Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), Dijital Hizmet Vergisi, Konaklama Vergisi, Değerli Konut Vergisi, gelir vergisi tarifesine yeni dilim ve oran eklenmesi gibi düzenlemeleri de içeren Dijital Hizmet Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu. TÜSİAD'dan yapılan açıklamada kanun teklifinin bazı maddelerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.
TIKLAYIN- Yeni vergi düzenlemesinin 31 maddesi komisyonda kabul edildi; dijital ortamdan kazanılan gelire vergi geliyor
TIKLAYIN: TÜSİAD: Yeni vergi taslağı için iş dünyasının görüşleri alınmalı
TÜSİAD'dan yapılan açıklamada "Ekonomide zorluk yaşanan dönemlerde bütçe gelirlerindeki düşüşü telafi etmek için vergi tahsilatlarını arttırmayı hedefleyen düzenlemelere ihtiyaç duyulabilir. Ancak bu hedefin yanında toplumun gereksinimleri, uluslararası anlaşmaların gerekleri ve teknolojik ve dijital dönüşümün gerisinde kalınmaması gereken geleceğin Türkiye'sinin altyapısına yönelik ihtiyaçlarının da dikkate alınması gerekir" ifadeleri yer aldı. TÜSİAD bahsedilen maddeler dikkate alınmadığı takdirde 'ulusal ve uluslararası arenada geri dönüşü olmayan sonuçların doğabileceği' uyarısında bulundu.
TÜSİAD, kanun teklifinin TBMM'de yasalaşmasından önce aşağıdaki uyarıları yaptı.
- Dijital hizmet vergisi sektördeki yatırım ortamını olumsuz etkileyecektir.
Dijital ekonominin nasıl vergileneceği konusunun uluslararası arenada da tartışıldığını belirten TÜSİAD, OECD seviyesinde bir yaklaşım üzerinde çalışıldığını açıkladı. Türkiye'nin gelişen dijital dünyanın gerisinde kalmaması için OECD yaklaşımı beklenmeden yüksek oranlı bir vergi tahsis edilmesi ve vergi yükümlülüğü yerine getirilmediğinde erişim engeli gibi yaptırımların öngörülmesinin yanlış olduğu belirtildi. TÜSİAD açıklamasında şu ifadeler yer oldu: " Yeni teklif Türkiye’de hali hazırda vergi mükellefi olan yerleşik kişiler üzerinde doğrudan ya da dolaylı olarak ciddi maliyetler ve rekabet dezavantajı yaratırken, uluslararası şirketlerin Türkiye’ye yatırım yapmalarının önünde önemli bir engel teşkil edecektir. Bu alanda daha yeni gelişmekte olan dijital ekosistemi ve KOBİ’lerimizin gelişimini ise olumsuz etkileyecektir.
Dijital hizmet vergisinin makul bir düzeye çekilmesi ve OECD’nin çözümü oluşana kadar geçici bir düzenleme olduğunun açıkça belirtilmesi faydalı olacaktır."
Mevcut gelir vergisi tarifesi daha adil olarak yeninden tasarlanmalıdır.
Gelir Vergisi Kanunu'nda değişikleri de değerlendiren TÜSİAD, planlanan değişikliğin vergilendirmede adalet, eşitlik, kanunilik ve geriye yürümeme ilkeleri ile çeliştiğini belirtti. TÜSİAD, Gelir Vergisi Kanunu'nda planlanan değişiklikler için şu açıklamayı yaptı:
"Kanun Teklifi ile yürürlüğe konulması planlanan Gelir Vergisi Kanunu'ndaki değişiklikler ise vergilendirmede adalet, eşitlik, kanunilik ve geriye yürümeme ilkeleri ile çelişmektedir. Gelir adaletinin sağlanması ve alt ve orta gelir gruplarının refah seviyesinin yükseltilmesi için emek yoğun kazançlara düşük vergi uygulanması ve tarife dilimlerinin genişletilmesi gerekmektedir. Ücret gelirleri üzerinde ilave yükler yaratılması vergiye gönüllü uyumu azaltacak, kayıt dışılığı ve halihazırda yüksek olan işsizlik oranını olumsuz etkileyecektir.
Son yıllarda enflasyon ve ücretlerdeki artış dikkate alındığında yapılması gereken, ilave dilim ve oran tahsis etmekten ziyade, mevcut gelir tarifesinin daha adil olarak yeniden tasarlanmasıdır. Son 4 yıl içinde asgari brüt ücret %110 artarken, tarifenin birinci diliminin üst sınırının yalnızca %50 oranında artmış olması nedeniyle asgari ücret ikinci gelir vergisi dilimi sınırındadır ve bu nedenle ek düzenleme yapılmıştır. Eskiden ikinci gelir dilimine denk gelen ortalama ücretler de artık üçüncü dilim olan %27 oranından vergilendirilmektedir. Böylece alt ve orta gelir grupları üzerindeki vergi yükü fiilen artmıştır.
Ayrıca belirli bir gelir seviyesinden sonra emek yoğun gelirler ile sermaye yoğun gelirlerin aynı kapsamda değerlendirilmesi sosyal devlet, adalet ve eşitlik ilkelerini ihlal etmektedir. Gelir vergisi tarifesinde yapılacak değişikliklerin ücret dışındaki gelirler için yürürlük tarihinin 1.1.2019 tarihi olarak belirlenmesi ise kanunların geriye yürütülmemesi ilkesine aykırılık teşkil edecek, böylece edinilmiş haklar geçmişe dönük olarak ortadan kaldırılmış olacaktır."
Geniş oran değişikliği yetkileri öngörülebilirliği azaltmaktadır.
Oran değişikliği yetkilerinin yürütmeye verilmesini de değerlendiren TÜSİAD, "Vergilerin kanuniliği, belirliliği ve öngörülebilirliği ilkeleri ile çelişecek seviyede geniş belirlenmiştir. Söz konusu yetkilerin kullanılma ihtimali vergi mükelleflerinin geleceğe yönelik vergi yükü öngörülerinin sağlıklı yapılmasını engellerken, hukuki güvenlikten mahrum kalmalarına da sebebiyet verecektir" ifadelerini kullandı.
Yeni konaklama ve değerli konut vergileri tekrar gözden geçirilmelidir
Yeni konaklama ve değerli konut vergilerine yönelik planlamanın turizm sektörüne yeni maliyetler yükleyeceği ve rekabet gücünü zayıflatacağını belirten TÜSİAD şu değerlendirmede bulundu:
"Kanun Teklifi ile yürürlüğe konulması planlanan Değerli Konut Vergisi'nin ise toplam emlak sahipliği yerine yalnızca konut değerlemesi üzerinden ayrıştırılması vergide adalet ilkesi ve mülkiyet hakları açısından sorunlar içermektedir. Bunun yerine uluslararası örneklere paralel olarak Emlak Vergisi Kanunu'nun yeniden ele alınması yerinde olacaktır.
Teklifin yaratacağı olumsuzluklar bertaraf edilerek toplumsal uzlaşı ile yürürlüğe girebilmesi için Meclis Genel Kurulu'nda gerekli değişikliklerin yapılması, buna ilaveten ikincil düzenlemelerin sivil toplum kuruluşları ve sektör temsilcileri ile istişare edilmek suretiyle tüm paydaşların görüşleri alınarak oluşturulması gerektiğine inanıyoruz."