarak olmasa da, dünyaya tekrar dönebilme hakkını elde ettiği için mutluydu. Aslında bu şansı biraz da - kendi de amatörce şiir yazdığı için- şairleri çok seven, onlara iyi davranan Moderatör şairlerin bir dediğini iki etmez, ne zaman isteseler, reenkarnasyon sırasını bekleyen bütün talepkâr ruhların önüne geçmelerine de göz yumarak genelde ilk tercihlerinde belirttikleri şekilde dünyaya dönmelerini sağlardı. Ancak Dante, majör yaşamındaki ölümünden itibaren neredeyse yedi yüz yıl geçmesine ve sürekli reenkarnasyon başvurunda bulunmasına rağmen henüz hiç dünyaya dönmemişti.

 

Reenkarne olmuş

 

Moderatör yıllardır Dante’yi “dilekçesinin henüz kurula sunulmadığı”, “imzada beklediği”, “teknik aksaklıktan dolayı ellerine ulaşmadığı gibi gerekçelerle oyalıyor, diğer taraftan da kendisini “başkaları asırlarca beklerken Alem’in reenkarnasyon olanaklarını şair dostlarına peşkeş çekmekle” suçlayarak Yukarı’ya şikâyet eden talepkâr ruhlara da kendisine haksızlık ettikleri, Dante’nin de üstelik de şair olduğu halde yedi yüzyıldır beklediğini söyleyebiliyordu. Âlem’in şairlere ayrılan kısmı, şairler sıkça dünyaya döndüğünden, tenha olabiliyordu. “Maddeden ayrı ruha inanmadığı için” ilk anda Âlem’e adaptasyon sorunu çekse de bir süre sonra oranın da en büyük şairi olan, “bana yeter bu yüzyılda olduğum safta olmak” diyerek 20. yüzyıldan sonra reenkarne olmayı reddeden Nâzım Hikmet ve neredeyse yedi yüzyıldır bütün reenkarnasyon talepleri reddedilen Dante, Âlem’in şairlere ayrılan kısmında yan yana iki evde kalıyorlardı.

Sabırlı bir ruh olan Dante, yıllardır Moderatör’ün uydurduğu bütün bahanelere inanırken yaklaşık elli yıl önce, yetenekli bir ajitatör olan yeni komşusunun taşınmasından sonra daha isyankâr bir ruh haline sürüklenmiştir. Buraya gelmesinden beri geçen yedi yüzyılda Vergilius on defa, Shakespeare sekiz defa, Puşkin üç defa reenkarne olmuşlardı. İntihar etmek gibi, Moderatör’ün mavi gezegende görmek istemediği hareketlerin başında bir edimle majör yaşamlarına son verdikleri halde Yesenin ve Mayakovski’ye bile bir şans vermiş olan Moderatör, kendince haksız bulduğu bu duruma itiraz eden Dante’yi “öyle deme, onların hayal kırıklığının yanında seninki hiç kalır” diyerek empati yapmaya davet etmiş. Bu sözden hiçbir şey anlamayan Dante’ye “İhanete Uğrayan Devrim” diye bir kitap tavsiye etmişti.

Bütün dilekçelerinin reddedilmesini kendi kafasında, dünyadayken yazdığı kitapta Âlem’in gerçeğe çok yakın bir tasvirini yapmış olmasına bağlayan Dante, yetenekli ajitatör komşusunun da etkisiyle giderek daha sert dilekçeler yazıyordu ama sonuç alamıyordu. Çünkü bütün başvurularının reddedilmesinin Dante’nin hayal bile edemeyeceği bir nedeni vardı ki, ajitatör komşusu Nâzım, bir ara Beatrice ile aynı kentte reenkarne olmuş eski arkadaşı şair Silva Gabudikyan’dan duymuş ve üzmemek için Dante’ye asla söylememeye yemin etmişti. Gerçek neden gerçekten acıydı: Platonik ve ilahi aşkı Beatrice yaşarken sadece birkaç defa karşılaştığı halde hakkında olmadık sözler söylendiğini duyduğu, ısrarcı tavırlarından daha hayattayken tiksindiği bu “psikopat” ve “ezik” hayranı (ki bunlar Beatrice’nin son yıllarda duyduğu sözcüklerdi) bir daha görmek istemiyordu. Genç yaşında majör yaşamı sona erdiğinde, genç ölen talihsizlere verilen o tek dilek hakkı ona da verilmiş ve o da “o durante midir nedir” diye adını bile anmamaya çalışarak söz ettiği “ezik tiple” bir daha karşılaşmamayı dilemişti. Çileli ve talihsiz genç kızın dileği çok yukarılarda bir yerlerde kabul edilmiş olduğu için, Moderatör yedi yüz yıl boyunca o yoğun iş yükünün yanında Dante’yi oyalamak gibi bir görevi de üstlenmek zorunda kalmıştı."

 

Tutuklu akademisyen Kıvanç Ersoy: Hapis, tecrit hepsi çekilir de, senin yerinde olmak çekilecek şey değil Rıza Sarraf!

Tutuklu akademisyen Kıvanç Ersoy: Bildiriyi iktidar yazdı, Barış İçin Akademisyenleri de onlar kurdu