Dünya
Deutsche Welle

Türkiye'nin gözü Suriye sınırında

Suriye'de IŞİD'le çatışan YPG'nin Telabyad’ı ele geçirmesi Ankara'da da dikkatle izleniyor. Sınırda yaşananları 'kaçınılmaz' olarak tanımlayan uzmanlar, hükümeti Suriye politikasında acil değişikliğe gitmeye çağırıyor.

17 Haziran 2015 12:32


Türkiye-Suriye sınırında YPG’nin IŞİD ile çatışırken binlerce Suriyelinin Türkiye’ye akın etmesiyle başlayan hareketlilik hız kesmiyor. Son iki haftada 23 bin Suriyelinin Türkiye'ye giriş yapması Birleşmiş Milletleri de uluslararası topluma “sığınmacılar için acil yardım” çağrısı yapmaya yöneltti. Sığınmacıları ‘kontrollü’ bir şekilde içeri alırken “Sığınmacılar kapıda bekletilmez” eleştirisiyle karşılaşan Türk hükümeti, “Sorunlar olsa da, açık kapı politikamızı sürdürecek ve yerlerinden olan insanlara elimizden geldiğince yardım edeceğiz” açıklamasıyla eleştirileri geri püskürtmeye çalışıyor. Suriyelilerin geçtiği sınırdan IŞİD militanlarının da geçtiğinin belirlenmesinin ardından Ankara, sınır güvenliği önlemlerini de en üst seviyeye çekmekle uğraşıyor.

Hareketli Suriye sınırı, altı ay önce IŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırısını boşa çıkartan YPG’nin, Telabyad’ı da alarak Kobani ve Cezire kantonlarını birleştirmesiyle daha da hareketlendi. Suriye’de PKK bağlantılı Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) silahlı kanadı Halk Savunma Güçleri’nin (YPG) Telabyad’da kontrolü ele geçirmesinde ABD öncülüğündeki koalisyonun havadan, Özgür Suriye Ordusu’nun da karadan desteğinin etkin olduğu belirtiliyor. Telabyad’da YPG bayrağı dalgalanırken, Ankara’da YPG’nin bir sonraki hedefinin neresi olacağından, Kürt tampon bölgesinin Suriye’nin parçalanmasıyla birlikte bağımsızlık ilanına gideceğine kadar uzanan tartışmalar gündemde öne çıkıyor. YPG’nin Telabyad’ı ele geçirmesinden rahatsız olan Ankara, koalisyon güçlerinin desteğini değerlendirirken, “Kuzey Irak’ın doğal kaynaklarının Akdeniz’e açılması için çalışmalar yapılıyor” bile diyor. Değerlendirmelerde, YPG’nin Türkiye sınırının tamamına hakim olmasının PKK’yı da cesaretlendirebileceği üzerinde de duruluyor.

“Suriye 3'e bölündü”

Peki, sınırdaki gelişmeler Ankara’yı ‘rahatsız edecek’ boyutta mı? Ankara rahatsız olurken, aslında sınırda neler yaşanıyor? ODTÜ’den Hüseyin Bağcı Deutsche Welle’nin sorularını yanıtlarken, sınırda yaşananları “Kürtler açısından önemli bir gelişme” olarak tanımlıyor ve ekliyor: “Suriye bölünüyor. Kürtler, İslamcılar ve Esad yanlıları olmak üzere üçe bölünüyor. Esad’ın Kürtlerle anlaşmasında sorun olmaz. Önümüzdeki dönemde bu üç grubun nasıl anlaşacağını, çatışmaların nerede-nasıl yaşanacağını göreceğiz. Bu süreçte Ankara’nın sınırdaki gelişmeleri PKK’yla ilişkilendirip rahatsız olması anlamsız. Bugün yaşananlar, kaçınılmazdı.”

Ankara’daki rahatsızlığın kaynağının “Sınırda yaşananları hesaplayamamak ve kontrol edememek” olduğunu söyleyen Bağcı, “YPG’yi bir tehdit gibi görmek yanlış. Onlar kendi işine bakıyor. Kuzey Irak’la, Suriye’nin kuzeyini de bir tutmamak gerek. Kürt grupların sınırda bir kuşak oluşturması, belki de Ankara’nın daha çok işine gelecek. Suriye konusunda daha aktif ve hareketli politikanın bir an önce harekete geçirilmesi gerekiyor ve bunun için de yeni hükümeti bekliyoruz” mesajı veriyor.

Koalisyon güçlerinin IŞİD karşısında YPG’ye destek vermesinin de çok doğal olduğunu söyleyen Hüseyin Bağcı, “Şimdi IŞİD geri çekiliyor. Türkiye’nin IŞİD’le mücadeleye odaklanması ve Kürt gruplarla işbirliğini genişletmesi gerekir. Bölgedeki tehdit ve gelişmeler iyi algılanmalı. PKK’nın doğrudan YPG’yle bir olduğunu düşünülmemeli. Ayrıca YPG, IŞİD’le savaşıyor, Türkiye’yle değil. Türkiye, korkularını yenmeli” diyor.

“Suriye'nin toprak bütünlüğü nerede”

Emekli Büyükelçi Faruk Loğoğlu da sınırda yaşananlarla ilgili Deutsche Welle’nin sorularını yanıtlarken; Amerika’nın bölgedeki öncelikli hedefinin bir Kürt tampon bölgesi kurulmasından çok IŞİD’le mücadelenin sürmesini sağlamak olduğuna dikkat çekiyor. “Ama durumun Kürtler bakımından yeni bir tarafı var. Çünkü sınırda bir Kürt tampon bölgesi oluştu. Kürt güçlerinin Suriye’de böyle bir kesintisiz şerit oluşturmasının Ankara’da garip karşılanması da Suriye politikasındaki dengesizliklerden kaynaklanıyor” diyen Büyükelçi Loğoğlu, Türkiye’nin endişesini PKK’ya dayandırdığını hatırlatıyor.

Faruk Loğoğlu, Türkiye’nin “PKK güçlenir” endişesiyle büyük resmi göremediğini de söylüyor ve “Başından beri dile getirilen Suriye’nin toprak bütünlüğü üzerinde kimse durmuyor. Ne yazık ki bunu Amerika da dile getirmiyor. Çünkü bölgede bir Kürt devletinin kurulması Amerika’nın da çok işine gelecek. Amerika, Suriye’deki sıkıntılarını Kürtlerle aşmaya çalışacak” değerlendirmesini yapıyor.

Sınırda yaşanan gelişmelerin son dönemdeki gelişmelerin ‘doğal ve kaçınılmaz’ uzantısı olduğu görüşünü yineleyen Loğoğlu, “Türkiye kafayı sadece Esad’ı devirmeye takıp, bölgede neler olup bittiğini anlamaktan uzak kalmıştı. Ankara’daki paniğin asıl sebebi de budur. Suriye'de gerginlik tırmanırken, Türkiye de bu gerginliği tırmandırırken iyiydi de, şimdi mi kötü. Görüldüğü üzere; siz değiştirmeseniz de Suriye politikası kendiliğinden değişmek zorunda. Kavgacı ve gürültücü bir politikanın sizi dış politikada da sıkıştırdığını anlamak için sınırda yaşananlar çok doğru bir örnek” değerlendirmesi yapıyor.

Sınırdaki gelişmelerin Türk-Amerikan ilişkilerine de doğrudan bir etkisinin sözkonusu olmayacağını söyleyen Loğoğlu, “Çünkü bu ilişkilerin kendi dinamiği var. Kimse, sınırda beğenmediği şeyler oluyor diye Amerika’yla ilişkilerini askıya alamaz” diyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle