Gündem

Türkiye'nin ayıbı genetik özürlüler İSTANBUL (A.A)

08 Aralık 2011 20:20

-Türkiye'nin ayıbı genetik özürlüler İSTANBUL (A.A) - 08.12.2011 - Yale Üniversitesi Beyin Cerrahisi Bilim Dalı Başkanı Prof. Murat Günel, Türkiye'nin en büyük ayıplarından birinin genetik sebeplere bağlı özürlü, engelli çocuklar olduğunu belirterek, ''Şu andaki teknolojiyle bunların erken tanısını koyabiliyoruz. Çok nadir vakada tedavisini yapabiliyoruz. Fakat bırakın doğumda ya da bebeklik sırasında doğum öncesinde bile bu riskleri belirleyebiliyoruz. Nasıl bazı hastalıklar ailelere özelse, bazı bölgelerdeki bozukluklar da Türkiye has. Türkiye'nin bazı bölgelerine has. Bizim bunları anlayıp, bunları engelleyici önleyici grup çalışmalarına başlamamız lazım'' dedi. Cumhurbaşkanlığı himayelerinde Türkiye İhracatçılar Meclisinin ev sahipliğinde ve Türkcell'in stratejik ortaklığında Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen ''Türkiye İnovasyon'' Konferansı'nın ikinci gününde ''Genome Projeleri İnsanlığa Ne Vaat Ediyor?'' oturumu yapıldı.  Oturumda konuşan Yale Üniversitesi Beyin Cerrahisi Bilim Dalı Başkanı Prof. Murat Günel, 2001 yılında insan DNA yapısının genetik şifresinin çözüldükten sonra ilk defa 3 milyar harften oluşan tüm dizisinin yayınlandığını, bunların içinde hücrelerin yapı taşları olan proteinleri kodlayan 20 bin bölgenin daha önemli olduğunu anlattı.  Bu ilk projenin 5 yıl sürdüğünü 3,5 milyar dolar tuttuğunu, bu sene DNA okumanın maliyetine bakıldığında 10 yıl içinde maliyetin 1 milyon kere düştüğünü, süresinin de 1.5 aya düştüğünü ve bütün işlemin 100 milyon kere hızlandığını ve bunun baş döndürücü bir hız olduğunu anlatan Günel, DNA yapısını okumayı kişilere uygulama imkanları olduğunu, her insanın genlerinin yüzde 99,99'u aynı olduğunu, bin harften birinin kişinin kim olduğunu, hastalık risklerini belirlediğini kaydetti. Günel, kişiye özgü riski belirlemenin önemli olduğunu, ancak bunu toplumlara uygulamanın önemine işaret ederek, şunları söyledi: ''Türkiye'nin en büyük ayıplarından biri genetik sebeplere bağlı özürlü engelli çocuklar. Şu andaki teknolojiyle bunların erken tanısını koyabiliyoruz. Çok nadir vakada tedavisini yapabiliyoruz. Fakat bırakın doğumda ya da bebeklik sırasında, doğum öncesinde bile bu riskleri belirleyebiliyoruz. Nasıl bazı hastalıklar ailelere özelse, bazı bölgelerdeki bozukluklar da Türkiye has. Türkiye'nin bazı bölgelerine has. Bizim bunları anlayıp, bunları engelleyici önleyici grup çalışmalarına başlamamız lazım. bunu yapacak teknoloji var''  dedi.