Gündem

'Türkiye'yi AB'ye almaya mecbursunuz'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "AB Hristiyan kulübü değilse Türkiye'yi almaya mecbur" dedi.

12 Haziran 2010 03:00

T24 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "AB Hristiyan kulübü değilse Türkiye'yi almaya mecbur" dedi.


Image Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde (KTÜ) düzenlenen törende, Başbakan Erdoğan'a, KTÜ Senatosu tarafından verilen fahri doktora unvanı takdim edildi ve üniversite bünyesindeki bazı açılışlar gerçekleştirildi.

Erdoğan, Türkiye'nin dış politikasında bir eksen kaymasının asla ve asla söz konusu olmadığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:


''Bir eksen kaymasından bahsedenler, art niyetli değillerse Türkiye'nin yeni rolünü, çok boyutlu dış politikasını anlayamamış, kavrayamamış olanlardır. AB ile katılım müzakerelerini başlatan, dikkatinizi çekiyorum, bu hükümettir. Biz ne zaman AB'ye müracaatı yaptık? Adı daha Avrupa Birliği değildi. Avrupa Ekonomik Topluluğuydu. 1959 müracaat, resmi müracaat 1963. O günden bugüne öyle talihsiz bir ülke yok. 50 yıl bizi oyaladılar. Hala oyalıyorlar, onu da söyleyeyim. Biz yırtınıyoruz, çırpınıyoruz. Özellikle bir bakanlığı sadece bu iş için kurduk. Biliyorsunuz, bir devlet bakanımız başmüzakereci olarak sadece bu işi takip ediyor, sadece AB üyesi ülkelerde fellik fellik dolaşıyor. Bütün bunlara rağmen oyalıyorlar.''




Sanal bütçeleri var


Başbakan Erdoğan, işin perde arkasının belli olduğunu, bunu özel görüşmelerde samimi olan bazı Avrupalı bakanların da söylediğini ifade ederek, şunları kaydetti:



''Biz bunu biliyoruz. Ama bunu dillendirmeyi doğru bulmuyoruz. Ben kendilerine açıkça söylüyorum, eğer siz Hristiyan Kulübü değilseniz, Türkiye'yi buraya almaya mecbursunuz. Zira sizin Hristiyan Kulübü olmadığınızı ifade edebilecek tek şey, halkı Müslüman ülke olarak Türkiye'nin burada olmasıdır. Ama buna bile tahammül edemeyecek kadar aşırısınız. İnanın bir şey diyemiyorlar. Biz bugün, hele hele son alınan 10 ülkeyle mukayese edilemeyecek derecede, AB müktesebatına uygun bir ülkeyiz. Onlarla hiçbir şeyimiz mukayese edilmez. Ne temel hak ve özgürlükler noktasında ne kalkınma noktasında. Bu ülkelerin hepsini tanıyoruz artık. Bunlar çok gerilerde, Türkiye ile mukayese edilemez. Sanal bütçeler var, bunlarda. 



Image









Karar zaten siyasi. Tek söyledikleri şey, 'Siz büyük bir ülkesiniz, coğrafyanız büyük, nüfus olarak sayınız çok. Buna katlanmakta biraz zorlanıyoruz ve endişe ediyoruz. Çünkü siz buraya girdiğiniz zaman ilk üç ülkeden biri olacaksınız. Bundan korkuyoruz.' Siz güç istemiyor musunuz? AB bir güç merkezi olsun istemiyor musunuz? İşte Türkiye hem size güç katmaya hem de buradan bir şeyler almaya geliyor. Biz yük olmaya gelmiyoruz, yük almaya geliyoruz. İşte Türkiye şu anda böyle bir ülke.''
 


Başbakan Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:

''Ne zaman Arap dünyası ile Arap ülkeleriyle ilişkilerimiz ilerlemeye başlasa, karşılıklı yatırımlar ne zaman gündeme gelse açık söylüyorum gizli bir el devreye giriyor, gizli bir propaganda kampanyası yapılıyor ve bu iş birliği engelleniyor''



''Bugün bir kez daha manşetler, köşe yazıları, televizyon ekranlarından yapılan yorumlar yoluyla yürütülen kampanya asla ve asla bir tesadüfün eseri değildir'' 


''Bu kampanya Türkiye'ye ve hükümetimize yönelik uluslararası bir kampanyanın, bir kara propagandanın Türkiye içindeki uzantısıdır''


''Biz sırtımızı hiçbir zaman hiçbir bölgeye veya ülkeye dönmeyeceğiz, olması gereken neyse biz onu yapacağız. Türkiye'ye yakışanı yapacağız. Birleşmiş milletler güvenlik konseyinde kullandığımız İran'la ilgili oy, bu yaklaşımın bir neticesidir''


''Bir yandan ülkemizin standartlarını yükseltmek için avrupa birliği ile müzakereleri yürütecek, bir yandan da bölgesel barış, istikrar için çabalarımızı yoğun bir şekilde sürdüreceğiz''


''Kim ne derse desin, hangi kara propagandayı başlatırsa başlatsın, biz Orta Doğu'daki devlet terörü, akdeniz'deki korsanlık karşısında da susmayacağız''     


''Kim çalışıyor, onun başı hep yargıyla derttedir. Yaşadığımız bu. Bir şey yaparsın karşına hep onlar çıkar, onlar bilir. Bir tarafta onlarla mücadele edeceksin bir tarafta da eser üreteceksin. Yaşadığımız bu ama biz bu ülkede bir şeyler yapmaya mecburuz''


''Biz AB üyeliğinden vazgeçecek değiliz. İstedikleri kadar 'şöyledir, böyledir' desinler. biz bunu zaten biliyoruz. Ama buna rağmen, biz dersimizi çalışmaya devam ediyoruz'' 


''Irak'ta artık istikrar kazansın. Irak'ın toprak bütünlüğü korunsun, barış ve huzur gelsin istiyoruz. Ve biz bunu istediğimiz için bu hedefler doğrultusunda gayret sarf ettiğimiz için içerden ve dışardan tabii ki hakaretler, eleştiriler devam ediyor'' 


''Bizim hedefimiz Rusya ile belki 100 milyar dolar. Biz Rusya ile bunu konuşuyoruz. Ama bunu henüz amerika ile konuşamadık''