Mehmet Şevki Eygi
(MilliGazete, 3 Mart 2012)
Kriptolar
Biz hepimiz Ermeniyiz diye bağıranların kaçta kaçı Ermenidir? Sanırım onların içinde, kimlik kartlarının din hanesinde Ermeni Gregoryen yazan bir kişi bile yoktur.
Ülkemizde Kripto Ermeniler var mıdır? Vardır ve hem de çoktur.
İsmi Müslüman, kartta dini İslam yazıyor ama asıl kimliği Ermeni.
Fransa'da yayınlanan La Croix günlük gazetesinde (29 Ağustos 2005) Patrik Mesrob cenaplarıyla yapılan bir röportajda, 1915 ile 1918 arasında Müslüman yapılan 200 bin Ermeni kadın ve kızının torunlarının bugünkü sayısı bir buçuk milyon olarak gösterilmişti.
Rakamlar tartışılabilir ama ülkemizde hayli yüksek sayıda Kripto Ermeni bulunduğu tartışılamaz. Çünkü taş gibi bir realitedir.
Bunların büyük bir kısmı iğreti olarak Alevî görünmektedir.
Hepsini suçlamam ama PKK'nın beyin takımı, kurucusu bu Kriptolar ile Kripto Yahudilerdir. Kürt görünen, Alevî görünen Kriptolar.
Gerçek ve samimî Alevîleri ve gerçek Kürtleri tenzih ederim.
Türkiyenin en büyük problemlerinden biri Kripto Ermeniler ve Kripto Yahudilerdir.
Bu meselenin çözümü var mıdır?
Ölümden başka her şeyin çaresi olduğuna göre bunun da vardır elbette.
Birinci çare: Bu meseleyi iyi niyetli, bilgece, medenîce, yüksek seviyede araştırmak, incelemek.
İkinci çare: Gerçekleri, realiteyi inkar etmemek.
Üçüncü çare: Meseleye olumlu yaklaşmak.
Dördüncü çare: Osmanlı'nın "Milletler Birliği sistemine" dönmek. Bugünkü resmî ideoloji, bugünkü vesayet sistemi (hâlâ devam ediyor), ABD ve İsrail baskılarıyla bu sisteme dönmek çok zordur.
Halkımız birçok konuda kasıtlı olarak cahil bırakılmıştır. Osmanlı'nın milletler sistemi ne demektir, bilen kaç kişi çıkar.
Televizyonlarda, yazılı basında, akademik çevrelerde Kripto Yahudiler ile Kripto Ermeniler meselesi konuşulmuyor, yazılmıyor, tartışılmıyor. Başımızı kuma sokmuşuz, bilmezlikten gelmiyoruz.
Şunu artık kabul etmeliyiz: M. Kemal Paşa'nın ölümünden sonra uydurulmuş Kemalizm ideolojisi ve bugünkü düzen felsefesiyle temel problemlerimizi sağlıklı bir şekilde çözmenin imkanı yoktur.
Enkazından kırka yakın irili ufaklı devlet çıkan Osmanlı cihan imparatorluğu bunca çeşitliliği, bunca dini, bunca ırkı, bunca lisanı nasıl bir arada tutup idare edebilmiştir? Bunu düşünmemiz lazımdır.
Bu sorunun cevabı işkembeden uluorta konuşmakla, çalakalem yazmakla bulunmaz.
Türkiye'nin dominant faktörü olan Sünnî Müslümanlar bu konuda çareler, çözümler üretmekle vazifeli ve hükümlüdür.
Başbağlar köyündeki katliamın hesabını bile soramayan, canileri ve katilleri yakalatamayan Sünnîler mi? (Başbağlar şehitleri için Fatiha okuyup sevabını onların ruhlarına bağışlayalım. Kanları yerde kaldı. Rûz-i Cezada bizden davacı olacaklarından korkuyorum.)
(Türkiye gazetesinin 9 Şubat 2012 tarihli nüshasında yayınlanan "Ermeniler Gerçek Kimliğine Dönüyor" başlıklı haberi, internetten indirip mutlaka okuyunuz, bir kere daha okuyunuz, üçüncü defa okursanız daha iyi olur.)