Gündem

Tutuklanan belgesel yönetmeni Sibel Tekin’in avukatı: Gezi olaylarındaki belgelere odaklandıklarını düşünüyoruz, bu sistem emeğiyle çalışan bir insandan terörist yaratmaya çalışıyor

"Bize 'Sibel, çekmemesi gereken şeyleri çekmemesi gereken zamanda çekmiş' dendi"

19 Aralık 2022 20:16

Silahlı terör örgütüne üye olduğu iddiasıyla tutuklanan belgesel yönetmeni Sibel Tekin’in avukatı Mehtap Sakinci, “Kaydettiği hiçbir şeyi silmemek gibi bir etik anlayışı var. Gezi olaylarındaki belgelere odaklandıklarını düşünüyoruz. Bunlar Sibel’in önüne suç unsuru olarak getirildi... Emeğiyle çalışan bir insandan bu sistem bir terörist yaratmaya çalışıyor. Bu dosyada şüpheli yok, örgüt üyesi çıkarılamaz” dedi.

Sibel Tekin, yaz saati uygulamasıyla ilgili bir belgesel için Ankara’nın Tuzluçayır semtinde çekim yaparken aracı görüntülenen polislerin şikayeti üzerine, geçen cuma günü evinde gözaltına alınmıştı. Polis, Tekin'in evinde arama yapmış ve evde bulunan dijital malzemelerle görüntü arşivine el koymuştu. Tekin, savcılık sorgusunun ardından önceki akşam saatlerinde sevk edildiği Ankara 8. Sulh Ceza Hakimliği tarafından, örgüt ismi verilmeden ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ suçundan tutuklanmıştı.

İnsan Hakları Derneği (İHD), Sibel Tekin’in tutuklanmasına ilişkin bugün bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Tekin’in avukatı Mehtap Sakinci de katıldı.

Sakinci, şunları söyledi: 

"Bize 'Sibel, çekmemesi gereken şeyleri çekmemesi gereken zamanda çekmiş' dendi"

“Sibel örgüt üyeliği suçlaması ile karşı karşıya. Kış saati uygulaması ile ilgili bir belgesel çekiyordu. İlk çekimini Kızılay’da gerçekleştiriyor. Daha sonra Ankara’da en çok emekçinin bulunduğu, hayatın 06:00’da başladığı Tuzluçayır’a gidiyor. Okulların ışıklarını, insanların koşuşturmalarını çekiyor. Sonra mesaisine dönüyor. Çekim sırasında okul bahçesindeki servis araçlarını da çekiyor. Bu araçlardan birinin ceza infaz kurumu memurlarına ait olduğunu bilmeyip kaydediyor. Bize ilk etapta, polisin servis noktasına yönelik bir çekim yaptığı ve bunun şüpheli bulunduğu için ihbar edildiği söylenmişti. Aslında bu kadarı da söylenmemişti. ‘Sibel, çekmemesi gereken şeyleri çekmemesi gereken zamanda çekmiş’ dendi bize. Biz Sibel’in serbest bırakılmasını beklerken, Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü dallanıp budaklandırmaya çalıştı. Sibel’in önceki çalışmalarını, iyi bir insan ve belgeselci olduğunu bilmelerine rağmen onu bırakmamak için uğraştılar.  

"Emeğiyle çalışan bir insandan bu sistem bir terörist yaratmaya çalışıyor"

Kaydettiği hiçbir şeyi silmemek gibi bir etik anlayışı var. Gezi olaylarındaki belgelere odaklandıklarını düşünüyoruz. Bunlar Sibel’in önüne suç unsuru olarak getirildi. Sibel Tekin’i Ankara’da, Türkiye’de 20 yıldır haksızlığa uğrayan herkes tanır. Bugün bir akademisyen, bir basın emekçisi itibarsızlaştırılıyor, pek çok hakkı elinden alınıyor. Bütün mücadelemiz, ilk etapta serbest bırakılması ve ayrıca iade-i itibarı. Sibel, ‘talimatı kimden aldığı’ gibi sorularla karşılaştı. Emeğiyle çalışan bir insandan bu sistem bir terörist yaratmaya çalışıyor. Bu dosyada şüpheli yok, örgüt üyesi çıkarılamaz.” 

"Sibel ve kamerasının hangi örgütün üyesi olduklarına karar vermelerini merakla bekliyoruz"

İHD adına yapılan açıklamayı ise Sevinç Koçak okudu. Koçak, “Sibel Tekin, ‘silahlı terör örgütü üyesi olma’ suçlamasıyla tutuklandı. TEM dosyasında, tutuklama kararında, cezaevine gönderilen belgelerde Sibel’in hangi örgütün üyesi olduğuna dair herhangi bir bilgi yer almıyor. Hangi örgütün tutuklusu olduğunu ne tutuklamaya sevk eden savcı ne tutuklama kararını veren mahkeme heyeti ne Sibel biliyor ne biz biliyoruz ne de cezaevi yönetimi. Bir absürt komedi saçmalığında olan bu tutuklama kararı son derece gerçek. Savcı ve mahkeme heyetine hukuksal dayanakla verilmeyen bu kararı hangi gerekçeyle verdiklerini sormak istiyoruz. Sibel ve kamerasının hangi örgütün üyesi olduklarına karar vermelerini merakla bekliyoruz” dedi.

"Çocuklarımız, gençlerimiz için iyi şeyler yapanları cezalandırmak zorunda mıyız?"

Belgesel Sinemacılar Birliği adına Tufan Taştan konuştu. Taştan, şunları söyledi:

“Sibel, birliğimizin her türlü faaliyetine emek vermiş, yorulmak bilmeyen bir arkadaşımız. Çocuklarımız, gençlerimiz için iyi şeyler yapanları cezalandırmak zorunda mıyız? Arşivlemek, bizim mesleki sorumluluğumuz. Sibel, hakikat adına bu sorumluluğu yerine getiriyor. Sibel Tekin derhal serbest bırakılmalı. El konulan bütün ekipman ve arşivi geri verilmeli.”

"İnsan hakları savunucularına yönelik politikanın son halkası, Sibel Tekin’in tutuklanması"

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Ankara Şubesi Başkanı Sibel Hürtaş da “İnsan hakları savunucularına yönelik politikanın son halkası, Sibel Tekin’in tutuklanması. Sibel, bu kentin gözü, hafızası, sesi. Her zaman bizim yanımızda oldu, bugün de biz Sibel’in yanındayız” diye konuştu.

"Bu yaftaların hepsini iade edeceğiz"

Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Sekreteri Burak Ustaoğlu, “Biz, Sibel’i, onların yaftalarıyla değil sokaklardaki Sibel olarak tanıyoruz. Bu yaftaların hepsini iade edeceğiz” dedi.

"Ankara’nın hafızasıdır Sibel"

Haber-Sen Genel Başkanı Mesut Balcı ise “Biz, yıllardır Sibel’i tanıyoruz. Ankara’nın hafızasıdır Sibel. Tüm basın emekçileri, bugün Sibel’e yapılanın yarın kendine yapılacağını biliyor. Bir örgüt isminin bile bulunamaması, Sibel’in masumluğunu gösterir. Takipçisi olacağız” diye konuştu.

"Yine bir seçim arifesinde tutuklandı"

KAOS GL'den gazeteci Yıldız Tar da Tekin'in 2016’nın haziran-kasım arasında yaşanan olaylara odaklanan çalışmalar yürüttüğünü hatırlatarak, “Şimdi yine bir seçim arifesinde tutuklandı. Sibel tutuklu olduğu sürece onun kamerası olmak bizim sorumluluğumuzdur” dedi. (ANKA)