Gündem

'Türkiye'yi artık sokağa dökülen terör örgütleri yönetmiyor'

Erdoğan: Milletimiz bize kal dediğimiz müddetçe, hiçbir tehdide, hiçbir saldırıya, hiçbir tahrike eğilmeyiz. Türkiye’de iktidar sadece ve sadece sandıkla değişir

12 Mart 2014 20:24

Başbakan Tayyip Erdoğan, Mardin’de yaptığı konuşmada isim vermeden Berkin Elvan’ın hayatını kaybetmesiyle yaşanan olaylara değinerek, “Milletimiz bize kal dediğimiz müddetçe, hiçbir tehdide, hiçbir saldırıya, hiçbir tahrike eğilmeyiz. Türkiye’de iktidar sadece ve sadece sandıkla değişir. Türkiye’yi artık sokağa dökülen terör örgütleri değil millet yönetiyor” dedi.

Mardin kardeşliğin şehridir, hoşgörünün, dayanışmanın, huzurun şehridir. Mardin tarih, ilim, medeniyet şehridir. Seninle iftihar ediyoruz Mardin! Allah sizlerden razı olsun. Bu coşkunuz, sevdanız, samimiyetiniz için... Son 5 yılda 5 kez geldim. Bugün bir kez daha demokrasi için, büyük Türkiye idealleri için bir kez daha Mardin'deyim. Mardin Türkiye'de sandık üzerinde oynanan oyunu görüyor. Mardin bugün kirli oyunu bozacağını tüm dünyaya gösteriyor. Seçime 18 gün kala sandıktan umudu kesenler Türkiye'de huzuru bozmak için yeni senaryolar hazırlıyor.

 

Bazı işveren örgütleri…

 

Milletimiz bize kal dediğimiz müddetçe, hiçbir tehdide, hiçbir saldırıya, hiçbir tahrike eğilmeyiz. Türkiye’de iktidar sadece ve sadece sandıkla değişir. Türkiye’yi artık sokağa dökülen terör örgütleri değil millet yönetiyor.

Medya kuruluşlarına sorumlu davranma çağrısı yapıyorum. Bazı işveren örgütleri sosyal medya yoluyla tahrik yapıyorlar. Kimin ne meselesi varsa, meselesini 30 Mart'ta sandıkta halletsin. Sokakları ateşe vermek demokratik değil!

 

Gezi neyse 17 Aralık da o

 

Türkiye’nin kutlu yürüyüşünü durdurmaya çalışıyorlar. Huzuru bozmaya çalışıyorlar. Bizim Mısır’da demokrasiye, Filistin’de insanlığa, Suriye’de mazluma sahip çıkmamızdan rahatsız oluyorlar. Çözüm sürecini baltalamaya çalışıyorlar. Gezi olayları, ağaç için çevre için değil, Türkiye’nin yürüyüşünü, yükselişini durdurmak için yapıldı. 17 Aralık komplosunun amacı da aynı Gezi gibi Türkiye’nin yürüyüşünü durdurmaktı. Montaj kasetler, sokakların tahrip edilmesi Türkiye’ye yönelik bir komplodur. Bu saldırılar AK Parti’ye, hükümete karşı değil, ulusal güvenliğimize, Türkiye’ye, devlete yönelik saldırılardır.

 

BDP sizden nasıl oy isteyecek?

 

Bu saldırılar büyüyen ekonomiye birliğimize, kardeşliğimize, çözüm sürecine yönelik saldırılardır. 30 Mart’ta bu saldırılara hep birlikte dur diyeceğiz. Bu komploları, bu tuzakları hep birlikte bozacağız. 30 Mart’ta çözüm sürecine sahip çıkacak, gençlerimizi yaşatacak, çocuklarımıza aydınlık bir gelecek sunacağız. Siz, çözüm sürecinden, huzur projesinden ne kadar memnunsanız, bilin ki birileri de o kadar rahatsız. 30 Mart’ta bu huzur ortamına, kardeşlik ortamına da sizler sahip çıkacaksınız. Hem Mardin’in hem Türkiye’nin huzuruna oy verecek, destek olacaksınız. Özellikle sizden şunu rica ediyorum. Bu fırsat her zaman gelmez. Bunlar büyükşehir olmasını istemediler, Mardin’e büyükşehir yakışmaz dediler. Ve kimdi bu karşı çıkanlar, CHP, MHP, BDP. Şimdi soruyorum, bu BDP sizin huzurunuza Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığına talibim diye nasıl gelecek? Sizin bunlara bir cevap vermeniz lazım. İdeoloji siyasetiyle Mardin yönetilmez. Ben Kürtlerin temsilcisiyim diyerek siyaset yapılmaz. Ben Türklerin temsilcisiyim diye siyaset yapılmaz. Ben Arapların temsilcisiyim diye siyaset yapılmaz. Siyaset bizim gibi yapılır. Biz Türkiye’nin temsilcisiyiz. 77 milyonun temsilcisiyiz. Ben nereden geldim biliyor musunuz? Belediye başkanlığından… İstanbul’un 4,5 sene belediye başkanlığını yaptım. Çöptü İstanbul’du, hava kirliliği, susuzluk… Şimdi Mardin’in belediye payı artıyor. Mardin’in tüm sınırları büyükşehir belediyesinin hizmetinde olacak. Bu BDP belediyecilikten anlamaz, bunların böyle bir derdi yok. Dertleri başka. Başka… Ama ben ve arkadaşlarım inanın, bizim derdimizi sizi olan sevdamız, size olan aşkımız…

Burada yapılacak yanlış bir tercih, inanın Mardin’i garip hale sokar. Yazık olur Mardin’e… Bakın bu ara, bir komplo yaşadık. CHP, MHP, BDP hepsi Pensilvanya’nın dümen suyuna girdiler. Devlete, millete, Türkiye’nin ulusal güvenliğine bütün bu saldırıda maalesef, CHP, MHP ve BDP ihanet şebekesinin yanında yer aldılar. Tabi hep beraber, bu değirmene su taşıdılar. BDP iftiralar üzerinden, kasetler üzerinden, montajlar üzerinden yürütülen bu kampanyaya destek olmaya devam ediyor. Mardin’in 30 Mart’ta BDP’ye bir demokrasi dersi, bir barış dersi vereceğine inanıyorum. 30 Mart’ta ya eski Türkiye diyecek, ya da yeni Türkiye, büyük Türkiye, kardeş Türkiye diyeceksiniz.

Eski Türkiye’de yasaklar vardı. Eski Türkiye’de türküler yasaktı, şarkılar yasaktı, kitaplar yasaktı. Eski Türkiye’de benim okuduğum şiir de yasaktı. Biliyorsunuz değil mi? Siirt’te Milli Eğitim’in kitaplara koyduğu bir şiir okudum, o şiirden dolayı Pınarhisar’a gittim.

Benim okuduğum şiir neydi, şuydu. Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler asker… Ben o  esnada neydim, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıydım. Alıp götürdüler. Ama iyi oldu, hayırlı oldu. Her olanda hayır vardır.

Son çeteyi, Pensilvanya çetesini de tasfiye edeceğiz, Türkiye’yi zincirlerinden kurtaracak, 2023 yürüyüşümüze devam edeceğiz. Sizlerden destek bekliyorum. Mardin’den özellikle bu süreçte rekor bekliyorum.