Ekonomi

TÜSİAD: Bölgeyle batı arasındaki gelir farkı yürek dağlıyor, kimse boynuna bıçak dayanmadıkça yatırım yapmaz

TÜSİAD Başkan Yardımcısı Ünlütürk bölgede kişi başı milli gelirin 4 bin dolar olduğuna dikkat çekti

03 Şubat 2015 09:28

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sedat Şükrü Ünlütürk, yatırımcıların doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya gitmemesiyle ilgili olarak , “Yatırımcı gidiyor nasıl gidiyor mecbur oldukları için. Oradaki can güvenliği sağlanmamış olsa dahi. Çünkü başka türlü rekabet etme şansları kalmayınca mecburen deyip işçilik maliyeti için gidiyorlar. Diğer taraftan bakınca bıçak boynuna dayanmadıkça güvenlik olmadığı yere gitmez. Mecbur kalmadıkça gitmiyor yatırımcı. Güvenlik önemli bir sorun” dedi.

Ünlütürk, “Orada insanın yüreğini burkan bir tablo var. Doğu ve Güneydoğu’daki 14 ilde ortalama kişibaşı milli gelir ortalama 4 bin dolar. Ülkenin batısındada 15-16 bin dolar civarında. Dolaysıyla arada çok ciddi bir gelir uçurumu var” diye konuştu.

Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneği’nin (TÜSİAD) önceki dönem yönetim kurulu üyesi olan Sedat Şükrü Ünlütürk, geçen ay yapılan yeni dönemde derneğin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı seçildi.

Ünlütürk, Cumhuriyet gazetesinden Şehriban Kıraç’ın sorularını yanıtladı.

Şehriban Kıraç’ın Sedat Şükrü Ünlütürk’le yaptığı söyleşi şöyle:

Siz Doğu ve Güneydoğu’yu yakından takip ediyorsunuz, bu bölgelerle tanışmanız nasıl başladı?

1990’ların başında Ege İhracatçılar Birliği Başkanıydım. Bir Diyarbakır gezisi sırasında tesadüfen Diyarbakırlı bir aile olan Akyıl benden destek istedi. Bir entegre tetis kuruyorlarmış Elimizden geldiği kadar onlara yardımcı olduk. Törenler açılışlar yapılırken Adıyaman Ticaret Sanayi Odası Başkanı Zafer vardı illa da ba Adıyaman’a gelin dedi. Sözümü tutum ve gittim. Bir baktım ki bögeye gidip yatırım yapsam en fazla 100-200 kişiye istihdam sağlayabilirdim. Halbuki Bölgeyi kenti etkileyebilmek için daha farklı birşeyler yapmak gerekiyordu. Sanayicilerler yapılan toplantılarda bir amca dedi ki ‘Bizim aklımız gözümüzdedir beyim”. Aslıda projenin temelini bu söz oluşturdu. Biz gördüğümüze inanırız biz gördüğümüzü yaparız. 6 ay çalıştık. 3 tane firma kurdurduk Şu anda çok büyük ihracat yapıyorlar. Bu firmalar bu işi yaparak başarılı oldular. Bu firmalar şu anda Adıyaman OSB’de faaliyet gesteriyor. Diğer firmalar da bu örnekleri görüp cesaretlendiler. Böylece orada bir konfeksiyon hazırgiyim kümesi oluştu. 5-6 yıl içinde 7-8 bin istihdam sağlayan bir proje haline geldi. 3 yıllık bir projeydi.

Bu proje size neyi öğretti?

Yerel insanlara iş yaptıralım Onlara yardımcı olalım. Onlar başarılı olsunlar. Başarıları diğerleri tarafından kopyalanır oldu. Biz bu modeli daha geniş ölçekte tek sektöre bağlı kalmaksızın yaparsak o zaman yine bir başarı hikayesi yaratır mıyız? diye baktık. TÜSİAD’ın TÜRKONFED ile bir yıl önce çözüm sürecinin iktisadi ekonomik ayağına sahip çıkarız kararlığı ve iradesi gösterdi. Bu nedenle geçen yıl TÜSİAD ve TÜRKONFED üyesi yüzlerce iş insanı ve sivil toplum örgütüyle Cizre ve Batman’a gittik. Oradaki büyümenin Türkiye için ne kadar önemli olduğunu göstermek istedik. TÜSİAD’ın misyonu buna dikkat çekmek önemini vurgulamaktı. BORGİP projesi de çözüm süreci için somut projeler ortaya çıkarmak için düşünüldü ve hayal edildi. Cizre’de yaptığımız toplantıda kamuoyu ile paylaştığımız analizimiz, bölge ekonomisinin ülkemizin potansiyel ekonomik büyümesine yüzde 1 civarında bir katkı sağlamasının mümkün olduğunu gösteriyor. Bu ekonomik büyümenin çapraz refah etkisi de olacak ve sosyal kalkınmayı da olumlu etkileyecek.

BORGİP için nasıl yola çıktınız?

TÜRKONFED’in hazırladığı bölgeye dönük Orta Gelir Tuzağı Raporu’nu tekrar çalıştık. Orada insanın yüreğini burkan bir tablo var. Doğu ve Güneydoğu’daki 14 ilde ortalama kişibaşı milli gelir ortalama 4 bin dolar. Ülkenin batısındada 15-16 bin dolar civarında. Dolaysıyla arada çok ciddi bir gelir uçurumu var.

Biz çok basit bir mantıkla yola çıktık. Bölgenin bir tarafındaki artılar ile diğer tarafındaki eksikler örtüşüyor. Ülkenin bir tarafında işçilik pahalı bir tarafından işçilik ucuz. Bir tarafında işsizlik yüzde 10’lar seviyesindeyken Doğu ve Güneydoğu’da yüzde 20’nin üzerinde. Ülkenin bu tarafından çok önemli bir teknoloji bilgi birikimi orada yok. Biz bunları nasıl bir araya getirebiliriz diye hayal ettik ve yola çıktık.

BORGİP’te Batı’da bir şirket bulunup Doğu’daki ile eşleştirilecekti var mı somut bir proje?

Şu anda tartıştığımız masa üstünde olan projeler var. Konuştuğumuz konuşturacağımız insanlar var. Bir havuz oluşturuyoruz. Böyle bir arzuda olan firmalar var.

TÜSİAD ve TÜRKONFED üyelerinden oluşan proje heyeti, ön ihtiyaç analizlerini yapabilmek, bölge iş insanlarını dinlemek ve sorunları yerinde anlayabilmek amacıyla Diyarbakır, Mardin, Midyat, Batman, Şırnak, Siirt’de yerel iş insanları ve paydaşlarla kapsamlı toplantılar gerçekleştirdi. Bu toplantılarda, bölgedeki firmaların işlerini büyütmek, geliştirmek için karşılaştıkları güçlükler ve sorunlar konuşularak, temel ihtiyaçların neler olduğu belirlenmeye çalışıldı. Bütün bu insanlarla konuşmaya, proje ekibini oluşturmaya, omurgasını oluşturmaya çalıştık. En az 10 yıllık bir projeden bahsediyoruz. Projenin tüm bacaklarının iyi hesap etmemiz altyapısını çok iyi hesap etmemiz gerekiyor. Acelemiz yok. Bu projede genç emeklileri de devreye sokmak istiyoruz Türkiye’de 8 milyon genç emekli var. 6 ay sonra projede ilk örnekleri konuşmaya başlayacağız. Bu proje önümüzdeki 10 yıl içinde tüm bölgeyi etkileyecek bir proje olmasını hayal ediyoruz. Bu yıl en az 500 firmayla görüşmek istiyoruz. Bize başvuruyorlar. Oraya nitelikli yönetim danışmanı arkadaşımızı gönderiyoruz ihtiyaç havuzunu oluşturmaya çalışıyoruz. Şu ana kadar 40 civarında başvuru aldık.

Temel hedef ne?

Çözüm sürecinin iktisadi boyutuna sahip çıkılmasına yönelik oluşturulan Doğu ve Güneydoğu Anadolu Yatırımcı Danışma Konseyi tarafından yürütülen çalışmalara katkı sağlanması. Dışarıdan yatırım beklenmesi yerine bölgedeki yatırımcıların, girişimcilerin teşvik edilmesi, desteklenmesi, yerel iş insanlarının başarılı örnekler oluşturması. Ülkemizin doğu ve batısındaki iş dünyası insanlarını bir araya getirerek sinerji yaratmak, (İşbirliği/güçbirliği yoluyla kazan-kazan yaklaşımı). Başarılı uygulamaların artırılması yoluyla çarpan etkisi yaratmak.

Firmalara ne tür destekler sunulacak?

Vergi ve SSK danışmanlığı. Teknoloji kullanımını artırmaya yönelik danışmanlık ve destekler. Mentorluk, danışmanlık hizmetleri, (Yetkin, deneyimli iş insanları aracılığı ile). Nitelikli insan kaynaklarına erişim desteği. Pazarlama/ihracat konularında destek. Hukuk danışmanlığı, (Özellikle sözleşme yapma teknikleri ve sorunlu tahsilatlarla ilgili olarak).

BORGİP’e kimler nasıl katılabilecek?

TÜRKONFED iş dünyası örgütü içinde yer alan, ve anlatılan desteklerden yararlanmak isteyen; Doğu veya Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde yatırım yapmak veya bu bölgelerdeki benzer işkollarındaki firmalarla işbirliği olanaklarını araştırmak arzusundaki/düşüncesindeki tüm firmalarımızın, ve mevcut durumda, Doğu veya Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde yatırım yapmayı veya o bölgelerdeki firmalarla işbirliğini düşünmeyen, imalat sanayinde faaliyet gösteren firmalarımızın, üye oldukları, dernek yönetimlerine başvurarak, proje içinde yer almak istediklerini belirtmeleri yeterlidir.

 

Çözüm süreci daha şeffaf olmalı

 

Çözüm sürecinde neler eksik gidiyor?

Çözüm sürecinin çok daha şeffaf ve paylaşılabilir olması gerekiyor. Genel çizgilerin ve görüşmelerin dışında bildiğimiz birşey yok. Ama bir takvim var mı bir yol haritası var mı? hedefler nedir ne şekilde olacak? Biz bunları bilmiyoruz. Herşeyin de kamuoyu önende paylaşılması çok mantıklı değil. Ama süreç hakkında daha fazla bilgi verip o sürece sahip çıkılmasını sağlamak önemlidir. Süreçte neyin olup bittiğini nasıl yürüdüğü kimlerin nasıl yürüttüğünü, konuyu çok yakından takip etmeme rağen bilmiyorum. Biz olabildiğince bu sürece yardımcı olmak istiyoruz. Çabalıyoruz. Kendi bilgim becerim doğrultusunda bir grup arkadaş yola çıktık birşey yaratmaya çalışıyoruz.

Bu bizim tek başımıza sonuca olaştıramayacağımız bir proje. Hem devletin kurumlarıyla hem bakanlıklarla hem diğer sivil toplum örgütleriyle çok yakın işbirliğine ihtiyacım var. Bizim BORGİP projemiz de ok mütevazi bir proje değil. Adıyaman’da sıfırdan 7 yılda 80 firma ve 8 bin istihdam sağlayabilirorsanız burada çok önemli bir değişiklik yaratabiliryorunuz. Aynı değişikliği burada da hayal ediyoruz.

 

Andara’nın batısı bölgeyi tanımıyor

 

İş insanlarının bölgeye olan bakışları zaman içinde nasıl değişti?

İnsanlar özellikle barış sürecinin bu anlamda katkısı oldu. Daha çok sayıda insan bölgeyi merak etmeye başladı. Bölgeyi düşünmeye başladı. Maalesef Ankara’nın batısındaki birçok iş insanın bölgeyi yeterince tanımıyor. Oraya gittikleri zaman da son derece etkileniyorlar. Oraya gitmek etkilenmek oraya yatırım yapmaya yeterli olmuyor. Birçok sanayi ticaret odası oraya gitti ama şimdiye kadar arzu edilen şeyler ve yatırımlar olmadı.

TÜSİAD’ın geçen Eylül’de Van’a yapacağı bir ziyaret vardı neden ertelendi gidilecek mi?

Ertelendi ama olacak. Hemen peşinden Türkiye’nin gündemi değişti. Üst üste birkaç şansız olay oldu. Biz de o dönemde gidip gitmemeyi çok tartıştık. Biz kendi güvenliğimizden hiç korkmadık. Bu işi yaparken vermemiz gereken mesaj o ortamda gürültüye gidebilirdi. O bülgede silahlar susmuştur. Bunun ekonomik olarak desteklenmesi gerekiyor. Bunun aksine bir durumda gidip bunu söyleyemezdik. TÜSİAD’ın yeni Yönetim Kurulu Van gezisini mutlaka gündemine alacak. Bu asla gündemimizde çıkmadı.

 

Teşvikler işe yaramadı

 

Doğu ve Güneydoğu için çıkarılan teşvikler var bunlar işe yaramadı mı?

Asında bizim de çıkış noktalarımızdan biri de bu oldu. Bu son çıkarılan teşvik yasası en akıllıca teşvik yasası oldu. Ama bugün geldiğimizde elimizde şu var Doğu ve Güneydoğu’yu kapsayan 6. Bölgede alınan teşvik sayısı belgesi 1. Bölgeden alınan teşvik belgesi sayısının 4’te 1’i. Hedeflenen yatırım tutarı da 7 katı. Yani aslında teşviklerle arzu edilen beklenen yatırımlar bölgeye gitmemiş. Alınan teşvik belgeleri de yatırıma geçirilmemiş. Mevcut teşvik siteminin istenilen faydayı sağlaması zor görünüyor.

Cumhuriyet tarihi boyunca o bölgeyi kalkındırmak için çok yol denenmiş. Defalarca teşvikler çıkarılmış. Bölgeyi gezenler bilir sayısız iskelet binalar var. O teşviklerin hatırası olarak. Bölgede şu bölge insanının da tek beklentisi o bölgeye yatırımların gitmesi istihdamın yaratılması. Bölge refahının artmasına yönelik tek umut da özel sektörün oraya gidip yatırım yapmasıdır. Eee bu da olmuyor. Teşviklere rağmen olmuyor. Bölgenin kaderini değiştirecek bir yapıda olmuyor yatırımlar. Türk iş insanı Sibirya’da, çöllerde, Afrika’da yatırım yapıyor, orada yapmıyor. Çünkü yatırım yapmanın bir mantığı vardır. Kimseden parasını oraya yönlendirmelerini isteyemezsiniz. Orada yatırım yapma koşulları cazip değil teşviklere rağmen değil.

 

Peki gitmeme nedeni güvenlik mi?

 

2 yıl önceye kadar terördü. Yatırımcı gidiyor nasıl gidiyor mecbur odukları için. Oradaki can güvenliği sağlanmamış olsa dahi. Çünkü başka türlü rekabet etme şansları kalmayınca mecburen diyip işçilik maliyeti için gidiyorlar. Diğer taraftan bakınca bıçak boynuna dayanmadıkça güvenlik olmadığı yere gitmez. Mecbur kalmadıkça gitmiyor yatırımcı. Güvenlik önemli bir sorun. Biz de zaten göreli olarak projemize silahlar susmaya başlayınca başladık. Bölgenin refahının artmasında bizim de payımız olmalı. O yüzden yola çıktık. BORGİP’te bölge insanını merkeze alan o insanların kendi bölgelerinde yatırm yapmalarını sağlamak istiyoruz. Onlara fikir vermek. Bilgileri eksik. Biz bu anlamda yardımcı olabilir miyiz diye de yola çıktık.

 

Sun’un anayasası değişebilir

 

Şükrü Ünlütürk aynı zamanda dünyanın ende gelen moda devlerine üretim yapan Sun Tekstil’in de yönetim kurulu başkanı. Sun Tekstil İngiltere’de iki İsspanya’da bir tane tasarım ofisi açtı. Grubun geçen yılki konsolide cirosu 155 milyon Avro oldu. İzmir’deki fabrikada 1000 kişiyi istihdam ediyor. Gelecek dönemde teknik tekstiller ve kopmazitlerde büyüme hedeflediklerini vurgulayan Ünlütürk, “Şu anda teknik tekstiller konusunda Almanya, İtalya ve Hollanda’da görüştüğümüz firmalar var satın alma olabilir. Otomobiller için 3 boyutlu kumaş üretiyoruz. Bunu Mercedes’e satıyoruz. BMW ve volkswagen ile el sıkışmak üzereyiz. Otomobilin iç döşemesiyle ilgili fabrikamızda bu yıl 6 milyon Avro ciro hedefliyoruz” dedi.

Sun Tekstil’in bir aile şirketi olduğunu vurgulayan Ünlütürk, “Bizim şirketle ilgili bir aile anayasamız var. Çocuklar 5 yıl dışarıda çalışmadığı sürece şirkete giremiyor. Oğlum o nedenle 5 yıl yurtdışında çalıştı. Kızım hala aile dışında çalışıyor. Oğlan bu yıl gelecek. Çocuklar büyüyünce onları aile meclisine aldık. Dedik ki ebebeyinleriniz olarak bu anayasayı biz yazdık ama artık herbirinizin bir oy hakkı var. Sizi dinlemeye hazırız dedik. Aile meclisinin bir sonraki toplantısında aile anayasasını gözden geçireceğiz. Bakalım fikirler öneriler ne olacak. Ama çocuklar başlangıçta hoşlarına gitmese de dışarıda çalışmaktan memnunlar” açıklamasını yaptı.