Yeni AB Bakanı Volkan Bozkır göreve geldikten sonra ilk Brüksel temaslarına bugün başladı. Temasları öncesi basınla biraraya gelen Bozkır gerek Strasbourg temasları gerekse bundan sonra AB Eylem Stratejisi konusunda önemli açıklamalarda bulundu.
AB standartlarının önemini koruduğunu ifade eden Bozkır, köprüye çarpan damperi açık kamyon ve işçi kazaları örneklerini vererek AB standartlarının bu gibi kazaları minimuma indirebileceğini söylerek "Kim sorumlu diye arayıp durmak yerine önce bu standartları içselleştirmeliyiz" dedi. Önünde herhangi bir teknik veya siyasi engel olmayan üç fasıldan biri olan 'Sosyal Politikalar' faslının bu çerçevede neden açılmadığını ve hükümetin bu noktada sorumluluk payı olup olmadığı sorusuna ise Bozkır şöyle yanıt verdi: "Hükümetin fasıl açmamaktan kaynaklanan hiçbir sorumluluğu yoktur. Biz fasılları açmadan da sanki açmış gibi fasılların içerdiği mevzuatı yasalaştırıp hayata geçiriyoruz. Bu konuya ilişkin 36 yönetmelik değişmiştir."
Siyasi reform süreci
Geçen iki gün boyunca Strasbourg temaslarında 'Yeni Türkiye'yi ve bu Türkiye'nin AB'yi stratejik hedef olarak görmeye devam ettiğini anlattığını ve bunun karşısında olumlu tepkiler aldığını söyledi. Geçtiğimiz gün Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tarafından duyurulan AB Eylem Planı'nın içeriğini ilk kez açıklayan Bozkır eylem planının üç ayaklı olduğunu ifade ederek bu temel ayakları sıraladı.
İlk ayak olarak siyasi reform sürecinin devamılığına önem verdiklerini belirten Bozkır reformlar önündeki engellerin aşılması için gayret göstereceklerini belirtti. Uygulamaya ilişkin eksikliklerin giderilmesi için de bugüne kadar görevi sadece izlemek ve takip etmek olan 'Reform İzleme Gurubu'nun artık daha aktif olarak çalışma yapacağını duyurdu. İçerisinde İçişleri, Adalet ve AB Bakanlığı olan bu gurubun 'Siyasi İşler Alt Komitesi' aracılığı ile uygulamaların hayata geçirilmesinde önemli rol oynayacağı açıklandı.
AB müktesebatına uyum
Eylem planının ikinci ayağı AB müktesebatına uyumun devamı olacak zira fasıllar açılmasa dahi fasıllara ilişkin müktesebatın hızla adapte edilmeye devam edeceğini anlatan Bozkır hedeflerinin, uzun zamandır yayınlanmayan 'Katılım Ortaklığı Belgesi'nin tekrar hayata geçirmek olduğunu söyledi. Bozkır "Bunun için de 30 Eylül'den itibaren Koordinasyon ve Uyum Komisyonu ile Fasıl Bazında Koordinasyon ve Uyum Komisyonları yoğun çalışmalara başlayacaklar" dedi. AB Bakanı Bozkır, Kıbrıs sorunu çözüldüğünde 15 kadar faslın hazır olacağını ileri sürdü.
AB iletişim stratejisi
Üçüncü ayak ise AB ile yeni bir iletişim stratejisi olacak ve bu strateji çerçevesinde hem AB'nin Türkiye'deki imajı tekrar geliştirilecek hem de Türkiye'nin AB'deki imajı yükseltilecek. Bunun için de Türkiye içerisinde ve yurtdışında konuya ilişkin kitapçıklar yayınlanacak ve çok daha azla sayıda ziyaret ve temaslarda bulunulacak. Bozkır Türkiye'nin kendi imajına ilişkin olarak "Hak etmediğimiz bir durum söz konusu, bunu değiştirmemiz gerekli" dedi.
İletişim ve imaj çalışması noktasında DW'nin "Türkiye kendi kendine ilerleme raporları yayınlamaya devam edecek mi?" sorusu üzerine ise Bozkır bunun artık olmayacağını açıkladı ve sözlerine şöyle devam etti: "Birbirimizi kırarak üzerek ilerleme olmuyor. 'Tanımıyorum' psikolojisi ile de ilerleme olmuyor. Kendi kendimize konuşmanın veya ilan vermenin nasıl bir anlamı olmuyorsa bu tip şeyler yapmanın manası ve faydasının olmadığı da ortaya çıktı. Artık kendimizin rapor yayınlaması gibi bir şey söz konusu olmayacak."
Yeni Parlamento ve Komisyon yapısı nedeniyle AB'nin Türkiye'den vazgeçtiği sinyallerine dair de konuşan Bakan Bozkır, bu algılamalara katılmadığını ve AB'nin Türkiye'den vazgeçmediğini söyleyerek "Belgelerin ve yapıların ömrü gelişmeler kadar sürer eğer karşılıklı çıkarlar öne çıkar ve ona göre gelişmeler olursa Türkiye'nin üyeliği gerçekleşir" diyerek AB üyeliğine olan isteğin Türk halkında da azalmadığını belirtti.
Bozkır Eurovision'dan çıkmanın da Avrupa'ya bir mesaj olmadığını Eurovision şarkı yarışmasındaki oylama sistemine ilişkin gerekli değişiklikler yapılırsa Türkye'nin tekrar katılacağını söyledi.