T24 - Suriye lideri Esad’ın siyasi danışmanı Buteyna Şaban, Türkiye ile aralarının niye bozulduğu sorusuna şu yanıtı verdi: “Türkiye’nin duruşu esrarengiz. Arapların kapısını Türklere açan Suriye’ydi. Başka büyük nedenler olmalı. Türkiye’yi bu pozisyona itecek herhangi bir provokasyonda bulunmadık.”
Devlet Başkanı Beşar Esad’ın siyasi danışmanı Buteyna Şaban, Türkiye’yi eleştirdi. İngiltere’de yayın yapan Independent gazetesine konuşan Şaban, Türkiye’nin kendileri hakkında takındığı sert tavra anlam veremediğini vurgulayarak, “Türkiye’nin duruşunu esrarengiz buluyorum. İyi bir arkadaşınız olduğunda - ki Arapların ön kapısını Türklere açan Suriye’ydi, Türklerin buraya vizesiz gelmelerine izin verdik, Suriye Türk ürünleriyle dolup taştı - başkalarının politikalarına ayak uydurmak zorunda hissetmezsiniz” dedi.
Türk Dışişleri'nin Suriye konusundaki yaklaşımının arkasında daha büyük bir neden aranması gerektiğinin altını çizen Şaban, “Türkiye’ye bir füze kalkanı konulacak, Türkiye NATO üyesi... Artık bilemiyorum, Türkiye hangi pastaya oynuyor. Dün bir Türk yetkilisinin bizim hakkımızda yaptığı açıklamaları duyunca, sanki o öğretmenmiş de biz de öğrencileriymişiz gibi hissettim. Türkiye’yi bu pozisyona itecek herhangi bir provokasyonda bulunmadık” şeklinde konuştu.
Dini ayrım başladı
ABD’nin kişisel yaptırım listesinde bulunan altı Suriyeliden biri olan Buteyna Şaban’ın yazar Robert Fisk’e söyledikleri özetle şöyle:
-- Kitaplarım Amerika’da satıştayken, ABD’nin yaptırım listesinde olmam gerçekten de biraz ironik bir durum.
-- Humus’taki güvenlik durumu çok kötü. Ordu tüm ülkede saldırıya uğruyor. Bugün, annemin ölümünün ikinci yıldönümü. Takdir edersiniz ki insan böyle bir günde aile kabristanını ziyaret etmek ister. Gidemedim. Humus’ta öldürülmekten korkuyorum.
-- Geçen gün, Şam’ın en iyi fırıncısı olan kadını görmeye gittim. Ağlıyordu. Bana, bazı adamların gelip, ‘Sen Hıristiyansın ve ekmeğin içine viski koyuyorsun’ dediklerini söyledi. Bu insanlar Suriye’yi yıkmak istiyor. Şimdi ilk kez komşunun dini konuşulmaya başlandı. Bu daha önce hiç olmamıştı.