AP karar metni “Türkiye’de ifade özgürlüğü: Son dönemde gazeteci ve medya yöneticilerine yönelik tutuklamalar ve medya üzerindeki sistematik baskılar” başlığını taşıyor. AP’deki siyasi grupların üzerinde mutabık kaldıkları metnin tonu, konu hakkında 17 Aralık’ta, yani Zaman gazetesi ve Samanyolu TV’nin yöneticilerinin gözaltına alınmasının hemen ardından Strasbourg’da düzenlenen özel AP oturumunda belirlenmişti. Söz konusu oturumda Türkiye’nin Kopenhag siyasi kriterlerinden hızla uzaklaştığı, ifade özgürlüğünün tehdit altında olduğu, medya üzerinde yoğun baskı gözlemlendiği mesajları ön plana çıkmıştı.
Oturum sonrası hazırlanan ve bugün kabul edilen metinde de ifade özgürlüğü ve medyada çoğulculuğun Avrupa değerlerinin merkezinde olduğu hatırlatıldı. 14 Aralık 2014 tarihinde bazı medya yöneticisi ve gazetecilerin gözaltına alınması kınandı. Bu durumun “medya özgürlüğü ve hukuka saygı konusunda şüphe uyandırdığı” not edildi. Türkiye’de “demokratik reformlarda gerileme yaşanmasından” duyulan kaygının da dile getirildiği kararda, özellikle hükümetin “toplumsal gösteri ve muhalif medyaya karşı hoşgörüsüzlüğü” parmakla gösterildi.
‘Baskı ve korkutmaya son verilmeli'
Türkiye’de sadece basın ve medya değil aynı zamanda sosyal paylaşım sitelerine yönelik baskıya da dikkat çekilen kararda, internet sitelerinin orantısız biçimde yasaklandığı, çok sayıda gazetecinin de geçici tutuklu konumunda olduğu not düşüldü. AP bu kapsamda Türk hükümetinden, ivedi olarak, başta düşünce, ifade ve medya alanlarında olmak üzere özgürlükler, demokrasi, eşitlik, hukuk devleti ve insan haklarına saygıyı tam olarak güvence altına alacak reformlar gerçekleştirmesini istiyor. Bağımsız medyanın demokratik toplum için vazgeçilmez olduğuna da hatırlatma yapılıp, Türkiye’de muhalif gazeteciler ve medyaya yönelik baskı ve korkutmaya son verilmesi isteniyor.
Kararda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ihlallerinin engellenmesi için hükümet tarafından hazırlanan eylem planında “ifade özgürlüğünün sınırlandırılmasına olanak tanıyan” terörle mücadele ve ceza kanunu hükümlerinde değişiklik öngörülmediği vurgulanıp, bu durumun düzeltilmesi isteniyor. Avrupa Parlamentosu, Türkiye’ye aday ülke statüsü kapsamında verilen yardımlarda “bağımsız medyalara daha fazla kaynak ayrılması” talebinde de bulundu.
Karar Avrupa Parlamentosu’nun ifade ve medya özgürlüğü konusunda Türkiye hakkında 2000’li yılların başlarından bu yana aldığı en önemli kararlardan biri olması bakımından önem taşıyor. AP’de temsil edilen siyasi grupların ezici çoğunluğunun kararı desteklemiş olmaları da ifade ve medya özgürlükleri alanında Türkiye’nin bugün Avrupa’da nasıl algılandığını gösteriyor.
Avrupa Parlamentosu’nun yıllık olağan Türkiye raporu da Mart ayında oylanacak.